İstanbul Veteriner Hekimler Odası, İstanbul Tabip Odası, İstanbul Eczacı Odası, İstanbul Dişhekimleri Odası, İstanbul Barosu, İstanbul Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası ve TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu’ndan oluşan İstanbul Meslek Odaları Koordinasyonu (İMOK) ortak bir yazılı açıklama yaptı.
“Ülkemizde birçok olayda olduğu gibi hayvanlar da ancak üzücü olaylardan sonra gündeme gelmekte, tartışılmakta ancak programlı bir çalışma yapılmadığı için bir sonraki üzücü olaya kadar unutulmaktadır.” denilen açıklamada, Türkiye’de sokak hayvanları sorununa ilişkin atılan adımların, genellikle mevzuat düzeyinde kalarak hayata geçirilmediği, konunun yerel yönetimlere havale edildiği vurgulandı. Açıklamada, “Son meydana gelen olayda da esasen kanunla getirilen ve zaten bugüne kadar uygulanması gereken hükümler genelge ile duyurulmuştur. Ama yine plansız yapılan bu uygulamada, başta köpekler olmak üzere bu birimlerde çalışan veteriner hekimler, yardımcı personel ve yöneticiler zor durumda bırakılmışlardır. Genelge bazı vatandaşlar tarafından yanlış yorumlanmış, sokaktaki tüm hayvanların toplanmasına ilişkin bildirimler artmıştır. Diğer taraftan rutin çalışmalar için toplanan hayvanların bu genelge kapsamında toplandığını düşünen hayvanseverler, görevlilere tepki göstermiştir.” tespitleri yapıldı.
“TEHLİKELİ IRKLAR SOKAĞA BIRAKILABİLİR”
Mevcut bakımevi veya barınakların toplanacak köpekleri almaya kapasitelerinin yetmeyeceğine, zira Türkiye’de 922 belediyenin yalnızca 156’sında bakımevi/barınak olduğuna dikkat çekilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Son genelge ile başlatılan çalışmaların amacına ulaşamayacağı ve önümüzdeki günlerde daha önemli sorunların ortaya çıkacağı açık. Zira 14 Ocak tarihine kadar kanunda tehlikeli ırk olarak belirlenen köpeklerin kısırlaştırılması, kimliklendirilmesi ve kayıt altına alınması gerekiyor. Ancak bu tarihe kadar ekonomik yetersizlikler nedeniyle kayıt altına aldırmayan vatandaşlar köpeklerini sokağa bırakabilirler. Bu ırk köpekleri besleyen vatandaşların çoğu maalesef düşünüldüğünün aksine ekonomik düzeyi zayıf olan vatandaşlardır. Sokaklardan toplanacak hayvanlara yetecek kapasitede bakımevi veya barınak bulunmadığı için toplanan hayvanların uygun olmayan ortamlarda barındırılması söz konusu olacaktır. Bu durum ise hayvanlar için istenmeyen durumlara neden olabilir.”
DOKUZ ÖNERİ
“Konu başta hayvan refahı ve sağlığı olmak üzere, toplum sağlığı ve çevre sağlığını yakından ilgilendiriyor. İlgili kurumlar zaman kaybetmeden tüm bu riskleri hesaplayarak, ilgili meslek odaları ve sivil toplum örgütleri ile işbirliği içinde sorunu çözmek için bir program hazırlamalı” denilen açıklamada şu önerilerde bulunuldu:
14 Ocak'ta dolacak yasaklı ırkların kayıt tarihleri en az 6 ay uzatılarak, belediyelerin hazırlık yapmasına imkan sağlanmalı.
Ekonomik gücü elvermeyen köpek sahiplerine destek olunmalı.
Yasaklı ırkların üretilmesi ve satışının engellenmesi için denetimler artırılmalı.
Yasaklı ırkları ellerinde bulunduran vatandaşlara kanunun emrettiği kurallar konusunda eğitim verilmeli.
Mağduriyetleri önlemek için vatandaşlara sokak hayvanları konusunda bilgilendirme yapılmalı, saldırganlığın eğitimle verildiği anlatılmalı.
İlgili bakanlıklar geçici bakımevleri ve barınakların yapım giderleri için yerel yönetimlere destek olmalı.
Barınak ve geçici bakımevlerinin taşıması gereken standartlar oluşturulmalı, çalışan personel hayvan refahı eğitimi almalı.
Popülasyon yönetimi konusunda üniversiteler ve meslek odaları ile işbirliği yapılmalı.
İlgili bakanlıklarda yeterli sayıda veteriner hekim ve yardımcı personel istihdamı yapılmalı, büyükşehir belediyelerinde veteriner halk sağlığı dairesi, il ve ilçe belediyelerinde veteriner işleri müdürlükleri kurulmalı.