Neden kusursuz güzellik arıyoruz?

Daha genç veya daha güzel görünmek için yapılan estetik işlemler, kullanılan kozmetik ürünler ne gibi sonuçlar doğuruyor? Neden kusursuz güzellik arıyoruz? Memorial Ataşehir Hastanesi’nden Uzman Psikolog Hande Taştekin ve Dermatoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Necmettin Akdeniz ile konuştuk

23 Şubat 2024 - 07:26

Aristo, “Güzellik, bütün tavsiye mektuplarından âlâdır” diyor. Neyin güzel kabul edildiği zamana, toplumsal normlara göre değişse de güzellik her daim birincil meselelerimizden biri oldu. Son yıllarda ise akıllı telefonlar ve sosyal medya filtreleri ile beraber kusursuz güzellik kavramı oldukça sık konuşulmaya başlandı. Daha genç veya daha güzel görünmek için yapılan onlarca estetik işlem ve yüzlerce kozmetik ürün var. Peki bütün bunlar ne kadar sağlıklı ve ileride ne gibi sonuçlar doğurabilir?

Memorial Ataşehir Hastanesi’nden Uzman psikolog Hande Taştekin ve Dermatoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Necmettin Akdeniz ile kusursuz güzellik arayışını, estetik işlemlerde nelere dikkat edilmesi gerektiğini konuştuk.

* Son yıllarda kusursuz bir güzellik arayışımız başladı. Ne oldu bize? Niye bu kadar güzel, “kusursuz” olma isteği içindeyiz? 

Uzman Psikolog Hande Taştekin: Güzellik algısı eski çağlardan bu yana değişerek farklı şekillerde karşımıza çıkıyor. Günümüzde ise bu algı tüm dönemlerin en zirve sürecini yaşıyor. Eskiden sadece televizyonlarda, gazetelerde veya dergilerde görülen kusursuz güzellik kavramları ile ilgili değişimlere artık yakın çevremizde de rastlamak oldukça mümkün. İnsanlar görünüşleri ile saygınlık kazanmaya, kendini kabul ettirmeye ve güzelliğinden kazanç elde etmeye başladı. Özellikle teknolojinin gelişmesi ile birlikte sosyal medya uygulamaları insanların güzellik algılarına yönelik tetikleyici etki yarattı. Birçok sosyal medya platformunda insanlar yaşamlarını en ince ayrıntısına kadar sergilemeye başladı. Böylece insanların kendi hayatları ile başkalarının hayatlarını kıyasladığı kısır bir döngü de ortaya çıkmış oldu. Bu kıyas güzel görünme, kusursuzluk, toplumda kabul görme ve beğenilme üzerine kuruldu. Tabi ki buradaki en önemli faktörlerden biri de kolay ulaşılabilirlik. Önceleri beğenilen ünlülere fiziksel olarak benzeme ile başlayan bu güzellik algısı, günümüzde ünlülerin ulaşılabilir olması ile farklı bir boyut kazandı. Eskiden hayranlık duyulan, hayatları merak konusu olan ünlülerin, günümüzde yaşam rutinlerine kolaylıkla ulaşabiliyor ve ne yaptıklarını izleyebiliyoruz. Böylece insanların güzellikleri ve dış görünüşleri ile yarıştığı bir dünyanın kapıları açıldı. Bu durum ise abartılı değer yargılarına sahip olmayı ve çarpıtılmış kusur inançlarının ortaya çıkmasını da beraberinde getirdi.

“GÜZELLİK SUBJEKTİF BİR KAVRAMDIR”

* Güzel olmak ile genç olmak eşdeğer görülür oldu. Bir hekim olarak siz güzelliği nasıl tanımlarsınız?

Prof. Dr. Necmettin Akdeniz: Yıllarını bu mesleğe vermiş bir hekim olarak öncelikle her insan kendi şahsında güzeldir diyorum. Güzellik subjektif bir kavramdır ve her birey için farklılık gösterir. Bir hekim olarak, sağlıklı bir cilde sahip olmanın, genç ve dinç görünmenin temel faktörleri olduğunu söyleyebilirim. Bunun yanı sıra insan olmanın tabiatı gereği doğar, büyür ve yaşlanırız. Yaradılışımız gereği bu süreci her insan yaşar. 

Güzellik algısı yaşanan çağa ve kültürlere göre farklılık gösterebilir. Sosyal medya ve akıllı telefon filtrelerinin etkisi ile insanlar kusursuz ve mükemmel ötesi abartılı insan fizyolojisine aykırı beklentilere de girebiliyor. 

* Sosyal medya ve akıllı telefonların filtrelerinin kusursuz güzellik arayışında ne kadar etkisi var? 

Uzman Psikolog Hande Taştekin: Fotoğraflarda ve videolarda uygulanabilen filtreleme yöntemleri güzellik algıları konusunda insanlara güvenli bir alan sunulmuş oldu. İnsanlar bu filtreleme yöntemleri sayesinde kendilerinde gördükleri kusurları gizleyebiliyor veya değiştirebiliyor. Filtrelerde görüneni istemek sürekli ve tekrarlayıcı düşünceleri ortaya çıkarıyor. Bunun sonucunda güzel görünmek adına tedavi aramak, cerrahi ve estetik işlemlere başvurmak kaçınılmaz hale geliyor. Bu düşüncenin etki altına aldığı yaş aralığı da günümüzde oldukça geriledi. Kusursuz beden imgesine yönelik genç kalmak, zayıf olmak, mükemmel ölçülere sahip olmak gibi mesajların olduğu bu sistemde büyüyen çocukların; bu mesajları benimsemesine ve uygulamaya geçmesine de kolaylık sağlıyor. Yetişkinlerin bu mesajları hayata geçirmesi ise toplumda onaylanmayı, sosyal statüye sahip olmayı, kabul görmeyi, istenilene sahip olmayı sağlamak için bir araç olmanın ötesinde bir amaca dönüşüyor.

“MÜKEMMEL İYİNİN DÜŞMANIDIR”

* Kusursuz güzellik algısının ne gibi olumsuz sonuçları var? Estetik operasyonlar, yanlış ürün kullanımlarının gelecekte ne gibi sonuçları olabilir?

Prof. Dr. Necmettin Akdeniz: Psikolojik, estetik ve medikal sonuçları olabilir.  Psikolojik olarak güzellik takıntısı özgüven eksikliği, sosyal alanda iletişimin bozulmasına ve bu nedenle iş hayatında çekiniklik nedeniyle başarısızlıklara neden olabilir. Estetik olarak mükemmel iyinin düşmanıdır veya güzel en güzelden daha güzeldir. En güzeli veya mükemmeli elde etmek için yapılan her işlem sonucu kötü yönüne kaydırabilir. Overdose yanı aşırı düzeltme isteği ölümcül olabilir, düzeltilemeyecek sonuçlara neden olabilir. Cilt kusurlarını kabullenme ve sağlıklı bir özsaygı geliştirme önemlidir.

Medikal olarak da yapılan aşırı uygulama ve tedaviler Primum non nocere, "Önce, zarar verme!" kuralımıza ters bir şekilde, deri fizyolojisini bozarak hasar ve hastalıklara yol açabiliyor. Cilt yapısında beklentinin aksine onarılamayan kalıcı özellikte doku hasarı, yara izi veya hastalıklara neden olabiliyor. 

* Estetik ameliyatların ve botoks, dolgu gibi işlemlerin sayısı geçen yıllara göre hızla artıyor. Bu işlemlerde nelere dikkat etmek gerekiyor?

Prof. Dr. Necmettin Akdeniz:  Estetik ameliyatlar ve yüz güzelliğine yönelik işlemler (botoks, dolgu vb.) doğru uygulandığında kişinin kendini daha iyi hissetmesine yardımcı olabilir. Öncelikle hekim olarak bizler hasta veya danışanımızı iyi seçmeli, potansiyel risk ve yan etkileri göz önünde bulundurulmalıyız. Ne yaparsanız yapın memnun olmayan, takıntılı kişilere işlem yapmaktan kaçınmamız gerek. Her isteyene her istediği uygulamayı yapmamalıyız. Gerçekten bu uygulamalar gerekli ise yapılmalı. 

Sizlere düşen ise bu tür müdahalelere karar vermeden önce dikkat edilmesi gereken önemli hususları gözetmek. Yanlış ürün kullanımları cilt problemlerine neden olabilir. Estetik ameliyat ve uygulamalarda dikkat edilmesi gereken faktörler arasında uzmanlık, güvenilir tesislerde yapılma, sağlık durumu ve beklentilerin gerçekçi olması önemlidir. 

*Cilde bir takım operasyonlar yaptırma yaşı da oldukça düştü. Eğer herhangi bir cilt hastalığı yoksa genç bireylerin nelere dikkat etmesi gerekir? Erken yaşlarda yapılan dolgu, botoks gibi işlemlerin ne gibi yan etkileri olur?

Prof. Dr. Necmettin Akdeniz: Biz gençlere tedavi amaçlı gerekmedikçe cilt tipine uygun günlük rutin bakım dışında estetik uygulamaları önermiyoruz. Genç bireylerin kendi bedenleri hakkındaki algıları sürekli değişebilir. Estetik müdahaleler kalıcı değişiklikler yaratabilir ve bu, ileride pişmanlığa sebep olabilir. Vücut, ergenlik döneminde ve 20'li yaşların başında hâlâ değişim göstermektedir. Bu dönemde yapılan estetik müdahaleler, vücudun doğal gelişim sürecine müdahale edebilir veya ileride istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Enfeksiyon, alerjik reaksiyonlar, uygulama yapılan bölgede asimetri veya istenmeyen görünüm değişiklikleri gibi riskleri ve nadirde olsa emboli nedeniyle doku ölümü ve körlük ciddi komplikasyonlara mevcuttur. Botoks ve dolgu gibi işlemler geçici çözümlerdir, belirli aralıklarla yenilenmeleri gerekir. Genç yaşta bu tür işlemlere başlamak, uzun vadede maliyet ve bakım açısından büyük bir yük oluşturabilir.

* Estetik işlemler kimlere, nasıl yaptırılmalı? Bunların uzman olmayan kişilerce de yapıldığına ve olumsuz sonuçlarına tanıklık ediyoruz. Bu tür işlemlerde nelere dikkat etmek gerekiyor?

Prof. Dr. Necmettin Akdeniz: Estetik işlemler, kişinin fiziksel görünümünü iyileştirmek amacıyla yapılan müdahalelerdir. Bu işlemler cerrahi olabilir (liposuction, rinoplasti vb.) ya da cerrahi olmayan (botoks, dolgu, lazer tedavileri vb.) yöntemlerle gerçekleştirilebilir. Estetik uygulamaların popülerliği arttıkça, bu işlemleri yapan kişilerin yetkinliği ve işlemlerin güvenliği konusunda daha fazla dikkatli olmak gerek. Uzman olmayan kişiler tarafından yapılan estetik uygulamalar ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Enfeksiyonlar, asimetri, cilt hasarı, kalıcı izler veya daha ciddi tıbbi komplikasyonlar bu işlemlerin olumsuz sonuçları arasında yer alabilir. Estetik işlemler mutlaka deneyimli,  alanında eğitimli ve lisanslı dermatologlar ve plastik cerrahlar, tarafından yapılmalı. Hekimin uygulamayı en iyi şekilde yapacak bilgi ve deneyime sahip olmasının yanı sıra gelişebilecek komplikasyonları yönetecek eğitime ve deneyime sahip olması gerekir. Bu nedenlerle uygulayıcının, deneyimi ve uzmanlık alanı ve hasta referanslarını araştırmak iyi olacaktır. İşlemin yapılacağı kliniğin sağlık bakanlığı onaylı, ilgili yasal izinlere ve sertifikalara sahip olmalı, hijyen standartlarının uygun olması ve kullanılan malzemelerin güvenli ve steril olması gerekli.

* Cilt kusurlarımızı kapatma isteğinin ne kadarı makul, nereden sonrası sorunlu?  

Uzman Psikolog Hande Taştekin: Kişinin yaşamını olumsuz etkileyen, özgüven problemi yaşamasını sağlayan kusurların konunun uzmanları tarafından doğru yönlendirmeler ve estetik dokunuşlarla ortadan kaldırılması kişilerin yaşam kalitelerini artırılabiliyor. Fakat çarpıtılmış kusur inancına göre normal gözükene dahi sürekli değişim çabası içerisinde olmak “Beden Dismorfik Bozukluğu” tanısını düşündürüyor. Bu bozukluk; kişinin görünüşünün normal ya da kabul edilebilir olmasına rağmen kendisini kusurlu, eksik, çirkin görmesiyle beraber bunların üzerinde çok yoğun düşünmesi, buna yönelik hayat akışını değiştirmesi ile kendini belli ediyor. Bu durum maddi ve manevi birçok kaybı da beraberinde getiriyor. Etraftan sürekli güzel olduğuna dair duyumlar almak isteme, görünüşü ile kabul görme, kendini sürekli başkalarıyla kıyaslama gibi takıntılı inançlar oluşabiliyor. Bu takıntılar zamanla psikolojik problemlere de yol açıyor. Kişi kusurlarını sürekli değiştirmeye ve kendisini mutsuz hissetmeye başlıyor. Böyle bir durumda acilen psikolojik destek alınması büyük önem taşıyor. 

“HERKESİN CİLDİ BENZERSİZDİR”

•* Cilt bakımında nelere dikkat etmek gerekiyor, cildin sağlıklı ve erken yaşlanmasını önlemek için neler yapılabilir?

Prof. Dr. Necmettin Akdeniz: İyi ve etkili bir cilt bakımı rutini, cildin tipine ve ihtiyaçlarına uygun ürünlerin kullanılmasını, düzenli temizlik ve nemlendirme işlemlerini içerir. Sağlıklı bir cilt bakımı rutini için öncelikle cilt tipine (kuru, yağlı, karma veya hassas) uygun bir temizleyici ile temizlenmeli. Bu temizlik en az sabah akşam iki kez yapılmalı. Bazen yüz, vücut ve hassas bölgeler için farklı temizleyiciler gerekebilir. İkinci olarak her cilt tipi nemlendirmeye ihtiyaç duyar. Cildinizi nemlendirmek, onu yumuşak ve esnek tutmaya yardımcı olur. Kuru cilt için daha yoğun nemlendiriciler, yağlı cilt için hafif ve su bazlı ürünler tercih edilmeli. Yine ölü cilt hücrelerini temizlemek ve cildin yenilenmesini teşvik etmek için cildinizi tahriş etmeden haftada bir veya iki kez ile sınırlı cilt tipinize uygun peeling yapabilirsiniz. Güneşin zararlı UVA ve UVB ışınları cilt yaşlanmasına ve cilt kanserine yol açabilir. Günlük olarak geniş spektrumlu bir güneş koruyucu kullanmak, cildinizi korumanın önemli bir yoludur. Ruh ve beden sağlığı için gerekli olan sağlıklı beslenme ve yeterli su tüketimi, yeterli ve kaliteli uyku, iyi bir stres yönetimi. Düzenli fiziksel eksersizler, sigara ve alkol tüketiminden kaçınma cilt sağlığı üzerinde olumlu etkiler yapabilir. Ciddi cilt sorunları veya iyileşmeyen cilt problemleri yaşanıyorsa, bir dermatologdan yardım almak önemlidir. Herkesin cildi benzersizdir, bu yüzden cilt bakımı rutini kişiselleştirilmelidir. 

Cildin sağlıklı kalmasını sağlamak ve erken yaşlanmayı önlemek, hem yaşam tarzı seçimleri hem de etkili cilt bakımı rutinleriyle mümkündür.  Cildinize iyi bakmak, uzun vadede genç ve canlı bir görünümün sürdürülmesine yardımcı olacaktır.

* Kozmetik ürünler cildin genç kalmasını sağlar mı? Yoksa bu kadar reklam birer aldatmaca mı? Kaz ayaklarını, kırışıklıkları önlemek ya da geciktirmek kremlerle gerçekten mümkün mü?

Prof. Dr. Necmettin Akdeniz: Kozmetik ürünlerin cildi genç tutma ve yaşlanma belirtilerini geciktirme konusundaki etkisi, içerdikleri bileşenlere ve bu bileşenlerin bilimsel olarak kanıtlanmış etkilerine bağlıdır. Bazı kozmetik ürünler, içerdikleri aktif bileşenler sayesinde cildin daha genç görünmesine yardımcı olabilir, ancak bu etkiler genellikle hafif olup, reklamlarda vaat edildiği kadar dramatik olmayabilir. Yaşlanma karşıtı ve kırışıklık azaltıcı etkileri kanıtlanmış etkenler; retinol, Hyaluronik asit, bazı peptidler, serbest radikallerin neden olduğu hasarı önleyerek antioksidanlar (Vitamin C, E, Ferulik Asit vb.) düzenli kullanıldığında bu belirtilerin görünümünü azaltabilir ve cildin genel sağlığını ve görünümünü iyileştirebilir. Kırışıklıkları ve kaz ayaklarını önlemek ya da geciktirmek için krem kullanmak mümkündür, ancak bu etkiler sınırlıdır ve ürünler mucizevi sonuçlar vaat etse de gerçekçi beklentilere sahip olmak önemlidir. 

* Kozmetik ürünleri kullanırken nelere dikkat etmek gerekir?  Örneğin hangi maddeleri içeren ürünlerden uzak durulmalı?

Prof. Dr. Necmettin Akdeniz: Ürünlerin vaat ettiği hızlı sonuçlardan ziyade, içeriklerinin güvenliği, cildiniz için uygunluğu ve bilimsel olarak kanıtlanmış etkileri ön planda olmalıdır. Bu nedenle ürün seçerken, içerik listesini dikkatlice inceleyin. Cilt tipinize ve ihtiyaçlarınıza uygun bileşenler içeren ürünleri tercih edin. Parabenler, sülfatlar (SLS/SLES), ftalatlar ve sentetik kokular, alkol ve sentetik boyalar hassas kişilerde irritasyon veya alerjik reaksiyonlara neden olabileceği için bu maddeleri içeren ürünlere mesafeli durulmalı.  Ürün ambalajındaki iddialar yerine, aktif bileşenlerin bilimsel olarak kanıtlanmış retinol, hyaluronik asit, niacinamide gibi bileşenlerin cilt üzerinde olumlu etkileri bilimsel çalışmalarla desteklenmiş etkenleri içeren ürünleri tercih edelim.

* Evde cildin sağlıklı kalması için yapılabilecek ürünler var mı?

Prof. Dr. Necmettin Akdeniz: Evde cildin sağlıklı kalması için hazırlayabileceğiniz bazı doğal ve basit ürünler vardır. Bu tarifler genellikle daha az risk taşır ve cildinizi nemlendirmek, beslemek ve temizlemek için kullanılabilir. Ancak, herhangi bir ürünü cildinize uygulamadan önce küçük bir bölgede test etmeyi unutmayın. Doğal cilt bakımı ürünleri olarak; yulaf ezmesi yüz maskesi, bal ve limon yüz maskesi, hindistan cevizi yağı, aloe vera jeli, kil maskesi ve gül suyu yüz maskelerini önerebiliriz.

Bu tarifler, evde kolaylıkla hazırlanabilir ve cilt bakımı rutininize doğal bir dokunuş ekleyebilir. Ancak, cildinizin ihtiyaçlarına en uygun ürünleri ve uygulamaları belirlemek için cilt tipinizi ve herhangi bir cilt sorununuzu göz önünde bulundurmanız önemlidir.

Sonuç olarak her yaşın, hatta her bireyin kendine göre bir güzelliği vardır. Bizler kendimizin yaşımıza göre en iyi versiyonunu yakalamak için uğraşmalıyız. Doğru ürün ve işlemler, doğru kişi ve cilde uygulandığında doğru yerde ve ehil ellerde iyi sonuçlar verir. Yoksa ölüm, sakatlık veya isteğimizin aksine daha kötü bir görünüme neden olabilir. Hayatımızı kabusa çevirebilir. İyi uygulamalar ise öz saygımızı artırır, daha canlı ve taze sağlıklı bir cilde sahip olmamıza yardımcı olur. Tercih sizin…   

 


 


ARŞİV