Köşe yazarımız Mehmet Fırat Pürselim geçen haftalarda sonuncusunu yazdığı “Baba Bana Masal Anlatma” serisinin başında “Çocuklarımızı emanet ettiğimiz masallar zaman içinde hayli törpülenmiş ve yumuşatılmış olsa da, orijinal halleri fazlasıyla kan, vahşet, şiddet, trajedi, köşe dönmecilik, güce tapma, kötücül kurnazlık, ırkçılık, pedofili, cinsellik içeriyordu. Dikkatli okumalarda hâlâ da bunların izlerini sürmemiz mümkün” diyordu. Pürselim’in 11 yazısı boyunca masallarda çocuk istismarının, emek sömürüsünün nasıl yumuşatılıp, şirin şirin anlatıldığını görmüştük.
Aynı durum Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi öğrencisi Zehra Değirmenci, Eray Ersan ve Agâh Tosun’un; danışman Dr. Öğr. Üyesi Züleyha Özbaş Anbarlı rehberliğinde hazırladığı araştırmada da görülüyor. 40 masalın 140 karakterini inceledikleri araştırmaya gör: “cinsiyetçilik” masallar ile küçük yaşta zihinlere kazınıyor. Karakterlerin cinsiyet dağılımı orantılı, temsiliyet ise orantısız. Ana karakterlerin yüzde 31’i kadınken, yüzde 63’ü erkek. Kadınların yüzde 54,5’i masallarda cinsel obje olarak yer alıyor. Kadınların yüzde 40,9’u, erkeklerin yüzde 78,3’ü zeki olarak betimleniyor. Kadın karakterlerin yüzde 43,9’u güzel, yüzde 24,2’si cesur olarak, erkek karakterlerin ise yüzde 15,9’u yakışıklı, yüzde 82,6’sı ise cesur olarak temsil ediliyor. “Tercih edilebilir” olmak için kadınlar güzel olmak zorundayken, erkekler için böyle bir durum söz konusu değil. Kötü karakterlerin yüzde 60’ı kadınlar, yüzde 31,1’i erkekler tarafından temsil ediliyor. Kötü kadınlar sıklıkla cadılar, üvey anneler ve üvey kız kardeşler olarak gösteriliyor. Masallarda zayıf karakterli olarak gösterilen kadınlar, erkeklerin üç katı. Kendine güvenen karakterlerin ise yüzde 63,5’ini erkekler oluştururken, bu oran kadınlarda yalnızca yüzde 31,4. Her 10 kadından 5’i, her 10 erkekten 2’si itaatkâr gösteriliyor.
Peki bu değişmez mi? Elbette değişiyor. Dünyada ve ülkemizde pek çok masal yeniden yazılıyor. Çocukları cinsiyet odaklı kalıp yargılardan uzaklaştıracak, kişiliklerini güçlendirici, birey ve dünya insanı olabilmelerini sağlayacak yeni masallar yaratmak amacıyla yola çıkan ve bunu başaran kitaplardan biri de Mor Masallar.
Nevzat Süer Sezgin, Elif Çelebi ve Gülay Pamuk’un derlediği, ressam Beste Örge Sağlam’ın çizimlerinden oluşan 20 yeni masalla, özellikle kız çocukların potansiyellerinin farkına varmalarının sağlanması ve çocuklar arasındaki ayrımcılığa son verilmesi amaçlanıyor. HKTM Firması desteği ile Yakın Kitabevi tarafından yayımlanan kitabı Elif Çelebi ile konuştuk.
KIZ ÇOCUKLARI DESTEKLENMELİ
Ben Eksi 18 Edebiyat Topluluğu üyesiyim. Yüzün üzerinde katılımcı var. Kadın erkek karışık ama kadınlar çoğunlukta. Toplumsal konulara odaklanan bazı projeler üretiyoruz. Topluluk içinde katıldığımız atölyeler, dersler de var. Mesela bir masal dersi almıştık. Bir hocamız masalı anlattı. Konu toplumsal cinsiyet eşitsizliğine geldi. Bu konu zaten kafamı kurcalıyordu. Kadın karakterleri, kız çocukları öne çıkaran bir proje başlatmaya, adını da Mor Masallar koymaya karar verdim. Topluluğa duyurduk. 30 masal geldi. İçlerinden seçtik. 20 kadın aslında bu şekilde bir araya geldi. 20 kadın birleşip bir şey düşünmedik ama masalları seçtikten sonra hepsinin kadın olmasını ben çok sevdim. Bir erkeğin yazdığı masal da güzel olsaydı seçerdim ama böyle olması daha çok hoşuma gitti.
Proje kendi çapımızda geliştirdiğimiz bir şeyken bir sponsor eklendi. Hidropar Hareket Kontrol Teknolojileri Merkezi A.Ş. (HKTM) sponsorluğuyla proje ileri boyutlara taşındı.
Çocukların okuduklarından etkilendiklerini biliyorum. İçselleştirme çocuk edebiyatında çok var. Çocuklar kendilerini kahramanlarla özdeşleştiriyor. Masallar yeniden düzenleniyor, çünkü kız çocuklarının biraz daha desteklenmeye ihtiyacı var. Kız çocuklarının kendini özdeşleştirebileceği başarılı bir karakter görmeye ihtiyacı var. Bu kadar önemli olduğunu içine girmeden anlamamıştım.
Erkek çocuklar için de haksızlık söz konusu. Öyle olmak zorunda değil. Bunlar toplumun bize biçtiği roller. Masallarda da bunlar sürekli tekrar edilip önümüze getirilip yeniden oluşturuluyor.
“ÇOCUK KULLANILIYOR”
Çünkü bizim gibi Ortadoğu toplumlarında erkek egemen bir toplum yapısı var. Kadınlara biçilen rol, annelik, evinin bakımını ve düzenini sağlamak. Biz bunu sorguluyoruz, bizimle birlikte çocuklar da sorguluyor. Çünkü her şey değişiyor. Çocuğa bakış açısı da değişiyor. Avrupa’da masallar yeniden yazılmaya 10 yıl önce başlanmış, biz yeni yeni yazmaya başlıyoruz. Yetişkinlere yönelik masalları sorgulamayla ilgili çok kitap var. Kadın karakter zayıf veya kötü ama çocuk hiç yok. Çocuk sadece kullanılıyor. Hiçbir şeyden haberi olmuyor, ona bir şey danışılmıyor.
Seslendirme kısmı çok heyecanlıydı. Daha fazla çocuğa nasıl ulaşabiliriz diye düşünüyor, hayal kuruyorduk. Sponsorumuz seslendirme konusunda destek oldu. Jülide Kural’ı şahsen çok sevdiğim ve Aziz Nesin masallarını da seslendirdiğini bildiğim için ilk ona ulaşmak istedim. Projenin adından tutun da masalların içeriği ve yazanların kadın olması, Jülide Hanım’ın işi kabul etmesinde etkili oldu. Çok yardımcı oldu. “20 masal çok, bir kişi daha olması gerekiyor” dedi. Onun sayesinde Tilbe Saran ile görüştük. Her ikisi de özellikle kadınla ilgili konularda ön sıralarda yer alıyorlar. Hiç ikiletmeden kabul ettiler ve masalları seslendirdiler. Hem Spotify, hem Youtube hem de www.mormasallar.com.tr adresinden masallar sesli dinlenebiliyor.
Yine topluluk içinden çizer bir arkadaşımız Beste Örge Sağlam çizdi. Beste “Her bir masal için, görsel olarak yeniden bir masal yazdım” dedi. Çok zevkle çalıştığını söyledi.
Kesinlikle öyle, mutlaka ebeveynlere de bir söz var. Akıllarında ne kalır bilmiyorum ama çocuklardan her okuduklarını sorgulamalarını isterim. Masallar değişmez gibi görünüyor ama biz değiştirmeye niyetlendik ve böyle bir iş çıkardık. Kitabı okuyan çocuklar da “neden değişmesin” diye düşünsün isterim. Bu kitap biraz sorular sorduracak bir kitap bu yüzden önce yetişkinler okusun, sorgulasın, konuşsun isterim. Yani kitabı önce anne babalar okusun sorgulasın isterim.
Öğretmenlerle konuştum. Olumlu tepkiler aldık. Yetişkinler bazı karakterlerde kendilerini bulduklarını söyledi. Kitap genel olarak heyecanla karşılandı.