Lûgatımızdaki kelimeler güzeldir...

Şimdiden kendilerine hatırı sayılır bir takipçi kitlesi edinen Lûgat 365 ekibi, sosyal medya aracılığıyla Kadıköy’den dünyanın kucağına her gün bir kelime yuvarlıyor

02 Ekim 2015 - 12:54
Ayşegül OĞUZ
Bilmem biliyor musunuz, her sabah 09.00 sularında Twitter, Facebook ve Instagram hesaplarından bir Türkçe kelimeyi zihnimize seriveren Lûgat 365’i. 1 Ocak 2015’te yayınladıkları “Teşebbüs”ün ardından, kendi meşreplerince 2015 Türkiye’sinin ruh ve fiziki dünyasına yaraşır bir Türkçe kelimeyi, Türkiye edebiyatının en muazzam örnekleri eşliğinde yurt sathına yayıyorlar. Bazen seçtikleri bir kelime en okkalısından bam teline değiyor, bazen hafifliğiyle günün en güzel yerine kuruluyor.

Sergüzeşt mesela; macera, serüven demek ya; isterseniz 1888 tarihli Samipaşazade Sezai’nin yazdığı Türk edebiyatında romantizmden realizme geçiş eseri kabul edilen Sergüzeşt’i düşünün. İsterseniz ihtivasıyla hayatınızda ıskaladıklarınızı... Sergüzeştin ses ahengi ise bir şarkı gibi dönsün dursun kulağınızda. Şahane bir sözcük jimnastiği içinde zihniniz zıplayıp duruyor böylece. En güzel kültür-fizik burada. Ya da tıpkı içeriğinde geçen başka “büyük” kelimeler gibi: “Acı, ızdırap, esef, özlem, üzüntü, öfke, keder, feryat ve figan”ın karşılığı “Ah” sabahın köründe içinize çöküveriyor. Zaten memleket “ah”tan yana hiç şaşırtmıyor!

365’LİK YOLCULUK

İşte bu harikulâde fikri geliştiren, elini taşın altına koyup ha gayret yola düşen iki kelime kurdu, Banu ve Onur Ertuğrul’la müşerref oluyoruz. Kadıköy’de ikamet eden çiftimiz, ağustos sonu itibariyle 250 kelimeyi çoktan geride bıraktı. Onların tutulduğu bu maceranın sonu 31 Aralık 2015’te bitecek mi, bilmiyoruz. Temennimiz 365’te bitmemesi elbette. Fakat yılsonunda, 365 kelimeye ulaştıklarında bir saatli maarif takvimi, tipografik posterlerden oluşan bir sergi ve kitap basma fikirlerini de inşallah hayata geçirecekler.

 “Türkçenin en zor, en güzel yanı ne” sorusuna “haddimiz değil, bizler dilbilimci, yazar ya da bu işin erbabı değiliz, sadece meraklıyız” yanıtını veriyorlar tevazuyla. Türkçenin 1920’lerin ikinci yarısında büyük bir kesintiye uğradığını, bugün Lûğat 365’e giren Arapça ve Farsçayla yoğrulmuş Osmanlıca kelimelerin vaktiyle bu toplumun zenginliği olduğunu vurgulama gereği duyuyorum. Şimdi ise bu kelimelerin birer numunelik gibi hayatımızdaki yerine işaret ettiğim noktada, Onur ve Banu’nun yanıtı gecikmiyor: “Bugün bizim paylaştığımız kelimelerin unutulmuş olmasının müsebbibi, Harf Devrimi’nden ziyade, ‘80 sonrasında şekillenen Türkiye’dir herhalde” diyorlar. Bu kadim tartışma bir yana, Kadıköylü çiftimizin semte atfen seçtiği kelimeleri gurur okşayıcı...

KELİMELER GÜZELDİR

Lûgat 365’in çıkış noktası ne oldu?

Güzel kelimeler. Kelimelerin güzel olduğunu ve hatta bazı kelimelerin daha da güzel olduğunu insanlara anlatabilir miyiz diye düştük yola.
  
Yayınladığınız ilk kelimeye nasıl karar verdiniz?
1 Ocak kelimesi herhalde karar vermekte en çok zorlandığımız kelime oldu. Neredeyse elli kadar kelimeyi alıntılarıyla hazır etmiştik başlamazdan önce. Fakat ilk kelimeye bir türlü karar veremiyorduk. En sonunda Lûgat 365 teşebbüsümüze binaen “teşebbüs” kelimesiyle başlamaya karar verdik.

Sizce bu kelimeleri hatırlamaya neden ihtiyacımız var?

Bu, yaşantılarımıza ve değerlerimize dair bir soru aslında. 200-300 kelimeyle iletişim kurmaya çalışan dinamik bir toplumun anlaşabilmesi ancak bir illüzyon olabilir. Eski ya da yeni diye ayırmaksızın, çok daha fazla kelimeye ihtiyacımız olduğunu fark etmemiz lazım. En basit düzeyde sağlıklı bir iletişim kurabilmek adına.
Türkçe edebiyatın büyüleyici ve zengin bütünlüğünü de her gün gözler önüne seriyor, hatırlatıyorsunuz. Her bir kelimeye uygun alıntı için nasıl bir çalışma yapıyorsunuz?

Kelimelerin anlamlarını yazarken ve etimolojik kökenlerini araştırırken de epey zaman harcıyoruz, fakat galiba en çok vakti alıntı aramakla geçiriyoruz. Projeye başlamadan önce iki ay kadar epey bir kaynak taraması yapmıştık. Halen de gecelerimiz alıntı taramakla geçiyor.

“TAKİBE ŞAŞIRMIYORUZ”

 Geçen gün Nur Yerlitaş sizden “repost” yaptı. Seçtiği kelime: Ah. Takipçi sayınızdaki artış, ilgi ve paylaşımları nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizi takip ettiğine şaşırdığınız isimler var mı?

Nur Yerlitaş’ın Lûgat 365 paylaşımı yaptığını biz de bu vesileyle öğrenmiş olduk, ne güzel. Bu kelime sevdasının yaygınlaşması, kitleselleşmesi ve popülerleşmesi bizim ilk baştan beri amacımız ve hayalimizdi. Takip ettiği için şaşırdığımız pek kimse yok bu minvalde. Fakat takip etmediği için üzüldüğümüz kişiler oluyor.

Güzel Kelimeler Dükkânı’yla sanal bir dükkân yönetiyorsunuz. Poster, çanta ve defter satışlarınız nasıl gidiyor?
Çok güzel gidiyor. Türkiye’nin her köşesinden sipariş alıyoruz. Ekim ayı gelmeden de Galata’da ilk “gerçek” dükkânımızı açmayı planlıyoruz.

KADIKÖY’E ATFEDİLEN KELİMELER…

Ekibin Kadıköy’e atfettiği kelimeleri de yine kendilerinden alıntıyla huzurlarınıza sunuyoruz:

Kadıköy’ü tarif eden en güzel üç kelime sizce ne olur?

Kalendermeşrep. Mûteber. Ümitvâr.

Kalendermeşrep: Dünya malında gözü olmayan, hoşgörülü ve kalender mizaçlı kişi. Farsça kalender kelimesiyle, Arapça huy ve tabiat mânâsındaki meşrep kelimesinin birleşiminden oluşmuştur.

Mûteber: Değerli. Güvenilir. Hatırı sayılır. Dilimize Arapçadan geçen kelime, saygı görme mânâsındaki itibar kelimesinden türetilmiştir.

Ümitvâr: Gerçekleşmesini istediği şeye dâir beklenti duyan. Umutlu. Dilimize Farsçadan geçmiştir. Ümit kelimesiyle, sahiplik mânâsı veren -vâr ekinin birleşiminden oluşmuştur.

 Lûgat 365 bir tık uzağınızda: www.twitter.com/lugat365

www.guzelkelimelerdukkani.com adresinden de tasarımlarla buluşabilirsiniz


 


ARŞİV