“Mücadeleden uzaklaştırmak istiyorlar”

Uzun yıllardır Haydarpaşa Garı’nda çalışan Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası üyesi Tugay Kartal, TCDD’nin kararına göre İzmit Garı’na gönderilecek. Kartal, “Beni Haydarpaşa’dan, Haydarpaşa Garı’nın işlevini sürdürmesi için 2005 yılından beri verilen mücadeleden uzaklaştırmayı hedefliyorlar” diyor

20 Mayıs 2020 - 10:07

Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası’na bağlı üye ve yöneticilerin de aralarında olduğu onlarca demiryolu çalışanın görev yerleri değiştirildi. Sendikanın “sürgün” olarak tanımlandığı ve protesto ettiği bu karardan etkilenen biri de 32 yıldır Haydarpaşa Garı’nda görev yapan Tugay Kartal oldu. Haydarpaşa Dayanışması’nın kurucularından olan ve garın korunmasında uzun yıllardır mücadele eden Kartal, İzmit Garı’na gönderilmek isteniyor. 1960’lı yıllarda babası da Haydarpaşa Garı’nda çalışan Kartal, çocukluğundan beri Haydarpaşa’yı evi bellemiş biri. Haydarpaşa Garı denince akla gelen ilk isimlerden biri olan Kartal ile hem TCDD’nin aldığı kararı hem de meslek hayatını konuştuk. 17 yaşında meslek hayatına Van’da başlayan Kartal, “Haydarpaşa tanımlanırken İstanbul’un Avrupa’ya ve Asya’ya açılan kapısı olarak tanımlanır. Senin için hangi kapı derseniz, benim için öncelikle ‘ekmek kapısı’dır Haydarpaşa.” diyor.

BABA MESLEĞİ

Haydarpaşa Garı denince ilk akla gelen isimlerden birisin. Yani gar hakkında bilgi sahibi olmak isteyen araştırmacı, gazeteci veya akademisyen kim olursa olsun, seninle tanışmak zorunda. Bu gar sevdası ya da daha geniş tabirle demiryolu sevdası nereden geliyor?

1967 yılına kadar İstanbul’da yaşadım. Babam Haydarpaşa’da çalışıyordu. Çocukluğumda bindiğim banliyö trenlerinde koşum takımları geçit sacından dolayı gözükmediği için vagonların tamponlarının mıknatıslı olduğunu, birbirine o sayede tutunduğunu düşünürdüm. Babamın Haydarpaşa’dan Eskişehir’e naklinin çıkması üzerine 1967-1977 yılları arası ömrüm kalabak suyu içerek ve klasik matematiği severek geçti. Liseye başladığım yıl modern matematiğe geçilmesinden hiç hoşlanmadım. Eskişehir Demiryol Meslek Lisesi sınavlarında başarılı olduğum haberi gelince ve burada klasik matematikle eğitim yapılacağını öğrenir öğrenmez kaydımı Eskişehir Demiryol Meslek Okuluna aldım. Bu sayede de vagonların birbirine nasıl tutunduğunu öğrendim.

Tugay Kartal'ın babası Celal Kartal Haydarpaşa Garı önünde arkadaşlarıyla birlikte-1957 (sağdan ikinci)

Meslek hayatın nasıl başladı?

1977 yılında 17 yaşında Van Gar’da hareket memuru olarak göreve başladım. Demiryolu camiasından Demiryol Meslek Okulu mezunlarına “mektepli” olmayanlara “alaylı” deniyordu. Demiryol Meslek Okulu mezunları ise kendilerini o gün bu gündür “Oxfordlu” olarak tanımlarlar. Van Gar’da geçen altı aylık staj sonrası ben Kurtalan Gar’a, okul sıra arkadaşım Yücel Bozkurt ise Maden Gar’a sürüldük. 1980-1981 yıllarındaki askerlik görevi sonrası tekrar Van Gar’da görev aldım. 1983 yılında kendi isteğimle Eskişehir Gar’a nakil edildim. Eskişehir Gar’da lojman talebim karşılanmadı. Hakkı olmayan bir memura lojman tahsis edilmesi üzerine Çorlu Gar’da bir hareket memuru ile becayiş (karşılıklı istekli yer değişimi) yaptım. Çorlu Gar’da 1988 yılına kadar görev yaptıktan sonra Haydarpaşa 1. Bölge Müdürlüğüne lojmansız nakil talebinde bulundum ve o yıl Haydarpaşa Garı’na geçtim.

“EKMEK KAPIM”

Başka iş yapmayı düşündün mü?

Evet, şeytan kanımıza girmedi değil. Okuldan mezun olduktan sonra İskenderun Demir Çelik Fabrikasından davet aldım. TCDD’ye göre daha fazla maaş önermelerine rağmen askerlik dönüşü iş garantisi vermedikleri için davet havada kaldı. Nurettin Sözen’in İstanbul’da metro inşaatlarına başladığı günlerde metroya geçmemiz için yine davet aldım. Ancak teklif ettikleri ücret TCDD’deki ücretimin yüzde 25 fazlası idi. Kabul etmem mümkün değildi. Görüleceği üzere bana başka iş teklifinde bulunanlar da raylı sistemlerden. Demiryolu Meslek Okulundaki hocalarımızdan biri “Raya poposu değen bir daha başka yere gidemez” derdi. Doğru olduğunu yaşayarak gördüm.

Demiryolculuk senin için ne anlam ifade ediyor?

Severek yaptığım bir iş. Sanırım bunu da çevremdekilere hissettiriyorum, kim demiryolu ile ilgili bir belge, bilgi bulursa bana ulaştırıyor, bilgi dağarcığımda eksik bir şey kalmasın diye. İnternet ve buna bağlı sosyal medya gruplarındaki paylaşımların Demiryolu Meslek Okulundaki bilgilerime ve meslek tecrübeme katkısı da yadsınamaz. 

“BİZ BAĞLANMAYALIM DA KİM BAĞLANSIN?”

Ya Haydarpaşa Garı? 32 yıldır burada çalışıyorsun ve çocukken burada zaman geçirdin. Senin için ayrı bir yeri olmalı?

Ömrümün yarısından daha fazlasını burada geçirdim dersem yalan söylemiş olmam. Haydarpaşa tanımlanırken İstanbul’un Avrupa’ya ve Asya’ya açılan kapısı olarak tanımlanır. Senin için hangi kapı derseniz...  Benim için öncelikle “ekmek kapısı”dır Haydarpaşa. 13 Kasım 1991 yılında üyesi olmaktan onur duyduğum Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası’nın kurulduğu yerdir Haydarpaşa. “Bu İş Yerinde Grev Vardır” pankartını astığımız, sendikal haklarımız için grev yaptığımız bir merkez gardır Haydarpaşa. O günden bugüne hem işveren hem de işveren yanlısı sarı sendikaların yolumuza döşediği balast taşlarını temizlemekle geçti günlerimiz Haydarpaşa’da. Haydarpaşa Gar bu güne kadar hafızalarda azınlıkların, muhaliflerin iktidarlarla barışık olmayanların sürgüne gönderildiği gar olarak yer etmiştir. Evet yaptıkları geçici görevlendirme, daha doğrusu sürgün işlemi ile beni Haydarpaşa’dan, Haydarpaşa Garın işlevini sürdürmesi için 2005 yılından beri verilen mücadeleden uzaklaştırmayı hedefliyorlar.

Neden bu kadar bağlısın buraya?

Alman mimarlar Otto Ritter ve Helmut Cuno 1906-1908 yılları arasında 21 metre uzunluğunda suya karşı yalıtılmış 1700 kazığı denize çakarak Haydarpaşa Garı’nı bizlere miras olarak bırakmışlar. Bizler de bırakılan mirasın endüstriyel işlevinden arındırılarak ulusal ve uluslararası sermayenin kullanımına verilmek istenmesine karşı 2005 yılından beri “Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak” sloganı/talebi ile mücadele veriyoruz. Yani Alman mimarlar Otto Ritter ve Helmut Cuno’dan daha fazla emek harcadık desek abartmış olmayız. Biz bağlanmayalım da kim bağlansın?

“TÜM BÜROLARDA ÇALIŞTIM”

Haydarpaşa’da ilk iş gününü hatırlıyor musun?

1988 yılı yazında o zamanki ismi ile TCDD’nin “Kurmay Sınıfı” olan Hareket Servis Müdürlüğüne geldiğimde Servis Müdürü Yardımcısı İrfan Arusan “Servisin tüm bürolarında belirli dönem çalışıp servisin bütün işlerini öğreneceksin” dedi ve Etüt Tetkik Bürosunda göreve başladım. Şimdi 3 kişinin çalıştığı odada neredeyse 11 masa ve 11 memur vardı, bana masa yoktu, bir masanın kıyısında oturdum, gelen evraklara bakıp anlamaya çalıştım. Daha sonra bir memur istifa edip ayrılınca benim de masam oldu. Sonraki yıllarda bütçe bürosu hariç tüm bürolarda görev yaptım.

Haydarpaşa’yı ve Kadıköy’ü çocukluğundan da biliyorsun. O yıllar nasıldı?

Haydarpaşa Gar’da 3. katta çalışan babamın yanına geldiğimi (Şimdi o yerde kız kardeşim görev yapıyor) gelirken de tramvay kullandığımızı hatırlıyorum. Haydarpaşa sandalları ile Kadıköy’e yolculuk etmek yaz aylarında çocukluğumuzun neşe kaynağı idi. Sandalcının küreği ile beraber dalardı mavi derinliklere ellerimiz. Dalgalı günlerde bir denge aracına dönüşürdü sandal iskelesine dayanan kürekler. Kadıköy’e sandalcı bir an evvel ulaşmayı biz ise bu yolculuğun bitmemesini isterdik. Sandaldan inilince “anne beni parka götür” sızlanmaları başlardı. Moda Parkı’ndaki bir kaydırak, bir salıncak bir de tahterevalli idi bizi çocukça sevince boğan. Haydarpaşa’da çalışan babam ve arkadaşları yine yaz aylarında öğlen tatillerinde, akşam iş çıkışlarında, kiraladıkları sandallarda sefa sürer, açık denizde yüzerlerdi. O günlerde Haydarpaşa Gar binasının uzun kenarının bodrum katında demiryolu emekçilerinin alışveriş yaptığı kendilerinin kurdukları kooperatif vardı. Benim dilim kooperatif demeye dönmez “kötü herife gidelim mi?” derdim. Meğer kötü herifler daha yukarılarda imiş.

“HUKUKSUZ VE SİYASİ...”

Neden İzmit’e gönderiliyorsun, sebebi ne?

Bu soruyu bana değil de, İzmit Gara gönderilme kararını veren TCDD Genel Müdürlüğüne sormalısınız. Verecekleri cevapta “rotasyon” diyecekler. Rotasyonda bir kişi bir yere gönderildiğinde o yerden bir kişinin de o boşalan yere gelmesi lazım. Böyle bir şey var mı? Ben cevap vereyim, yok. Daha önemlisi TCDD’de rotasyon adı ile yer değişimi diye bir yönetmelik ve uygulama da yok.

İtiraz ettin sanırım, taleplerin neler?

Resmi olarak tebligat yapılmadığı için itiraz dilekçemi daha vermedim. Bekliyorum tebligat yapılmasını. Tugay Kartal’ın kadrosu Haydarpaşa’dadır. Eğer bir yere görevlendirmek istiyorsanız Haydarpaşa TCDD 1. Bölge Müdürü olmak istediğime dair dilekçem var. Önce idari itiraz yolunu deneyeceğim, itiraz kabul olmaz ise yargı yoluna başvuracağım, bu hukuksuz işlemin yargıdan döneceğine eminim. İdari yargı kararı lehime sonuçlanınca, hukuksuz ve siyasi amaçlı bu idari işlemi yapanlar hakkında tazminat davası açacağım.


ARŞİV