Neden ağlıyoruz?

Neden ağlıyoruz? Gözyaşı ne işe yarıyor? Çağın Göz Hastanesi doktorlarından Op. Dr. Levent Tahsin Özdöker, ağlamanın biyolojik ve psikolojik yönlerini anlattı

01 Şubat 2025 - 14:37

Duygularımızın en doğal dışavurumlarından biri olan ağlamak, sadece üzüntüyle değil, mutluluk, heyecan ve öfke gibi birçok farklı hisle ortaya çıkabiliyor. Peki, gözyaşlarımızın asıl işlevi ne? Bilim insanları, ağlamanın üç temel nedeni olduğunu belirtiyor. Çağın Göz Hastanesi’nden Op. Dr. Levent Tahsin Özdöker, gözyaşının psikolojik ve fizyolojik yönlerini anlattı.

Ağlamanın, genellikle güçlü duyguların tetiklediği bir tepki olduğunu belirten Özdöker, şu açıklamalarda bulundu: “Bu duygular stres, üzüntü, korku, mutluluk ve öfke gibi çeşitli durumlar olabilir. Beyindeki limbik sistem, bizi güçlü duygulara yönlendirerek gözyaşı üretimini tetikler. Aslında ağlamak, ruh halimizin bir yansımasıdır ve içsel bir rahatlama sağlar.”

Ağlamanın sadece duygusal bir tepki değil, aynı zamanda vücudun biyolojik bir savunma mekanizması olduğunu vurgulayan Özdöker, bilimsel araştırmaların, ağlamanın stresle bağlantılı toksinleri vücuttan atmaya yardımcı olduğunu gösterdiğini belirtti. Ayrıca gözyaşlarının, gözleri nemlendirerek yabancı maddelerden temizlenmesini sağladığını da ekledi.

ÜÇ FARKLI GÖZYAŞI TÜRÜ

Op. Dr. Levent Tahsin Özdöker, gözyaşlarının üç temel türe ayrıldığını söyleyerek bu üç üç grubu şöyle açıkladı:

“1. Temel Gözyaşları: Göz, sürekli olarak gözyaşı içinde yer alır. İçerisinde yağ, mukus, su ve tuz bulunan bu sıvı, enfeksiyonlarla mücadele açısından etkilidir. Yağ, gözyaşlarının buharlaşarak atmosfere gitmesini engeller. Gözleri kırpmak ise gözyaşının göz yüzeyine eşit dağılmasını sağlar. Bu, gözlerimizin her an nemli kalmasını sağlayarak sağlıklı bir görme sağlamak için gereklidir.

2. Göz Yıkama Yaşları: Göze toz, toprak kaçması veya soğan doğrarken yaşanan durumdur. Gözyaşları burada gözün temiz kalması ve nemli yapısının korunması için gözlerden çıkar. Bu tip gözyaşları, gözlerin savunma mekanizması gibi çalışarak, çevresel faktörlere karşı koruma sağlar.

3. Duygusal Yaşlar: Acı, sevinç, üzüntü, kızgınlık gibi güçlü duygular nedeniyle ortaya çıkan gözyaşlarıdır. Diğer gözyaşlarına nazaran daha fazla hormon bulundurur ve ağrı kesici özelliği vardır. Ayrıca gözyaşı dökmek, stresle ilintili toksinlerin atılmasını da sağlar. Bu nedenle özellikle acı ve üzüntü duyduğumuzda akıttığımız gözyaşı bizi rahatlatır. İlginçtir ki, ağladıkça duygusal rahatlamamız artar, bu da hem psikolojik hem de fiziksel olarak iyileşmemize yardımcı olur.”

Özdöker, duygusal gözyaşlarının diğer türlere kıyasla daha fazla hormon içerdiğini ve ağrı kesici özelliklere sahip olduğunu da vurguladı.

GÖZYAŞI NEDEN TUZLUDUR?

Gözyaşının tuzlu olmasının sebebini açıklayan Özdöker, “İnsan vücudundaki tüm sıvılar belirli oranda tuz içerir. Gözyaşındaki tuz, mikroorganizmaların yaşamasını önleyen bir etkiye sahiptir ve gözlerin daha uzun süre nemli kalmasını sağlar.” dedi.

“ERKEKLERİN GÖZYAŞI KANALLARI DAHA DAR”

Kadınların erkeklerden daha fazla ağladığı varsayımı üzerine Özdöker, “Kadınlar erkeklerden yüzde 60 oranında daha fazla ağlıyor. Bunun nedeni tam olarak bilinmezken, kadınların duygusal altyapısının daha güçlü olduğu ve bu yüzden daha fazla ağladıkları öne sürülen bir düşüncedir. Ayrıca, kadınların genetik yapıları ve hormon düzeyleri de ağlama eğilimlerini etkileyebilir. Erkeklerin ise gözyaşı kanallarının daha dar olması nedeniyle gözyaşlarını daha az üretmeleri muhtemeldir. Ancak, ağlamanın bireysel farklar gösterdiği ve her bireyin duygusal yanıtlarının farklı olduğu unutulmamalıdır.” açıklamasını yaptı.

Gözyaşı üretiminin anormal şekilde artması veya azalmasının bazı sağlık sorunlarının habercisi olabileceğini söyleyen Özdöker şunları söyledi: “Soğuk algınlığı gibi durumlarda gözlerinizden fazlaca gözyaşı süzülebilir. Bu, vücudun bir savunma mekanizması olarak çalışır ve dış etkenlerden korumaya yardımcı olur. Ancak bazı durumlarda, gözyaşı üretimi azalarak gözler kuru kalabilir. Gözyaşı bezleri, temel gözyaşını oluşturmak için yeterli yağ üretmezse gözler kuru kalabilir ve bu durum görmeyi zorlaştırabilir. Bazı hastalık ve kullanılan ilaçların gözyaşı üretimini tetiklediğini söyleyen Özdöker, “Yaşlandıkça gözyaşı bezlerinin çalışması zayıflar ve bu da göz kuruluğuna neden olabilir. Bu durum, gözdeki yanma, batma hissi, bulanık görme gibi sorunlara yol açabilir. Eğer gözyaşı üretiminizde belirgin bir artış veya azalma fark ederseniz, bir göz doktoruna başvurmanız önemlidir.” uyarısını yaptı.

“BAZEN EN SAĞLIKLI TEPKİ OLABİLİR”

Ağlamanın bazen en sağlıklı tepki olduğunu belirten Özdöker, “Ağlamak vücudumuzun doğal bir tepkisi olup, hem psikolojik hem de fiziksel iyileşmeyi destekleyen önemli bir işlevi yerine getirir. Hem duygusal rahatlamaya yardımcı olur hem de göz sağlığımızı korur. Gözyaşları, bedenimizin dış dünyaya karşı savunmasını güçlendiren, ruh halimizi dengeleyen ve kimyasal dengenin sağlanmasına yardımcı olan eşsiz bir sıvıdır. Unutmayın, ağlamak bazen en sağlıklı tepki olabilir.” dedi.

 

 


ARŞİV