‘Mememi Seviyorum'

Meme sağlığını korumak için, önce onları tanımak ve sevmek gerekiyor. Dr. Sevil Öz, tam da bu nedenle bir kitap yazdı: “Mememi Seviyorum”

22 Mart 2012 - 13:21

Kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden biri de meme kanseri. Son dönemde ünlü isimlerin meme kanserine yakalanması dikkatleri biraz daha bu konunun üzerine çekti. Basında meme kanserinden daha sık söz edilir oldu. Ya sonra… Sonra unutuldu. Önce basın, sonra da kadınlarımız unuttu. Erkeklerden söz etmiyorum bile. Aslında belki de kadınlardan önce erkeklerin bu konuda bilinçlenmesi gerekiyor.

Dr. Sevil Öz’ün “Mememi Seviyorum” adlı kitabı Remzi Kitabevi tarafından yayımlanınca bir söyleşi yapmamız kaçınılmaz oldu. Bu söyleşiyi okuyacak bir kişiyi bile, konu hakkında aydınlatabilirsek ne mutlu bize…
 
-Meme kanserine yakalanmamak mümkün mü?
Her şeye yakalanabiliriz. Ne yaparsak yapalım hiçbir şeyden tamamen kurtulmamız mümkün değil ama risklerimizi azaltabiliriz ve yakalanma olasılığımızı düşürebiliriz.
 
-Kimler risk grubu içinde?
Sağlıksız yaşayanlar, sigara, alkol, şişmanlık, hareketsizlik en büyük riskler. ‘Ailemde yok bana bir şey olmaz’ kanısı yaygın ama doğru değil. Ailevi olması da diğer bir risk ama ailede meme kanseri var demek kanser ailevidir demek olmuyor, en az üç jenerasyonda olması gerekir ailevi diyebilmek için. Çocuk doğurmamak, emzirmemek, geç doğurmak da risk. 5 yıl üzeri doğum kontrol hapı veya menopoz tedavisi için hormon kullanmak da risk teşkil ediyor. Sonuçta doğa kurallarına uygun yaşamak lazım ve stresle baş etmeyi bilmek lazım.
 
-Meme kanserinin belirtileri nelerdir?
Erken dönemde hiç belirti vermez. Kitle büyüdükçe ele gelir ve en sık gördüğümüz belirti ele gelen kitledir. Bunun dışında nadiren ağrı olabilir. Diğer belirtiler yani meme başında yön değişikliği, çöküntü, ciltte portakal kabuğu görünümü, iyileşmeyen yara, bunlar ileri kanser belirtileridir. Bu belirtileri son yıllarda fazla görmüyoruz.
 
-Belirti vermemesi de söz konusu olabilir mi?
Evet erken dönemde yani kitle daha 1 cm. altındayken genelde hiçbir belirti vermez bu nedenle tarama yapıyoruz zaten.
 
-Bir kadın kendi kendine muayeneye ne zaman başlamalı? Kendi kendine muayene nasıl yapılmalı?
Ergenlikle beraber meme muayenesini öğrenmek ve alışkanlık haline getirmek lazım. Meme muayenesi en iyi yatarak yapılır. Meme parmak uçları ile göğüs kafesi arasına sıkıştırılarak, ince parmak hareketleriyle içinde oluşum aranır. Mutlaka koltuk altı çukuruna da bakmak gerekir.
 
-Kendi kendine muayene sırasında bir kitle tespit edilmesi sonrasında, neler yapılmalı?
Kesinlikle hemen bir meme cerrahına, yoksa genel cerraha veya kadın hastalıkları uzmanına o da yoksa bir hekime başvurmalı. Asla bekleyip vakit kaybetmemeli.
 
-Radyolojik yöntemlerle hastalığın tanısını kesin olarak koymak mümkün mü?
Kesin tanı patolojik tetkik ile yani biyopsi ile konur. Radyolojik görüntüler bize ön tanıyı verir.
 
 -Tanıda izlenmesi gereken sırayı açıklayarak anlatır mısınız?
Önce iyi bir öykü alınması gerekir. Muayene sonrasında 40 yaş altında meme ultrasonu, 40 yaş üstünde mamografi ve meme ultrasonu yapılmalı. Meme MR’ı, sonuçları doğrultusunda hekimin kararına göre yapılır, sürekli yapılan bir tetkik değildir. Görüntülerde patoloji görüldüğünde de öncelikle iğne biyopsisi ile tanıyı kesinleştirmek gerekir.
 
-Kesin tanı konduktan sonra hangi tedavi yöntemleri uygulanıyor? Meme kanserinde ilk düşünülen cerrahi müdahale midir?
Halen meme kanserinin ilk tedavi şekli cerrahidir, umarım bir gün iyi ilaçlar bulunur ve buna gerek kalmaz. İleri kanserlerde önce kemoterapi yapmak gerekebilir. Meme kanseri tedavisi çok çeşitlilik gösterir. Standart tedaviler hastanın genel sağlığı ve hastalığın türü ve evresine göre değişik şekillerde uygulanır. Standart tedaviler, cerrahi tedavi, kemoterapi, radyasyon tedavisi ve anti hormon tedavidir.
 
-Tanı-tedavi sürecinde yaşananlar kişiye özel midir? Farklı kişilerde benzer özellikler görülebilir mi?
Kesinlikle kişiye özeldir. Hastalık genelde aynı seyreder ama kişiler farklı olduğu için seyirde farklı görünür. Kişinin sosyal çevresi, gelenekleri, alışkanlıkları, eğitimi, anne olup olmadığı vs pek çok etken hastalığın farklı algılanmasına ve seyrine neden olur.
 
Kadir İNCESU

ARŞİV