Mor Çatı’dan iki yeni yayın

Mor Çatı Vakfı, kadına yönelik şiddetle mücadelede dünya deneyimlerine dair iki yeni yayın çıkardı

22 Eylül 2023 - 08:39

Mor Çatı Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, Şubat 2020 – Eylül 2023 tarihleri arasında yürüttüğü Kadınlara Yönelik Yeni Sosyal Politikalar Konusunda Farkındalık Yaratmak, AB ve Türkiye Arasında Uygulamaların Paylaşılması ve Yaygınlaştırılması projesi kapsamında iki yeni yayın çıkardı. Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu tarafından desteklenen yayınlar kadına yönelik şiddetle mücadelede dünya deneyimlerini ve sosyal çalışmaları kapsıyor.

Mor Çatı’nın hazırladığı yayınlardan ilki, 9-10 Ekim 2021 tarihlerinde Covid-19 pandemisi nedeniyle çevrimiçi olarak gerçekleştirilen Erkek Şiddetiyle Mücadelede Sosyal Çalışmaya Feminist Yaklaşımlar – Dünya Deneyimleri başlıklı uluslararası konferansta yapılan konuşma ve tartışmaların derlenmesi ile oluşturuldu. 200 kişinin katıldığı konferansta Avusturya, Almanya, İngiltere, İtalya, Fransa, İskoçya, İsveç, İrlanda, Macaristan ve ABD olmak üzere 10 farklı ülkeden konuşmacı deneyimlerini paylaştığının bilgisinin verildiği kitabının önsüzünde “Umuyoruz ki bu yayın erkek şiddeti ile feminist mücadelemize katkıda bulunur.” temennisinde bulunuluyor.

Konferans kitabında Avusturya, Almanya, İngiltere, İtalya, Fransa, İskoçya, İsveç, İrlanda, Macaristan ve ABD olmak üzere 10 farklı ülkeden konuşmacının yanı sıra Türkiye’den konuşmacı ve katılımcıların kadına yönelik şiddetle mücadelede feminist yöntemler, koordinasyon pratikleri, farklı ihtiyaçları olan kadınlara yönelik çalışma pratikleri, cinsel şiddetle mücadele mekanizmaları ve alternatif yöntemlere dair paylaşımlar yer alıyor.

İkinci yayın olan Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Feminist Çalışma Pratikleri: İspanya, Portekiz ve İtalya Örneği ise 27 Haziran – 1 Temmuz tarihleri arasında bu ülkelerde kadına yönelik şiddet alanında özellikli çalışma yürüten feminist örgütlere düzenlenen çalışma ziyaretinin sonucunda hazırlanmış. Çeşitli toplumsal dinamikleri Türkiye ile benzerlik gösterdiği düşünülerek seçilen bu ülkelerde farklı ölçeklere sahip örgütler ziyaret edilmiş ve bu ülkelerdeki kadına yönelik şiddetle mücadele mekanizmaları, örgütlerin yürüttüğü feminist sosyal destek çalışma yöntemleri incelenmiş. Üç ülke ziyaretleri ve gözlemleri sonucu çıkan yayında ülkelerin sosyo ekonomik durumları özetlenirken kadına şiddetle mücadele örgütleri, bu örgütlerin yaptıkları çalışmalar, devletle ilişkileri mercek altına alınıyor.

Yayınlara şu linklerden ulaşabilirsiniz :

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Feminist Çalışma Pratikleri: İspanya, Portekiz ve İtalya Örneği

Erkek Şiddetiyle Mücadelede Sosyal Çalışmaya Feminist Yaklaşımlar – Dünya Deneyimleri Konferans Kitabı

DÜNYA DENEYİMLERİ KONFERANSI

Viyana Aile İçi Şiddetle Mücadele Merkezi direktörü Rosa Logar:

Bu dünyada kadınların ve kız çocuklarının şiddetten bağımsız bir yaşam sürdürebildikleri hiçbir ülke yok. Tüm ülkelerde, kadınlar ve kız çocukları toplumsal cinsiyetleri yüzünden türlü şiddet ve ayrımcılığa maruz kalıyorlar. Örneğin, kadınlar ücretsiz ya da düşük ücretli işlerde sömürülüyorlar, zorla ya da yasa dışı olarak çalıştırılıyorlar, evliliğe zorlanıyorlar, cinsel olarak sömürülüyor ve istismar ediliyorlar. Kadınlar ve kız çocukları toplumun her alanında –sözde özel alan olan ev içi ilişkilerinde, kamusal alanda iş yerlerinde ve kurumlarda– şiddet görüyorlar. Kadın parlamenterler bile cinsel taciz ve şiddetten azade değil.

 (…)

Erkeklere şiddet uygulamaları için açık çek veriliyor. Cezasızlık oranları Avrupa’daki tüm ülkelerde çok yüksek. Kadınlar sıklıkla bu vakaları bildirmiyorlar çünkü eyleme geçmekten korkuyorlar. Bildirdikleri zaman da faillerin yaptıkları büyük ihtimalle yanlarına kalıyor. Avusturya’da şiddet davalarının sadece yüzde 14’ü failin hüküm giymesiyle neticeleniyor. Davaların çoğu yeterli kanıt olmadığı gerekçesiyle düşüyor.

Otonom Kadın Sığınakları Merkezi Bilgi Ağı Britta Schlichting:

Şiddeti önlemeye dönük faaliyetlerle bilgiyi aktarma düşüncesine dayanan bir proje var. “Kalp Atışı” atölyesi, Heidelberg’deki kadın sığınağı tarafından düzenleniyor. Projenin amacı, gençlere ve genç yetişkinlere eşit bir aşk ilişkisinde olumlu deneyimler yaşayabilmeleri için beceriler öğretmektir. Kadın ve erkeklerle birlikte çalışarak ilişki içi şiddetin tehlike işaretlerini erkenden fark etmelerini sağlamak istiyoruz. Gençleri, ilişki içi çatışmalarla şiddete başvurmadan başa çıkma becerisiyle donatmayı hedefliyoruz, çünkü evet, bir ilişki içinde çatışmaların yaşanması son derece normal bir şey. Ayrıca, şiddet içeren bir ilişkiden çıkmak veya ilişkilerdeki davranışlarını değiştirmek isterlerse, kendilerinin veya arkadaşlarının nereden yardım alabilecekleri konusunda da bilgi veriyoruz. Tehlike işaretleri ile ilgili olarak, örneğin erkek arkadaşım eski erkek arkadaşımla iletişim kurmamı istemiyor, kısa etek giymemi istemiyor, akşam çıkmamı istemiyor gibi durumları gençlerle tartışmaya çalışıyoruz.

Donne in Rete contro la violenza) Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Kadın Ağı Marcella Pirrone:

İtalya 60-65 milyonun üzerinde nüfusu olan oldukça kalabalık bir ülke. Sığınıklarımızın 81 tanesi İtalya’nın dört bir yanında feminist prensipler temelinde hizmet veriyor. Bunlar sadece kadına ve çocuklara yönelik eril şiddete maruz kadın ve çocuklara hizmet veren ve kadınlar tarafından yürütülen sığınaklar. Şiddet karşıtı bir merkezimiz de var. Burası bir sığınak değil, kadınların gelebileceği, destek alabileceği ve yönlendirilebileceği adresi açık bir mekân. Bu ağa İtalya’nın her yerinden yaklaşık 150 sığınma evi dahil. Bu da kadınların çocuklarıyla birlikte güvenle konaklayabilecekleri gizli bir adres olduğu anlamına geliyor. İtalya’da 20 bölge var ve bu bölgelerin çoğunda yaklaşık 20.000 kadına destek sunuyoruz.

 İSPANYA, PORTEKİZ VE İTALYA ÖRNEĞİ

Örgütlerin Devletle İlişkisi

Ziyaret ettiğimiz örgütlerin devletle kurdukları ilişkinin birbirinden bir hayli farklı olduğunu gördük. Bu durumun önemli belirleyenlerin biri devletlerin kadına yönelik şiddetle mücadele alanında çalışan örgütlerle kurduğu çalışma biçimi. Örneğin İspanya’da devlet ihale sistemi ile çalışıyor ve destek hizmetlerini yürütmeye gönüllü kurumlar bu ihalelere başvurarak kaynağı alıyorlar. Bu durum, kadın örgütlerine kaynak sağlamak açısından avantajlı olsa da alanın ticarileşmesine ve politik yaklaşımdan uzaklaşmasına neden oluyor.

Portekiz’de ziyaret ettiğimiz AMCV de devletten çalışması için para alan fakat bağımsız olduğunu vurgulayan bir örgüt. Devletten para almalarının gerektiğinde devleti eleştirmenin önünde bir engel teşkil etmediğini özellikle vurguluyorlar. İtalya’da çalışma yürüten örgütlerin de benzer bir ilişki kurduğunu gördük. Merkezi ya da yerel hükümetten çalışmaları için kaynak alıyorlar fakat bağımsız çalışma yürütüyorlar.

Kadına Yönelik Şiddet Mahkemeleri - İspanya

Kadına Yönelik Şiddet Mahkemeleri, İspanya’daki kadına yönelik şiddete karşı kapsamlı koruma önlemleri kanunu çerçevesinde oluşturulmuş özellikli mahkemeler. Bu mahkemeler, kadınların şiddete maruz kaldıklarında yasal süreci başlatmak için kapı kapı dolaşmasını ve şiddet konusunda donanımlı olmayan kişilerle karşılaşmasını engellemek için kurulmuş. Mahkemede çalışan polis, hakim ve diğer görevli kişilere uzmanlaşmaları için eğitimler veriliyor. İspanya’da kadınların şiddetten uzaklaşmak için talep ettiği koruma kararını, sadece kadınların başvurabildiği bu mahkemeler verebiliyor. Bu sistemin en önemli özelliği şikayet prensibine dayanması. Kadınlar şiddete maruz kalmalarının ardından polise bildirimde bulunduklarında polis şiddet uygulayanı gözaltına alma yetkisine sahip fakat sadece 72 saat boyunca tutabiliyor. Bu süre zarfında mümkün olduğu kadar hızlı bir şekilde şiddet uygulayan bu özellikli mahkemelere çıkarılıyor ve hakkında karar veriliyor. Karar sürecinde kadınların tutarlı beyanları değerlendirmenin en önemli zeminini oluşturuyor. Bu mahkemeler yaklaşmama ve iletişim kısıtlanması geçici tedbirlerini 30 gün süreli olarak çıkarma yetkisine sahip. Yasa ile birlikte kadına yönelik şiddet özel alana ait değil, kamusal bir sorun olarak görülüyor. Şikayet prensibine dayanması ile birlikte eğer bir kadın şikayetçi olmak istemez, fakat örneğin bir komşusu onun yerine şikayetçi olmuşsa ve mahkemede tanıklık yapıp beyan verirse, delillerin tutarlı olması durumunda hakim faili cezalandıracak hüküm verebilir. Tedbirleri karara dönüştürmek ve sonrasında daha uzun süreli kararlar alabilmek için kadınların 30 gün içinde Aile Mahkemelerine başvurmaları gerekiyor.


ARŞİV