Yeniden başladığımız köşemizde, ilk olarak Kadıköy’ün klasiği olan Koço’yu anlatmak istiyorum.
Kadıköy’ün simgelerinden biri olan Koço Park Lokantası’nın tarihi 1930’lara dayanır. Koço’nun binasının bulunduğu yerde, 1924 yılında Rum balıkçılar tarafından tesadüfen bulunan bir kayanın arasından fışkıran suyun kutsal olduğuna karar verilir. Suyun etrafında eski bir kilisenin kalıntıları ve Aya Ekaterini’nin ikonuna rastlanır. 1930 yılında bu yıkıntının üstüne ahşap bir bina inşa edilir ve Koço Korontos tarafından kır kahvesi olarak hizmete açılır. Daha sonraları Mösyö Koço burayı lokanta haline sokar. Bazı günler ücretsiz servis yaparak ünlenir. Mösyö Koço’nun vefatından sonra Gökçeadalı Atanaş Canı ile Stelyo Mavro devralırlar ve lokantayı büyütürler. Şimdiki sahipleri Hilmi Bey, Şeref Bey Halil Bey üç ortak olarak kolları sıvayıp bahçeyi de lokantaya katarak 250 kişi kapasiteli bir mekân haline getirirler. Lokantanın kurulduğundan beri süregelen hizmet kalitesi ve özel mezeleri hâlâ korunuyor ve aynı titizlikle hizmet veriliyor. Koço’nun 27 yıllık müdürü Dursun Bey, aile anlayışıyla tüm müşterilerini memnun etmek için çalışıyor. Yıllardır değişmeyen personel gelenleri o kadar iyi tanıyor ki bakışlarından, kaş oynatışlarından ne istediklerini anlıyor ve ona göre hareket ediyorlar.
Koço’nun en büyük özelliği içinde Kutsal Ayazma’nın bulunması.. Yani meyhaneyle ibadethane aynı çatı altında birleşmiş, enteresan bir yer. Eskiden sadece Rumların ziyaret ettiği Ayazma şimdilerde Müslüman ve Hıristiyan ayrımı yapmadan şifa bulmak isteyen herkesin uğrak yeri olmuş durumda. Her Pazar günü ayinlerin de yapıldığı küçük kiliseden çıkanlar Koço’nun nefis yemeklerini yiyerek günün keyfini çıkarıyorlar. Koço, meyhaneden geçerek ibadete gidilen tek yer. Dünyada başka bir yer olduğunu sanmıyoruz ki meyhane içinden geçilip ibadete gidilsin… Moda İskele ve Adalar manzarasıyla da ilgi çeken Koço, ünlülerin de uğrak yeri olmuş bir yer. Kadıköy’e yolu düşen herkes bir kere Koço’da balık yemeden ayrılamaz Kadıköy’den… Denize karşı deniz ürünlerinin en güzel ve ustaca sunulduğu Koço’nun aşçısı 1959’dan beri aynıdır. Her şeyiyle klasikleşmiş olan Koço’da 15 civarında soğuk mezenin yanı sıra midye, ciğer, börek, kalamar ve karides güvecin başı çektiği ara sıcaklar da lezzetli. Kolay kolay hiçbir yerde bulamayacağınız deniz ürünlerini en leziz şekilde yiyebileceğiniz ender yerlerden biri Koço. Özellikle bahar aylarında muhteşem manzarasıyla bahçesi tıklım tıklım olan Koço’nun işletmecileri lokantalarında 80 yıldan bu yana aynı kaliteyi koruyarak hizmet vermekten gurur duyduklarını belirtiyorlar. Bence övünmekte çok haklılar. Haydi kendimizi biraz şımartalım. Hesapların da “hesaplı” olduğu Koço’da bu hafta sonu kendimize bir ziyafet çekelim. Şehrin göbeğinde ama şehirden çok uzak sakin bir ziyafet olacağından eminim….Afiyet olsun…..
ESMA BAYRAKTAR