Kültürel miras kamusal hayatla buluşuyor

İstanbul Planlama Ajansı’nın hazırladığı “Kültürel Mirasın Kamusal Mekâna Dönüşümü” raporu yayınlandı. Raporda, İBB Miras tarafından yürütülen yeniden işlevlendirme projeleri ile İstanbul’daki kültürel miras alanlarının sadece turistik değil, gündelik yaşamın bir parçası haline geldiği ifade ediliyor

19 Haziran 2025 - 12:55

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İstanbul Planlama Ajansı (İPA) tarafından hazırlanan “Kültürel Mirasın Kamusal Mekâna Dönüşümü: İstanbul’da Yeniden İşlevlendirilen Kültürel Miras Alanlarının Kentsel Yaşam Üzerine Etkisi” raporu yayımlandı. İBB Miras’ın katkılarıyla hazırlanan rapor yeniden işlevlendirme uygulamalarını ele alıyor ve kullanıcı deneyimlerine odaklanıyor. Artİstanbul Feshane, Müze Gazhane, Baruthane, Bulgur Palas ve Beykoz Çubuklu Silolar’ın değerlendirildiği araştırmada şu ifadelere yer verildi: “İstanbul, tarihsel katmanları ve zengin kültürel birikimiyle büyük bir miras potansiyeline sahip olmakla birlikte, bu mirasın yalnızca korunması değil; kent yaşamına entegre edilerek işlevsel, erişilebilir ve toplumsal fayda üreten alanlara dönüştürülmesi, hem kültürel süreklilik hem de kamusal yaşamın niteliği açısından kritik öneme sahip. Yoğun yapılaşma ve kentleşme baskısı, özellikle erişilebilir ve kapsayıcı kamusal alanlara duyulan ihtiyacı her zamankinden daha görünür kılmaktadır. Tarihsel katmanları zengin ve sürekli dönüşüm içinde olan İstanbul’da, kültürel miras alanlarının kamusal yaşama katılması, kentin hem siluetinde hem de sosyal ve kültürel dokusunda önemli dönüşümler yaratmaktadır.”

İstanbul Barometresi verileriyle desteklenen “Kültürel Mirasın Kamusal Mekâna Dönüşümü” araştırma raporu, İBB Miras tarafından yürütülen yeniden işlevlendirme projeleri ile şehrin geçmişten gelen değerlerinin nasıl toplumsal fayda üreten, erişilebilir ve kapsayıcı kamusal alanlara dönüştüğünü ortaya koyuyor. 

KAMUSAL MEKANLARA EVRİLDİ 
Araştırma kapsamında yürütülen saha görüşmeleri ve gözlemler doğrultusunda öne çıkan temel bulgular şu şekilde:

• Kültürel miras alanlarının halkın kullanımına açık, ekonomik olarak erişilebilir ve kapsayıcı nitelikte düzenlenmesi; farklı sosyo-ekonomik grupların bu alanlardan eşit şekilde yararlanmasını sağlıyor. Bu tür mekânlar yalnızca üst gelir gruplarına hitap eden bir anlayışla değil, tüm kullanıcılara açık olacak şekilde kamusal bir yaklaşımla ele alınıyor.

• Güvensiz ve tekinsiz olarak algılanan bu alanlar, artık insanların kendini güvende hissettiği, zaman geçirmekten keyif aldığı kamusal mekânlara evriliyor. Zaman içerisinde işlevlerini yitirmeleri sebebiyle terkedilmişlikle anılan yapılar, kamusal yaşamın yeni adresi haline geliyor. Bu dönüşüm, yalnızca mekanların kendisinde değil, mahalle sakinlerinin mekâna dair algılarında da köklü değişimler meydana getirdi, böylelikle mekân çevresindeki mahalleleri sosyal anlamda canlandırıyor. 

• Yeniden işlevlendirilen kültürel miras alanları, farklı toplumsal grupları bir araya getiren kapsayıcı mekânlar olarak kamusal alanın demokratikleşmesine katkı sağlıyor. Her yaş grubundan ve her ekonomik seviyeden İstanbulluların güvenli, erişilebilir ve anlamlı alanlar olarak gördüğü bu miras mekânları, sosyal adaletin, kültürel katılımın ve kent hakkının fiziksel karşılığı haline geliyor.

YÜZDE 80’İ ETKİLİ BULUYOR 
• Miras alanlarının geçmişten gelen dokusu, fiziksel özellikleri, ortamın ferah olması,kullanıcıları bu alanlara çeken en önemli nedenlerin başında geliyor. Her 10 İstanbulludan yaklaşık 8’i bu alanların kentin kültürel mirasını koruma konusunda son derece etkili olduğunu düşünüyor.
• Dönüşüm yalnızca mekanların kendisinde değil, mahalle sakinlerinin mekâna dair algılarında da köklü değişimler meydana getirerek, mekan çevresindeki mahalleleri sosyal anlamda canlandırıyor. Bu alanlar, İstanbulluların yüzde 52’si tarafından sergi, konser, atölye gibi kültürel etkinliklere katılma; yüzde 30’u tarafından çocuklarıyla arkadaşlarıyla vakit geçirip sosyalleşme; yüzde 20’si tarafından ise merak uyandırdığı için ziyaret ediliyor. 

KAPSAYICI MEKANLARA DÖNÜŞÜYOR
• İstanbul’daki kültürel miras alanlarının yeniden işlevlendirilmesi özellikle kadınlar ve çocuklar için daha kapsayıcı, güvenli ve erişilebilir kamusal mekânların yaratılmasında önemli rol oynuyor. Kadınların bu alanları sosyalleşme, dinlenme, çocuklarıyla vakit geçirme ve dayanışma kurma amacıyla benimsediği ortaya çıkıyor. Yeniden düzenlenen bu mekânlar, kadınların kent yaşamında görünürlüğünü artırmakta; çocuklar içinse güvenli oyun ve etkileşim alanları sunarak mahalle ölçeğinde toplumsal bağları güçlendiriyor.

• Kültürel miras alanları sadece birer “tarihî yapı” değil, aynı zamanda aidiyet hissinin güçlendiği, topluluk duygusunun geliştiği, sosyal ilişkilerin kurulduğu yerler olarak tanımlanıyor. Bu kamusal alanlar, zamanla bireysel hafızaların yer tuttuğu, toplumsal aidiyetin pekiştiği ve ortak yaşam deneyimlerinin üretildiği merkezlere dönüşüyor. Her 10 İstanbulludan yaklaşık 8’i İBB Miras tarafından hayata geçirilen restorasyon ve yeniden işlevlendirme çalışmalarının kentte aidiyet duygusunu güçlendirdiğini ifade ediyor. 

 


ARŞİV