“Çocuk cinsel istismarının affı olmaz”

Kadıköy-Eminönü İskelesi önünde TCK 103 Çocuk Cinsel İstismarı Affına Karşı Kadın Platformu'nun çağrısıyla biraraya gelen kadınlar, “İstanbul Sözleşmesi yaşatır, çocuk cinsel istismarının affı olmaz” dedi.

12 Temmuz 2020 - 10:45

TCK 103 Çocuk Cinsel İstismarı Affına Karşı Kadın Platformu'nun çağrısıyla ülkenin dört bir yanında aynı gün (11 Temmuz Cumartesi) sokağa çıkan kadınlar, “İstanbul Sözleşmesi yaşatır, çocuk cinsel istismarının affı olmaz” diyerek cinsel istismar suçlularını af girişimine karşı eylem yaptı. “Erkek şiddetine, çocuk istismarına, İstanbul Sözleşmesi'nin iptali girişimlerine” alkışlarıyla ve sloganlarıyla hayır diyen kadınların İstanbul'daki buluşma noktası ise Kadıköy-Eminönü İskelesi önüydü. 

“Çocuk tanımını değiştiremezseniz”, “Pandemiyi bahane etme istismarı önle”, “Çocuk istismarı affedilemez”, “Erken evlilik değil çocuk istismarı”, “Kadınlar birlikte güçlü”, “6284'ü uygula” pankartının taşındığı, “İstismarı aklama, suça ortak olma”, “İstismarın rızası ve tasarı olmaz”, “Susmuyoruz, korkumuyoruz, itaat etmiyoruz”, “Çocuk, kadın düşmanı tasarıya hayır” sloganının atıldığı eylem, Cemile Baklacı ile Gamze Abay'ın okuduğu basın açıklamasıyla devam etti.

YASAMAYI İZLEME NÖBETİMİZ SÜRÜYOR”

“Kadın örgütleri olarak çocuk cinsel istismarı suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 103. maddesi ile ilgili af girişimlerini kaygı ile izliyoruz.” diyen Cemile Baklacı, konuşmasına şöyle devam etti:“Bu konu, İnfaz Yasası nisan ayında TBMM’de görüşülürken gündeme geldiğinde öğrendik ki 13 yaşındaki kız çocuklarına istismardan yargılanan ve hatta mahkumiyet kararı kesinleşip cezaevine konmuş kişilerin resmi nikah yapıldığı takdirde serbest kalmaları, bu evlilik 5 yıl sürdüğü takdirde cezanın tamamen ortadan kalkması, cinsel istismar gibi ciddi bir suçun cezasız bırakılması hedefleniyordu. Üstelik tüm dünyada 3-4 yaş farkı olan akran kavramı ile oynanarak 15 yaş farkın bile ‘akran’ sayılabileceği iddia ediliyordu. Affın da 15 Temmuz’da Meclis kapanmadan önce çıkacağı açıklanmıştı. Bu nedenle, kadınlar olarak Meclis açık kaldığı sürece gece yarılarına dek süren yasamayı izleme nöbetimiz sürüyor, sürecek. Çünkü 2016 yılında bir gece yarısı birkaç milletvekiline verdirilen bir teklif ile bu af çıkarılmak istenmişti. Kadınlar olarak o günden beri bu konunun gece nöbetçileriyiz.”

“ŞİDDETE TEŞVİK, KADINLARA TEHDİT”

Temmuz ayının 2'sinde Numan Kurtulmuş’un Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çıkması yönünde hazırlıklarına dair açıklamasını duyduklarını, İstanbul Sözleşmesi’ne karşı çıkmanın şiddet uygulayan erkeklere teşvik ve tüm kadınlara tehdit olduğunu dile getiren Cemile Baklacı, “TBMM Boşanma Komisyonu Raporu’ndan beri İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasaya karşı sistematik bir karalama kampanyası yürütülüyor. Bu kampanya nedeniyle ne İstanbul Sözleşmesi ne de 6284 sayılı yasa etkili bir biçimde uygulanıyor. Numan Kurtulmuş’un son açıklaması da, sözleşmeyi ve yasayı uygulamamak için zaten direnmekte olan tüm kamu görevlilerine en üst düzeyden bağlayıcı bir “talimat” niteliği taşıyor. Bu gibi açıklamaların, şiddet uygulayan erkekleri teşvik etmek, şiddete maruz kalan birçok kadının devlet mekanizmalarına başvurma cesaretlerini kırmak, yargı ve kolluğun görevlerini yerine getirmesine engel olmak gibi olumsuz sonuçları olacak.” şeklinde konuştu.

“DÜZENLEMELER KAĞIT ÜZERİNDE KALIYOR”

Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddet ile ayrımcılığı körükleyen bu söylemlere son verilmesi gerektiğine vurgu yapan Gamze Abay da çocuk istismarcılarına af girişimlerinin gündemde tutulmasının istismarcılara teşvik, tüm çocuklara ise tehdit olduğunun altını çizdi. Abay, “Çünkü bu af söylentisi olduğu sürece Ceza Kanunu’ndaki 15 yaş altı çocuklarla hiçbir koşulda cinsel ilişkiye girilemeyeceği ve Medeni Kanun’daki 17 yaşın altında evlilik yapılamayacağı konusundaki yasal düzenlemeler kağıt üzerinde kalıyor, uygulanmıyor, uygulanamıyor. Çocuk cinsel istismarcıları işledikleri suçtan mahkum olsalar bile, kız çocuğunu ya da ailesini ikna edip resmi nikah yaptırdıkları takdirde cezadan kurtulabileceklerini düşünebiliyorlar. Af söylentisi çeşitli kişi ve kurumların, kız çocuklarının evlendirilme yaşının 12 hatta 9 olabileceği yönündeki propagandalarının sürüp gitmesine neden oluyor.”diyor.

“HAKLARI TEHDİT ETMEKTEN VAZGEÇİN”

Evlenme ehliyeti olmayan çocuklara dini nikâh kıyan din görevlilerinin, çocuklarını çocuk yaşta evlendiren ailelerin ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirmeyerek buna göz yuman kişilerin ve resmi otoritelerin özellikle cezalandırılması gerektiğine dikkat çeken Gamze Abay, konuşmasına son olarak şu bilgileri ekledi: “Çocuk cinsel istismarcılarına yönelik af girişimlerinden tamamen vazgeçin ve bunu kamuoyuna derhal ilan edin. İstanbul Sözleşmesi’ni ve 6284 sayılı Şiddet Yasası’nı karalamaktan vazgeçin. Kadınlara ve kız çocuklarına karşı şiddeti durdurun. Kadınların kazanılmış haklarını tehdit etmekten vazgeçin.” Eylem okunan basın açıklamasının ardından son buldu.


 


 


 


 


 


 


 


 


 


 


 


 


 


 


 


 


 


ARŞİV