Milka'nın adı yaşayacak

Kadıköylülere yıllardan beri birbirinden lezzetli mezeleri tattıran ünlü şarküteri Milka’nın bulunduğu mekan, ‘şarküteri+bira evi’ konseptiyle yenilenerek açılacak

06 Ekim 2016 - 16:41

Gökçe UYGUN
Sadece Modalıların değil pek çok Kadıköy sakinlerinin 100 yılı aşkın süredir yılbaşı, Noel ve bayram sofralarını donattığı, ithal ürünlere ulaşabildiği, efsane mezeleri olan İstanbul’un en eski şarküterilerinden olan Milka, geçtiğimiz aylarda kapılarını kapatmıştı. Modalılar, bu ünlü şarküterinin akıbetinin ne olacağını merak ve açıkçası biraz da endişe ile bekliyordu. Derken kapalı kepengin üzerine bir yazı asıldı. Yazıda “Milka kültürü hareketlenerek devam edecek”  deniliyor ve mekânın bir yenilenme sürecinde olduğu haber veriliyordu.
Biz de şu an inşaat halindeki eski Milka binasını ziyaret ederek, mekânın yeni sahibi Turan Turanlı ile konuştuk. 90’lı yıllardan beri Kadıköylü olan Turanlı, uzun yıllardır yeme içme sektöründe faaliyet gösteren, Bağdat Caddesi’nde üç mekân sahibi bir işletmeci. Milka’nın binasını kiralama süreci, yeni nesil pub kültürünün yoğunlaştığı Moda Caddesi’nde mekân açmak için yer aramasıyla başlıyor. Sonra bu bina denk geliyor ve Milka’nın sahibi Natof ailesinden kiralıyor yaz başında.

MİLKA ADINA SAYGI
Ancak o zamana dek Turan Bey’in ‘efsane şarküteri Milka’ya dair pek de bir bilgisi yokmuş; “Milka’nın tarihini, hikayesini sonradan öğrendim ve çok etkilendim. Burayı nasıl bir konseptle açacağımı düşünmem iki ayımı aldı. Markamız Draft gastro pub tarzında bir yer olacaktı ama burada bir de Milka ismi vardı ve ben bu ismi yok sayamazdım. Kaldı ki ailenin de Modalıların da ricası Milka’nın unutulmaması idi. Ben de -kira kontratında bunu şart koşan bir madde olmamasına rağmen- bu dileği seve seve kabul ettim.”
Zira Turan Bey, bir işletmecinin hem bulunduğu muhite uygum sağlaması, hem de semt sakinlerinin tepkisini değil desteğini almasının gerekliliğine inanıyor. Sonrasında kendi gastro pub konseti ile şarküteri kavramını nasıl bir araya getirebileceğini düşünüyor ve şöyle bir birleşim yaratıyor; “Mekânın girişinde (eski Milka’nın olduğu alan) büyük bir masa olacak, oturma yerleri olmayacak. O masada küçük tabaklarda tadımlık şarküteri ürünleri sunulacak.  Fiyatları da 2-3 lira gibi düşük bir rakam olacak. Misal bir dilim ekmek üzerine peynir-kuru et gibi… Ve bu şarküteri ürünleri; kokulu, aromalı popüler bir bira türü olan Ale ile tüketilebilecek. Duvardaki minik notlarda, hangi tabak ile hangi biranın uyumlu olacağına dair ipuçları yer alacak. Burası, bilhassa gençlerin ayakta atıştırıp, sohbet edeceği alan olacak. Diğer katlarda ve terasta da yemek servisi olacak.”

ASMA KATTA MİNİ ŞARKÜTERİ
Turan Turanlı’nın anlattıklarına göre mekânın asma katında da, masada tadılan şarküteri ürünlerinin satın alınabileceği küçük bir tezgâh olacak. Milka kadar büyük olmasa da tıpkı Milka gibi. Mekânın isminde de Milka adı mutlaka yer alacak. Ayrıca girişte de Milka tarihinin fotoğraf ve gazete kupürleriyle sergileneceği bir köşe olacak.  Böylelikle eski Modalılar Milka’yı yad edebilecek, yenileri de bu efsaneyi öğrenebilecek.
Turan Turanlı, 2016’nın son çeyreğinde açılması planlanan mekân için Kadıköylülere şu çağrıyı yapıyor; “Amacımız hem değişimlere ayak uydurup sürdürülebilir bir işletme olmak, hem de Milka’nin temel öğelerini muhafaza edip, mevcut şartlara başarılı bir uyumunu sağlamak. Eski Modalı komşularımızı ve yeni konuklarımızı memnun edecek bir konsept olacak. Açılınca herkesi buraya davet ediyoruz. Gelip misafirimiz olsunlar, öneri ve fikirlerini bizimle paylaşsınlar…”

KOLE’NİN EŞİ BOTKA ANLATIYOR
Bilindiği üzere Milka’nın sahibi Makedon kardeşler Konstandi (Bay Koço) ve Nikola İvan Natof (Kole) idi.  2013’te Bay Koço vefat etmişti. Geçen Temmuz’da eşi Kole’yi kaybeden Bayan Botka’yı Moda’daki evinde ziyaret ederek, eski Milka günlerini sorduk. Bakın Botka Natof nele anlatıyor?
• Kayınpederim Apostol Natof, sütçüdür Zaten biz Makedonlar ya sütçü, ya muhallebici ya da işkembeci oluruz. Önce Eyüp’e, oradan da Moda’ya gelip yerleşiyor. 1885’te Milk adıyla (bugünkü Milka şarküterinin yeri) süthane açıyor. Eşim de burada doğmuş büyümüş.
• Eşim ve kardeşi, sütçülük yapmak istemeyip, mezeciliğe yönelmişler zamanında. 1950’de Milka’yı açıyorlar. İki kardeş senelerce çok çalıştılar. Ben de Milka’nın mutfağında çok emek verdim. Özellikle Noel, bayram gibi özle zamanlarda kuyruk olurdu. Yaz aylarında yazlık sinemanın kapanışını beklerdik ki sinemadan çıkanlara dondurma satalım diye. Çok güzel günlerdi…
• Kuru et, sosis, pastırma, domuz eti, peynirler, çeşit çeşit mezeler olurdu.
• 17 sene önce bıraktılar işi, artık yaşlanmış ve çok yorulmuşlardı. İki kere devrettiler Milka’yı ama işler iyi yürümedi. Şimdi sağolsun Turan Bey çok anlayışlı düzgün biri. Eşim sağlığındayken çok memnun oldu onun gibi birine kiralamakla. Milka asla bir daha eski Milka olamaz ama…
• Turan Bey Milka’nın hatıralarını canlı tutmaya çalışacağını söylüyor. Buna çok memnun olurum. Koço da Kole de çok isterdi…


 

ARŞİV