Mutluluğun peşinde bir konferans

TÜSES’in Kadıköy Belediyesi’nin desteğiyle gerçekleştirdiği Mutluluk Konferansı’nda konuşmacılar ve katılımcılar mutluluğu birlikte aradı

15 Mart 2018 - 14:44

Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı’nın (TÜSES), Kadıköy Belediyesi’nin desteğiyle düzenlediği “Mutluluk Konferansı”, 9 Mart Cuma günü Kadıköy Belediyesi Kozyatağı Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Türkiye’den Doç. Dr. Erhan Doğan’ın, Norveç’ten Prof. Ragnhild Bang Nes’in, Hollanda ve Polonya adına Jasper Bergink’in, Almanya’dan Jochen Dalmer’in konuşmacı olduğu konferansta, mutluluk masaya yatırıldı. Mutluluğu konuşmak için bir araya gelen bilim insanları ve araştırmacılar, “Mutluluk nedir? Mutluluk ölçülür mü? Mutluluğu ölçme yöntemleri nelerdir?” gibi sorular başta olmak üzere pek çok soruya yanıt aradı.

Kadıköylülerin ilgi gösterdiği, moderatörlüğünü Uygar Özesmi’nin yaptığı konferansta, ilk sözü Doç. Dr. Erhan Doğan aldı. Erhan Doğan, “Dünyada Mutluluk Araştırmalarının Genel Bir Değerlendirmesi: Nereden Nereye”, “Bana Mutluluğun Resmini Yapabilir misin Abidin?” başlığı altında düşüncelerini konuşmacılar ve katılımcılarla paylaştı.

“MUTLULUK KİŞİSEL BİR DURUM”

“Nazım Hikmet, Saman Sarısı şiirinde Abidin Dino’ya bana mutluluğun resmini yapabilir misin? diyor. Nazım Hikmet’in Abidin Dino’dan çizmesini istediği mutluluk, Küba’da başarılı olmuş devrimin resmi aslında. Küba’daki insanlar mutlu mu, değil mi? Bilmiyorum ama Kübalılar’ın mutlu olduğuna dair anlatılar var.” diyerek konuşmasına başlayan Doç. Dr. Erhan Doğan, “İlk önce mutluluk nedir? Onu tanımlamamız gerekir. Çünkü mutluluk kişisel bir durum. Bir cenazede ya da bir çatışma ortamında insanların mutlu olmasını bekleyemeyiz. Demek ki bir sosyal boyutu da var mutluluğun. Mutluluk kaba sığan bir şey değil.” diye konuştu.

“NORVEÇ BİRİNCİ SIRADA”

Dünya da mutluluğu ölçüm yollarından en popüler olanın “Dünya Mutluluk Endeksi” olduğuna işaret eden Erhan Doğan, sözlerine şöyle devam etti; “Mutluluğu ölçmek için ülkeleri karşılaştırıyorlar. 150 ülkede üç milyar kişiyle yapılan bir ölçüm. 10 basamaklı bir merdivenin neresindeyiz diye sorular soruluyor. En iyi hal merdivenin en yukarısı, en kötü hal ise merdivenin an alt kısmı. Verilen sorulara göre bir rapor hazırlanıyor. Geçen yıl ilk ona giren ülkeler, bu yıl da ilk ona girmişler. İlk dört sırayı Norveç, Danimarka, İzlanda ve İsviçre paylaşıyor.”

Doğan, “Son yıllarda yapılan araştırmalara göre sosyal faktörlerin, iktisadi faktörlere göre mutluluğu daha çok artırdığı ortaya çıkmış. Sağlıklı ömür süresi beklentisi, sosyal destek, zor zamanlarda kapısını çalabileceğiniz birilerinin olması da mutluluğun seyrini belirliyor. Hükümet ve iş dünyasında yolsuzluk olmadığı zaman mutluluk değerleri yüksek çıkıyor. Sosyal özgürlük, mahalle baskısı, aile baskısı ya da başka baskılar sizin kararlarınızı özgür alıp almamanızı etkiliyorsa, bu da bir ülkenin mutluluk sıralamasını etkiliyor. Bir başka faktör de eli açıklık. İnsanlar bir ülkede bağış yapıyorsa o ülkenin puanlarının yükseldiğini görüyoruz.” şeklinde konuştu. 

 “YOLSUZLUK PUAN DÜŞÜRÜYOR”

Doç. Dr. Erhan Doğan, kıtaların mutluluk oranlarında ise; Kuzey Amerika’nın ve Avrupa’nın puanlarının yüksek olduğunu, en kötü performansı ise Asya ile Afrika’nın gösterdiğini belirtti. Türkiye’nin Dünya Mutluluk Endeksi’ne göre 69. sırada olduğuna vurgu yapan Erhan Doğan, yolsuzluğun Türkiye’nin puanını indirici bir etkiye sahip olduğuna dikkat çekti.

“KAMU POLİTİKASI OLARAK GÖRÜYORUZ”

“Norveç Bağlamında Bir Kamu Politikası Hedefi Olarak Mutluluk” başlığı altında düşüncülerini paylaşan Prof. Ragnhild Bang Nes, “Demokratik partilerimiz ve güçlü belediyelerimiz mutluluk endeksinin yukarısında olmak için çalışıyor. Ne petrol ne de balık, mutlu ve iyi insanların olmasından daha önemli. Sosyal eşitliğin ve sağlığın her yere ulaştırılabilmesi çok önemli. Mutluğu bir kamu politikası haline getirmeye çalışıyoruz.” dedi. Depresif bozukluklara ve intihar oranındaki yükselmeye dikkat çeken Prof. Ragnhild Bang Nes, “Salgın bir hastalık gibi yayılıyor. Bu yüzden psikoloji üzerine de çalışmalar yapılıyor. Oysaki insanlar karpuz yiyip, çimlerde uzandığında da mutlu olabilir.”

 “MUTLULUK BİR ANDIR”

Jasper Bergink de  “Karşılaştırmalı Bir Perspektiften Hollanda ve Polonya’da  Mutluluk  Araştırmaları” çerçevesinde düşüncelerini dile getirdi. Jasper Bergink, mutlulukla ilgili istatistiklerin çok fazla olduğunu belirtip, “İstatiksel verilerle mutluluğu nasıl ölçebilirsiniz ki, mutluluk bir andır. Güneşte biraz kalmak bile beni mutlu ediyor. Politikacılar insanların mutlu olacağı politikalar üretmeli ve ortam yaratmalı. Sosyal ve ekonomik yaşam ile sağlık ve güvenlik mutlu olmak için olmazsa olmazlardan.” dedi. “Hepimiz farklıyız ama hepimiz mutluluğun peşindeyiz.” diyen Jasper Bergink, “Hollanda’da hükümet her yıl parayı nasıl harcadığını halka açıklıyor. Belediyeler de işi olmayan ve eğitim seviyesi düşük kişilere yardım ediyor. Örneğin kişi balığa gitmek istiyor. Ama ekipmanı yok. Ekipman parası veriliyor. O kişi o şekilde mutlu oluyor.” diye konuştu.

“İNSANLAR MUTLU MU DİYE SORMALIYIZ”

 “Mutluk ve Sürdürülebilir Kalkınma: Alman Yaşam Kalitesi Göstergeleri Raporu” başlığı altında konuşmasını şekillendiren Jochen Dalmer, Almanya’nın ekonomik olarak büyüdüğünü ama yaşam memnuniyetinin sabit bir durumda kaldığını söyledi. Jochen Dalmer, “Almanlar çalışmayı sever. İstihdama bakıyorlar ama bireysel refah konularından çok bahsedilmiyor. Son 20 yıl içerisinde insanlar işten çıktıktan sonra hiçbir şey yapmak ya da bir yere gitmek istemiyor. Çünkü yorgun oluyorlar. Herkesin işi var ama o insanlar mutlu mu onu sormak gerekiyor.” dedi.  Dalmer, iyi bir yaşamın ne olduğunu konuşmak gerektiğinin üzerinde durup, sözlerine şu şekilde devam etti; “Bazıları köyünde meyve ve sebze yetiştirerek mutluluğa kavuşabilir. Yavaş bir yaşam sürenler daha da mutlu olabilir. Yeni bir araba aldıysam ve de zenginsem mutluyum zihniyetinin değişikliğe ihtiyacı var.” Konferans, konuşmacıların paylaşımlarının ardından soru ve cevap kısmıyla son buldu.


ARŞİV