İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB),geçtiğimiz eylül ayında UKOME toplantısında Marmara Denizi, İstanbul Boğazı ve Haliç’e kıyıya paralel 7 yeni hattın açılmasına karar vermişti. Yeni hatlar 1 Kasım itibariyle yolcularını taşımaya başladı. UKOME toplantısında alınan kararla hizmete giren yeni hatların dördü Kadıköy’de yer alıyor. Kadıköylülerin en uzun yıllardır ulaşım için kullanılmasını beklediği Moda İskelesi de 1 Kasım itibariyle yolcularını taşımaya başladı.
MODA İSKELESİ YENİDEN SEFERLERE AÇILDI
19 Ağustos’ta açılışı gerçekleştirilen Moda İskelesi kafesi ve kütüphanesiyle birlikte Kadıköylülerin ve İstanbulluların hizmetine sunulmuştu. Kadıköylülerin uzun yıllardır beklediği şey de 1 Kasım itibariyle gerçekleşti. Yolcu motoru yıllar sonra Moda İskelesi’ne yanaştı. İki kıta arasında sefer yapan Bostancı - Moda - Kadıköy - Kabataş Hattında günlük 10 sefer yapılıyor. İlk kez açılan hatlardan biri olan ve yolculuk süresi toplam 70 dakika süren hattın ilk seferi sabah 07:00’de Bostancı’dan başlıyor.
YAŞAYAN BİR MEKAN
Deniz ulaşımına yeniden kazandırılan bu yapı sadece iskele olarak kullanılmıyor. İstanbul’un en eski iskelelerinden biri olan Moda İskelesi’nin ev sahipliği yaptığı yeni kütüphane; açık hava çalışma alanları, terası ve zengin kitap seçkisiyle her gün yüzlerce kişiyi ağırlıyor. 250 metrekarelik alanda 87 kişilik kapasitesiyle hizmet veren Moda Kütüphanesi de 9 bin eserden oluşuyor.
MODA İSKELESİ’NİN TARİHİ
İBB’nin hazırladığı kitapçıkta Moda İskelesi’nin tarihi, mimari ve sosyal özellikleri şöyle aktarılıyor: “Kadıköy’ün simgelerinden biri olan Moda İskelesi, tarihi öneminin dışında bir sosyal mekan olarak İstanbulluların hayatında kazandığı anlam sebebiyle de şehrin diğer iskeleleri gibi ayrıcalıklı ve özeldir. Nasıl ki vapurlar zamanla İstanbul için bir ulaşım aracı olmaktan çıkıp şehri bize hatırlatan, sevdiren, özleten bir simge halini aldıysa vapur iskeleleri de İstanbullular için bir bekleme durağının ötesine geçip hatıralarımızın tutunduğu, canlandığı birer hafıza mekanına dönüştüler. 100 yılı çoktan geride bırakan Moda İskelesi’nin hikayesinde de bu 100 yıl içinde büyüyen, gelişen, ve giderek değişen İstanbul’a dair önemli izlere rastlayabilir; anlatılarla birlikte nice bekleyişlere, kavuşmalara ve ayrılıklara dahil olabiliriz. Kentin en eski iskeleleri arasında yer alan Moda İskelesi, İBB Miras tarafından uygulanan restorasyon çalışmalarının ardından yeni yolculuklarla yepyeni tanıklıklara sahne olmaya hazırlanıyor. Modalılar çok özledikleri vapur iskelesine kavuşurken, İstanbul da kültür sanatı odağına alan bir yaşam durağı kazanıyor.
Moda İskelesi, 35. Osmanlı padişahı Sultan Mehmet Reşat (1844 – 1918) döneminde Birinci Ulusal Mimarlık Akımı’nın öncülerinden mimar Vedat Tek tarafından tasarlandı. İki yanı bitkisel bezemelerle süslü kitabesinde Osmanlıca “Moda1335” yazılı olan yapının, (1916 – 1919) yıllarında inşa edildiği düşünülüyor. Yine Vedat Tek imzasını taşıyan Haydarpaşa İskelesi’ne kıyasla daha sade bir görünüm sergileyen neoklasik tarzda, dikdörtgen planlı, üzeri çatıyla örtülü yapı, dört cephesine yansıyan özgün tasarımları ve pencere alınlıklarını süsleyen zarif çinileriyle hafızalarda yer edindi.
1937 yılı Moda İskelesi’nin tarihinde önemli bir kırılma noktası oldu. Yıllarca kötü hava şartlarına direnen tarihi alan, bu yıl içinde gerçekleşen şiddetli bir lodos fırtınasında ağır hasar aldı. Fırtına sonrası uzun bir dönem kapalı bekleyen iskele, gördüğü onarımların ardından 1964 yılında yeniden hizmete açıldı. Ancak bu kez de değişen ulaşım koşullarına bağlı olarak yolcu sayısının azalması tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. 1986 yılında yolcu sayısının yetersiz olması nedeniyle önce vapur seferlerini kaybetti.
Moda İskelesi için ikinci bahar, Modalıların ‘İskelemizi kurtarın’ çağrısıyla 2000 yılında hayata geçirilen kurtarma girişimleriyle başladı. Bu dönemde Türkiye Denizcilik İşletmeleri ve Türkiye Deniz Ticaret Odası Başkanlığı tarafından uygulanan bakım ve onarım çalışmalarıyla eski gücüne kavuşan yapı, 1 Temmuz 2001’de kutlanan Kabotaj Bayramı’nda ‘iskele işleviyle’ yeniden açıldı. 1982 yılında Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından tescillenen iskele, 2014’ten itibaren bir süre restoran olarak kullanıldı. Bu dönemde vapurlarından ve kamusal işlevinden uzaklaşan; 2016’dan bu yana da kapalı bir şekilde hatırlanmayı bekleyen Moda İskelesi’nin yüzü, İBB Miras’ın müjdeli haberiyle güldü. 2021-2022 yılları arasında İBB Miras tarafından uygulanan restorasyon ve yeniden işlevlendirme projesiyle yapısal sorunları giderilen tarihi yapı, zamanın olumsuz etkilerine karşı güçlendirildi. Mevcut tüm özgün detayları koruma altına alınan iskelenin iç mekanları da kitap-kafe ve kütüphane programlarına entegre olacak şekilde çağdaş bir yorumla yeniden düzenlendi.”