İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ile Kadıköy Belediyesi’nin iş birliğiyle 25 Kasım "Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü” kapsamında şiddete karşı dayanışma söyleşisi gerçekleşti. 29 Kasım Cuma günü Kadıköy Evlendirme Dairesi’nde gerçekleşen söyleşiye Doç.Dr. Sevgi Uçan Çubukçu ile Doç.Dr.Aynur Soydan Erdemir konuşmacı olarak katıldı.
“YOKSULLUĞUN KENDİSİ ŞİDDET”
Hatırlamanın önemli bir mücadele olduğunu belirten Doç.Dr. Sevgi Uçan Çubukçu, “Onun için kadın hareketi ve kadın örgütünün taleplerine kulak kabartmak gerekir. Tabii önce devlet, sonra biz kadınlar yurttaşlar.” dedi. Kadına yönelik şiddetlerden birinin yoksulluk olduğunu kaydeden, Çubukçu “Yoksulluğun kendisi, doğrudan bir ekonomik şiddet olmasının yanı sıra, yoksulluğun yer açtığı en önemli şiddet bahanelerinden biri.” şeklinde konuştu.
Belediye yuve ve kreşlerinin kadınların hayatını önemli ölçüde kolaylaştırdığını belirten Çubukçu, “Sadece sosyal devlet anlayışı yararına değil. Kadına yönelik şiddeti önlenmesi için bir zorunluluk. Kreşler, kadının güçlendirilmesi için zorunluluk.” dedi.
Kadına yönelik şiddetin bitmesi için kadının güçlendirilmesinin gerektiğini vurgulayan Çubukçu, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Biliyoruz ki kadına yönelik şiddet bir döngüdür. Kadına yönelik şiddet, cinsiyetler arasındaki eşitsiz hiyerarşik iktidar ilişkisidir. Bunu ortadan kaldırmanın yolu da bu şiddetin engellenmesi. Bu şiddeti engellemek ise kadını güçlü birey haline getirmekten geçiyor. Bu ne demek; şiddeti sadece bireysel ve suç odaklı bir olgu olarak görmek değil. Şiddeti bir toplumsal bütünsel sorun olarak görmek. Yani kadını siz güçlendireceksiniz ekonomik olarak. Kadın çalışmıyor mu istihdam sağlayacaksınız, eğitimden mi yoksun eğitim, sosyal yardımlardan mı yoksun sosyal yardımlar yapılacak. Belediyeler yapıyor biliyorsunuz. Bu siyasi iktidar, sosyal yardımlarla geldi ama patır patır hepsini aldı. Şimdi bütçesi az olan yerel yönetimler sosyal hizmet yardımlarıyla bunu yapmaya çalışıyor. ”
“KADINLAR DİRENİYOR VE DİRENECEK”
Doç.Dr. Aynur Soydan Erdemir, “Son dönemde meydana gelen kreş meselesi hepimizi çok rahatsız etti ama görüyoruz ki kadınlar direniyor ve direnecekler. Zaten yerel yönetimler bu konuda çok kararlı. Buradan dönüş olmayacaktır. Koşullar çok olumsuz olsa da geleceğe dair umudumuzu besleyecek çok önemli gelişmeler var. Burada olmamız bile bunun bir göstergesi.” dedi.
ÇOCUKLAR ZORUNLU EĞİTİMİ OKUYAMIYOR
Kadına yönelik ayrımcılığın yüzyılların geleneği olduğunu ve doğallaştırılmış bir durum gibi gözükse de kadınların bu düşüncelere karşı sürekli mücadele içinde olduğunu dile getiren Erdemir konuşmasına şöyle devam etti: “Kız çocuklarının okuldan ayrıldığını görüyoruz yoğun bir biçimde. Erkek çocuklar da ayrılıyor. Zorunlu eğitim döneminde olan yaklaşık 600 küsür bin çocuk eğitimin dışına çıkmış. 4+4+4’ten sonra kız çocuklarının ilköğretimin ardından açık öğretime yönlendirilmesi ve erken evlendirilmesi söz konusu. Cumhuriyet döneminde yapılanlara ve bugüne baktığımızda, tüm kazanımların üzerine gidildiğini ve bunların geriye döndürülmeye çalışıldığını görüyoruz. Tabii yoksulluk başlı başına çok önemli bir konu, yüzde 42 çocuk yoksulmuş. Çocuklar kahvaltı yapamıyor, okullarda yemek verilemiyor daha doğrusu verilmiyor. Hijyen problemi var, belediyeler üstelendiler ve reddedildi. Bunların hepsi annelere kadınlara değiniyor, çok zor durumdalar. Cumhuriyet dönemine gidecek olursak; okuma yazmanın arttırılması, karma eğitimin teşvik edilmesi, kadınların kamusal alanda meslek sahibi olması ve teşvik edilmesi söz konusuyken bambaşka bir noktaya gelmiş bulunuyoruz”.