MEZOPOTAMYA MUTFAĞI: ÇİYA SOFRASI

Antep lokantalarında bile pek rastlanmayan yemeklerin hazırlandığı Çiya Sofrası yemek müzesi gibi adeta…

27 Şubat 2015 - 12:58
Esma Bayraktar
 Bu hafta Kadıköy Çarşı içinde yıllardır hizmet veren, Güneydoğu Mutfağını mozaik gibi işleyen ve sunan Çiya’dayız değerli okurlar. Yöresel tatlar deyince akla ilk gelen, haklı bir üne sahip olan Çiya’ya girmek bile bir olay!
Arı kovanı gibi çalışan kapıdan kendimi içeri zor atarak Zeynep hanımdan torpilli bir yere oturabildim. Kadıköy’ün en işlek yerinde bulunan Çiya günümüzde moda olan “fast-food, ocakbaşı ve dürüm”  işbirliğine teslim olmuş şehir hayatında, adeta bir vaha gibi karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla değişik tatları merak edenler, otantik lezzetler özleyenler akın akın Çiya’ya geliyor…
Başka hiçbir yerde kolay kolay göremeyeceğiniz, tadamayacağınız yüzlerce çeşit var burada. Belki de birçoğumuzun adını ilk kez duyduğu Sıhımahşi, Şiveydiz, Şişbörek, Topik, Meftune, Muheşerlaş, Küşneme gibi çoğu otlardan yapılmış yemekleri bu zengin sofrada tatmak mümkün…
ANTEP-ANTAKYA DÜETİ
Yüzlerce personelle üç ayrı salonda hizmet veriyor Çiya. Sahibi ve kurucusu olan Musa Dağdeviren ile sohbet ediyoruz. Musa Bey araştırmacı ve yenilikçi kişiliğiyle yiyecek içecek sektöründe otorite sayılan bir kişi. Konuyla ilgili kitapları ve dergileri olan, yurt dışında da ülkemizi ve yöresel tatlarımızı tanıtan, kendini bu işe adamış bir isim. Yazımın başında adından bahsettiğim Zeynep Hanım da eşi oluyor. Birlikte Mezopotamya mutfağını Kadıköy’de parlatıp dünyaya tanıtıyorlar. Musa Bey Gaziantepli, eşi Zeynep Hanım Antakyalı…Eh durum böyle olunca Antep-Antakya düetinden zengin sofralar kurmak kaçınılmaz!
ADETA YEMEK MÜZESİ
Antep lokantalarında bile pek rastlanmayan yemeklerin hazırlandığı restaurant, yemek müzesi gibi adeta… “Unut Beni”, “Çağla Kebabı”, “Sarımsak Aşı”, “Tirşik”, “Böra”…  Yemekleri saymaya kalksam sayfalar almaz. Hele de kirece yatırılarak yapılan  kabak tatlısına özel vurgu yapmak lazım.
Nizip’te doğan Musa Dağdeviren “Bu benim baba değil ana mesleğim” diyor. 1979’da  “lahmacun ustası” olarak dayısının İstanbul’daki lokantasına gelmiş; geliş o geliş… Annesinden, akrabalarından öğrendiği yemekleri önce evine davet ettiği arkadaşlarına pişirmekle başlamış işe.
1980 yılı sonlarına doğru da Kadıköy’de “Kebap ve Lahmacuncu” olarak açtığı küçük bir salonla işe başlamış. Bugün o salon, günde 50 çeşit otantik yemeğin yapıldığı, hala denemelerin devam ettiği bir laboratuar gibi çalışan üçer katlı üç büyük salona dönüşmüş durumda.  
“YÖRE İNSANINDAN ÖĞRENİYORUM”
Enteresan bir kişilik olan Musa Bey tam bir kitap kurdu. Yemek kültürüyle ilgili kitaplar da yazan ve sahafların iyi müşterisi olan Musa Bey bir ara kendisinin de sahaflık yaptığını belirtiyor. Tarih ve Siyaset bilimiyle ilgili kitaplar topluyor. Büyük bir kütüphane oluşturmuş durumda: “Kitaplığımda azımsanmayacak kadar yemek kitabı var. Müzayedelere gidiyorum, değişik yemek kitapları alıyorum. Ama ben yemeklerimin çoğunu yöre insanından öğreniyorum.Bazı yemek ve tatlıları deneyerek geliştiriyorum.”
Mesleğine aşık olan Musa Bey yemek kültürünün gelişmesi, yaygınlaşması için inanılmaz çaba sarf ediyor. Kolay para kazanma yolu olarak gördüğü gözlemecilere, tantunicilere ateş püskürüyor. Bazılarının yemekleri öğrenmek için Çiya sofrasına geldiklerini, formülleri alamayınca meraklı ev hanımı görünümünde ajanlar yolladığını anlatıyor ve gülerek “Merak eden araştırır” diyor.
UYARI!
Çiya Sofrasını ve lezzetlerini merak edenler lütfen yemek saatlerinin dışında bir saatte gitsinler ki rahat rahat lezzetlerin tadına varabilsinler. Fiyatları keseyi yakmayan cinsten; örneğin birkaç yöresel yemek, salata ve tatlı dahil iki kişi ödeyeceğiniz fiyat 70-80 TL’yi geçmiyor. Bu fiyata daha önce hiç tatmadığınız 4-5 farklı yöresel yemeği yemiş oluyorsunuz.
Personel ve hizmet muhteşem. Hepsi işinin ustası… Sıcak sıcak, hiç beklemeden siparişleriniz geliyor. Müşteriye gösterilen ilgi adeta evde konuk ağırlar gibi…
Çiya, Çarşı içinde trafiksiz bir sokakta olduğundan arabanızı mutlaka  yakında bir otoparka bırakmanız gerekiyor..Çiya’nın bütün lezzetlerinden tatmanız için bir kere gitmek yetmez birkaç kere gidip ayrı lezzetlerden tatmak gerekiyor. Zaten bir kere giden sanıyorum müdavimi oluyor. Afiyet olsun!
Adres:  Caferağa Mah. Güneşli Bahçe Sokak. No.43 Kadıköy/ 0216 330 31 90/ 0216 418 51 15 
Etiketler; çiya

ARŞİV