Kış depresyonuyla başa çıkmanın yolları

Gün ışığının azalmasıyla birlikte görülen kış depresyonu, sadece geçici bir halsizlik değil, günlük işlevselliği bozan klinik bir tablo olabiliyor. Uzman Psikolog Melis Tiftikci, “Belirtiler iki hafta ya da daha uzun süredir devam ediyorsa bir uzmandan destek alınmalı” dedi

11 Aralık 2025 - 11:28

Günlerin kısalması ve güneş ışığının azalmasıyla birlikte sonbahar aylarının sonunda ve kış aylarında ortaya çıkan kış depresyonu, klinik adıyla “Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu”, ruh hali, enerji düzeyi ve günlük işlevsellik üzerinde ciddi etkiler yaratabiliyor. Uzmanlar, kış depresyonunun geçici bir halsizlik haliyle karıştırılmaması gerektiğini vurgularken; bu tablonun tedavi gerektirebilen klinik bir durum olduğuna dikkat çekiyor.

Uzman Psikolog Melis Tiftikci, kış depresyonunun belirtilerinden risk faktörlerine, korunma yollarından tedavi seçeneklerine kadar merak edilenleri gazetemize anlattı.

“KIŞ YORGUNLUĞU İLE KARIŞTIRILMAMALI”

Kış depresyonu hakkında bilgi veren Tiftikci, “Klinik terminolojide Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu adını versek de özellikle sonbahar sonunda ve kış aylarında tekrarlayan bir örüntü varsa buna kış depresyonu da diyebiliriz. Günlerin kısalması, gün ışığına daha az maruz kalmak gibi değişiklikler doğayı etkilediği gibi bizim ruh halimizi de etkileyebiliyor. Fakat kış depresyonu ve kış yorgunluğunu birbirinden ayırmak gerek. Eğer ki kış yorgunluğu yaşıyorsak hafif enerji düşüklüğü, bir miktar daha fazla uyuma isteği ve can sıkıntısı gözlemleriz. Bu semptomlar bizim günlük işlerimizi yapmamıza engel olmaz. Kış depresyonuna kıyasla daha yönetilebilirdir ve kısa sürelidir. Kış depresyonu gibi mevsimsel duygudurum bozukluklarında klinik depresyon belirtileri dediğimiz umutsuzluk, hüzün, ilgi kaybı gibi semptomlarla karşılaşırız. Bu belirtiler çok daha şiddetli yaşanır ve günlük işlevselliği bozduğunu, sosyal ilişkilerde zorlanmaların arttığını ve kişinin özbakımını ihmal etmeye başladığını görürüz. Kış yorgunluğu mevsimsel değişikliklere adaptasyon süreci iken, kış depresyonu tedavi gerektiren klinik bir tablo olarak karşımıza çıkar.” dedi.

“YETİŞKİN KADINLARDA DAHA SIK GÖRÜLÜYOR”

Kış depresyonunun görülme sıklığı hakkında bilgi aktaran Tiftikci, “Genetik yatkınlık burada da önemli bir faktör. Eğer ki ailenizde mevsimsel duygudurum bozukluğu ya da farklı duygudurum bozukluğu olan kimseler varsa siz de daha fazla risk altındasınız demektir. Bununla birlikte, güneş ışığının azaldığı kuzey bölgelerde daha yaygın olduğunu biliyoruz. Kışın gün ışığından ne kadar az faydalanabilirseniz riskiniz o kadar artıyor. Her ne kadar çocuklardan yaşlılara kadar herkeste görülebilen bir tablo olsa da yetişkin kadınlarda görülme sıklığı erkeklere kıyasla daha fazla.” ifadelerini kullandı.

Kış depresyonunun en sık görülen belirtilerine de değinen Tiftikci, “Belirgin enerji düşüklüğü ve yorgunluk hali, aşırı uyku ihtiyacı, umutsuz, değersizlik hissetmek ve sıklıkla hüzünlenmek, karbonhidrat ve şeker tüketimi isteğinde artış ve buna bağlı olarak kilo alımı, eskiden zevk alınan şeylere karşı ilgisizlik, sosyal geri çekilme belirtileri iki hafta ya da daha uzun süredir devam ediyorsa ve kişinin günlük işlerini yapmasına engel oluyor, sosyal ilişkilerini olumsuz etkiliyorsa bir uzmandan destek almasını öneriyoruz. Özellikle intihar düşünceleri varsa bu durumu hafife almamak ve ertelememek gerekli.” şeklinde konuştu.

ÖNLEMEK İÇİN NELER YAPABİLİRİZ?

“Yaşam tarzımız pek çok hastalığı önlediği gibi mevsimsel duygudurum bozukluğu için de önemli bir etmen” diyen Tiftikci, “Kış depresyonunda uyku ihtiyacımız artar, bu yüzden uyku hijyenine dikkat etmek ve hafta sonları dahil her gün aynı saatte uyuyup uyanmak riski azaltıyor. Gün ışığında yapılan hafif egzersizler oldukça faydalı. Depresyonda şeker ve karbonhidrat isteği artabiliyor; bunu dengelemek için sağlıklı ve düzenli beslenmek gerekiyor. Ayrıca D vitamini düşüklüğü depresyonla ilişkili olduğu için seviyelerin kontrol edilmesini ve gerekirse doktor önerisiyle takviye alınmasını öneriyoruz.” ifadelerini kullandı.

Tiftikci son olarak şunları dile getirdi: “Tedavi mutlaka kişinin yaşadığı zorlanmanın nedeni ve şiddetine göre bir uzman tarafından belirlenmeli; tanıyı yalnızca psikiyatrist koyabilir. Görüşmeler ve gerekli görülen tahliller sonrasında ışık terapisi, psikoterapi ya da ilaç tedavisi önerilebilir. Tedavi sürecinde akla takılan sorular ya da yan etkiler mutlaka psikiyatristle paylaşılmalı; kulaktan dolma bilgilerle kendi kendimize değişiklikler yapmak işleri zorlaştırabiliyor. Kış depresyonunu önlemek için gün ışığından olabildiğince faydalanmayı, güneşli saatlerde kısa yürüyüşler yapmayı, düzenli egzersiz ve sağlıklı beslenmeyi öneriyorum. Sosyalleşmekten uzaklaşmamaya çalışmak, uyku düzenini korumak ve stresle baş etme becerilerini geliştirmek de çok önemli. En önemlisi ise kendimize karşı daha şefkatli olmak; kış aylarında enerjimizin düşebileceğini kabul edip gerçekçi hedefler koymak ruh sağlığımızı korumamıza yardımcı oluyor.” dedi.


ARŞİV