“Kütüphanesi olmayan şehir güvenli değildir”

Kütüphanelerin şehir hayatı açısından önemi ve değişimiyle ilgili Prof. Dr. Handan İnci ve Prof. Dr. Tuba Çavdar Karatepe ile konuştuk

06 Nisan 2018 - 11:46

Kütüphaneler, kültür merkezleri, sergi salonları, halka açık yaşam alanlarıyla birlikte şehir yaşamında yıllardan beri önemli bir yer tutuyor. Kütüphaneler Haftası vesilesiyle fikirlerine başvurduğumuz Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden Prof. Dr. Handan İnci, “Şehir hayatı kütüphanesiz olmaz. Şaka yollu söyler dururum, nöbetçi eczaneler gibi 24 saat açık olmalıdır. Kütüphanesi olmayan bir şehir güvenli değildir. Kütüphane şehir halkını ailesi gibi görmelidir. Kütüphane evin bir odasıdır, evin bir parçası gibi olmalıdır okurları için.” diyor.

Marmara Üniversitesi Bilgi Belge Yönetimi bölümünden Prof. Dr. Tuba Çavdar Karatepe ise, akademisyenler ve araştırmacılar için kütüphanelerin önemine değinirken “Kütüphanelerin sayıları tabi ki önemli ama önemli olan kuruluş amacına, hedef kitlesine iyi hizmet vermesi. İyi hizmet vermesi için de uzman kütüphanecilerin ve diğer personelin yeterli sayıda olması, çalışma koşullarının da iyileştirilmesi lazım.” görüşünü paylaşıyor.

“ALIŞKANLIK İLKOKULDA BAŞLATILMALI”

Uzmanlara göre kütüphanelerin öneminin anlaşılabilmesi için bu alışkanlık ilkokulda başlatılmalı. Yurt dışında herkese bir kucak dolusu kitap çekinmeden verilebiliyor ancak İstanbul’a bakılırsa geçmişten bugüne kütüphaneler çok daha iyi bir noktada ve okur da daha bilinçli.  Kütüphane Handan İnci’ye göre üç noktadan ölçülebilir: zenginliği, erişim kolaylığı ve konfor. Aynı zamanda Marmara Üniversitesi Kütüphanesi’nde görev yapan Tuba Çavdar Karatepe ise geçmişten günümüze değişimle ilgili, “Bugün teknolojinin imkânlarını kütüphanelerde kullanmak çok keyifli. Artık bilgi arama davranışı, kütüphanecilerin becerileri, kullanıcıların talepleri değişti. Bu değişim kütüphanecilerin kalitelerini arttırmaları, kütüphanelerin daha çok kullanılması için kullanılıyor” görüşünde.

EN İYİ KÜTÜPHANELER HANGİLERİ?

İstanbul’da en çok kullanılan kütüphaneler İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM), Taksim Atatürk Kitaplığı, Beyazıt Kütüphanesi, Salt Araştırma’nın açık erişimle sunduğu arşiv. Karatepe İSAM’ı özellikle vurgularken Handan İnci de aynı görüşü paylaşıyor: “Bir araştırmacı için açık raf sistemi ve dijital kataloglarla kütüphaneyi kendi başına kullanabilmesi gibisi yoktur. İSAM bu konuda hakikaten çok iyi bir örnek.”

İstanbul’da kitap okuma ve kütüphane ziyaretlerinin en yoğun olduğu ilçelerden biri de Kadıköy. Kadıköy’deki kütüphaneleri sorduğumuzda ise Prof. Dr. Handan İnci, Kadıköy Belediyesi’nin Tarih Edebiyat ve Sanat Kütüphanesi TESAK’a dikkat çekiyor. İnci “TESAK, genç bir kütüphanenin süratle ve tutkuyla büyümesine örnek olarak Kadıköy’de kök salıyor. Sadece kütüphane olarak değil, düzenlediği etkinliklerle de göz dolduruyor. Bir kütüphane de zaten bir kitap deposu olarak kalmamalıdır, şehrin kültür hayatına canlılık getirmelidir.” diyor. Karatepe, Kadıköy’deki Muhtar Özkaya ve CKM Kütüphanelerini de TESAK’a ekliyor.

KÜTÜPHANELER DİJİTALE EVRİLİYOR

Kütüphaneler günümüzde sanal, djital güzergâhlar halini de alıyor. Prof. Dr. Tuba Karatepe hem basılı kitapların hem sanal kaynakların birlikte olması gerektiğini söylerken Prof. Dr. Handan İnci değişimi “Keşke daha da gelişse bu durum, bütün koleksiyonlar dijitale aktarılsa” şeklinde yorumluyor.

Son olarak Tuba Karatepe, kütüphane kullanıcılarının bilgi okur yazarı olmalarını sağlayacak en önemli etkenin kütüphaneciler olduğunu vurgularken Handan İnci mimariyle ilişkinin önemine değiniyor:  “Benim kişisel olarak en çok değer verdiğim konu. Çirkin bir binada, aradığım kitabı bulduğum anda bozuk bir asapla hızlı hızlı karıştırır ve kaçarcasına ayrılırım oradan. Kütüphaneler geleneği olan, içinde kendinizi iyi hissettiğiniz bir kurumdur. Örneğin Beyazıt camisiyle, sahafların uğultusuyla karşılaşmanın etkisini yansıtır.”


ARŞİV