İstanbul’da yaşayan Lazlar, dünyada bir ilki gerçekleştirerek Lazca’yı yaşatmak için bir ‘Laz Enstitüsü’ kurdu.
Haber: GÖKÇE UYGUN
Fotoğraflar: HARİKA ŞEBNEM KARABIYIK/EVRİM KEPENEK
Adları genelde fıkralarla anılan, Türkiye topraklarının renkli kişilikleriyle bilinen etnik gruplarından Lazlar; kimliklerine ve kültürlerine sahip çıkmak için harekete geçti. Anadolu’nun en eski dillerinden Lazca’nın ölmemesi için kolları sıvayan Laz aydınları, hem bir hak hem de bir görev olarak Lazca için çalışmaya başladı. Bu çalışmaları da Laz Enstitüsü kurarak somutlaştırdılar.
Biz de, merkezi Kadıköy’de bulunan enstitüyü ziyaret ederek, kuruculardan yazar Nükhet Eren ve müzisyen-şair Mustafa Özkurt ile konuştuk. Eren ve Özkurt’un anlattıklarına göre Türkiye'de 600 bin civarında Laz nüfusu olduğu ancak sadece 250 bin kişinin dilini konuşabildiği ifade ediliyor. Üstelik eldeki araştırmalara göre Lazca konuşan ve anlayanların sayıları gittikçe azalıyor. Hatta UNECSO, Lazca’yı yok olmakta olan diller listesine almış bile. İşte tam da bu noktada bir Laz enstitüsü olmasının gerekliliği ortaya çıkıyor. Aslında 80’li, 90'lı yıllarda Lazcaya ilişkin çalışmalar var bireysel ya da gruplar halinde varmış, bazı dergiler çıkıyormuş. Ancak bu hareketleri daha örgütlü bir yapı altında birleştirmek amacıyla Laz Enstitüsü kurulmuş.
LAZCA SEÇMELİ DİL OLDU
Laz Enstitüsü’nün ilk ve en önemli faaliyeti Milli Eğitim Bakanlığı ile görüşmeler yaparak, Lazcanın seçmeli ders olarak okutulmasını ve müfredata girmesini sağlamak olmuş. Şu an Rize (Fındıklı) ve Artvin (Arhavi)’deki okullarda isteyen öğrenciler Lazca öğrenebiliyor. Zaten enstitüde de Lazca dersleri verilmeye başlanmış. Bu dersler Lazca öğrenmek isteyen, Laz kültürüne ilgi duyan herkese açık. Laz Enstitüsü’nün kısa vadeli hedefleri arasında, Lazca ders verecek öğretmenler yetiştirmek, Lazca dersler için kitap, sözlük gibi materyalin hazırlanmasını sağlamak var. Lazcanın insanların günlük hayatına girerek yaşaması için radyo ve televizyonların Lazca yayın yapması da enstitünün uzun vadeli hedefleri arasında….
ORİJİNAL LAZ KENTİ İSTANBUL!
Peki Lazların enstitüsü neden Türkiye’nin batısında, İstanbul/Kadıköy’de kurulmuş? Yanıtı enstitüsü kurucularından Mustafa Özkurt’tan; “Bizde bir atasözü vardır; ‘Hopa’da adam öldü,yasını İstanbul’da tutuyorlar’ diye. İstanbul’da o kadar çok Laz var ki, burası adeta orijinal bir Laz kenti! Lazlar İstanbul’un hemen hemen her semtine varlar. Ama Kadıköy bir çekim alanı, Lazları da çekiyor! Biz burada yaşamayı seviyoruz, burada özgürüz. Ayrıca Kadıköy Belediyesi’ne de desteklerinden ötürü çok teşekkür ediyoruz.’’
LAZCA İLE İLGİLENENLERE DAVET
“Tek hedefimiz var o da Lazca’nın yaşaması…” diyen yazar Nükhet Eren, şunları söylüyor;
“Laz dilinin masalları, oyunları, destanları, ağıtları, şiirleri, öyküleri, şarkıları unutulur oldu, yok olmaya yüz tuttu. Eylem ve hareket yönünden böylesine zenginliğe, masallarında kulağa hoş gelen tatlı sesdeşliğe sahip Laz dilinin yaşaması, genişletilmesi, yeniden üretilmesi sürecini herkes sahiplenmeli bence. Önümüzde çok iş var yapacak. Bunun için de–Laz olsun olmasın-Lazcayla uğraşmak isteyen herkesi enstitümüze davet ediyoruz. Şu günlerde Laz alfabesiyle ilgili çalışmalarımızı sonlandırmak üzereyiz. Çizgi filmlerin Lazca dublajla yayınlanması projemiz söz konusu. Bunun dışında insanları biraya getirecek kültürel etkinlik, festival gibi çalışmalarımız da olacak.”
“DOĞAYI KORU, LAZCA'YI YAŞAT”
Laz Enstitüsü'nün açılışı vesilesiyle geçtiğimiz haftalarda Caddebostan Kültür Merkezi'nde bir tören gerçekleştirildi. Kadıköy tam bir Laz usulü şölene evsahipliği yaptı. “Doğayı Koru, Lazca'yı yaşat”, “Skudas nena” yazılı pankartın konukları karşıladığı etkinlikte, Ayşenur Kolivar, Erdal Bayrakoğlu, Marsis sahne aldı, Lazca şarkılar söylendi, horon tepildi, yöresel Laz yemekleri yenildi. Kazım Koyuncu’nun özlemle anıldığı etkinliğe, eski milletveki Akın Birdal, HDP milletvekili Levent Tüzel, BDP Diyarbakır milletvekili Altan Tan’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda ünlü isim de katıldı. Törende konuşan Laz Ensititüsü'nün Başkanı Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu, Lazların kendi dillerini konuşamamasının sorumlusunun devlet olduğunu vurguladı. Bekaroğlu, “Biz devlete karşı bu nedenle öfkeli değiliz. Ama bundan sonra gerekenin yapılması önemli. Devletten, herkesten bundan sonra gerekeni yapmasını bekliyoruz” dedi. İlk olarak üniversitelerde Laz dili ve Edebiyatı bölümlerinin açılmasını istediklerini belirten Bekaroğlu, Lazca yayınlar yapılması için televizyon ve radyoların kurulmasını, Lazca'nın seçmeli dil olmasıyla birlikte Lazca öğreten öğretmenlerin yetiştirilmesi gibi talepleri olduklarını söyledi.