Çocuklar için felsefe!

Çocukların düşünce dünyalarını genişletip, eleştirel düşünmelerini amaçlayan 18 yıllık öğretmen Özlem Yarkın ile Çocuklar İçin Felsefe serisi üzerine konuştuk

30 Haziran 2016 - 15:41
Kaan DERTÜRK
Yaklaşık 20 yıla yakın bir süredir liselerde felsefe dersi veren ve yayınevleri için editörlük görevini üstlenen Özlem Yarkın, bilgi birikimini genç nesillerle buluşturmak amacıyla çocuklar için felsefe kitaplarını kaleme aldı. Öğrencileriyle yaşadığı deneyimlerinden yola çıkan Yarkın, çocuklara yönelik felsefe kitaplarının eksik kaldığını vurguluyor. Çocuk kitabı yazarlığı ve felsefe üzerine söyleştiğimiz Yarkın, kaleme aldığı kitapların, ebeveynlerin felsefeye olan mesafeli yaklaşımlarını ortadan kaldıracağını söylüyor.

KÜÇÜK YAŞTA FELSEFE
• Okurlarımızın, sizi tanıması için kendinizden bahseder misiniz?
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümünden mezunum. Mezun olduktan sonra felsefe öğretmenliği yapmadım. Özel sektörde, muhabirlik dahil olmak üzere birçok farklı iş yaptım. Bir süre sonra kendi mesleğimi yapmam gerektiğini hissetim. Yaklaşık yedi yıl başka işler yaptıktan sonra 1998 yılında felsefe öğretmenliğine başladım. Bunun yanı sıra yayınevlerine felsefe alanında editörlük hizmeti veriyorum. Farklı alanlarda felsefe atölyeleri yapıyorum.
• Felsefe öğretmenliğine yönelmenizi sağlayan ne oldu?
Felsefe öğretmenliğine hevesim hep vardı. Lise döneminde çok kitap okurdum. Yapmış olduğum okumalar bende geniş bir bakış açısı yarattı. Çok kitap okuyanlar hayata da çok boyutlu olarak bakıyorlar. Bunun karşılığının felsefede olduğunu keşfetmemle maceram başladı. Felsefenin akademik yapısı hep ilgimi çekiyordu. Fakat bir türlü felsefe ile öğretmenliği bağdaştıramıyordum. Felsefe, önceleri benim için bireylerin kendi kendine öğrenebileceği ve bakış açısını şekillendirmede başvuracağı bir alandı. Ancak zamanla kendimi felsefenin tarihsel bağlamıyla sistematik olarak öğretilebilir bir alan olduğuna ikna ettim. Şu an içinse iyi ki genç zihinlere felsefe öğretiyorum diyorum.

DOMATES, KRAL MARX, FAHRİABİ…
• Öğretmen olarak, okullarda öğretilen felsefe müfredatını yeterli buluyor musunuz?
Müfredat, öğrenciyi yeterliden öte gereksiz bir bilgi bombardımanına tutuyor. Öğrencilerimize, felsefede var olan temel kavramları verip felsefe yapabilir duruma getirmek istiyoruz. Fakat üniversitede dört yılda almış olduğumuz tüm bilgileri tek bir yılda 11. sınıf öğrencilerine vermeye çabalıyoruz. Durum böyle olunca felsefe eğitimi amacından sapıyor. Öğrenci, felsefeden korkup, çekiniyor. Sanki uzaydan gelmiş bir şeyi anlatıyormuşsunuz gibi yüzünüze bakıyor. Felsefe eğitimi, ilkokuldan itibaren öğrenciye verilmeye başlansa şu an yaptıklarımızdan çok daha başka çalışmalar yapıp karşılıklı olarak daha çok tartışma fırsatı yakalarız.
• Öğrencilerinizle yaşamış olduğunuz ilginç anlar var mı?
Çok var. Felsefe öğretmeni olmak biraz da bunu gerektiriyor. Öğrenciler, kavramlara yabancı olduklarından akıllarında kolayca tutamıyorlar. Böyle olunca kopya çekme ihtiyacı doğuyor. Kopya çeken bazı öğrencilerim Descartes yazacağına sınav kâğıdına “domates” yazıyor. Karl Marx, yazacağına “Kral Marx” yazan ya da daha vahim olmak üzere Farabi için “Fahriabi” yazan öğrencilerle karşılaştım.

“OĞLUM EN BÜYÜK YARDIMCIMDI”
• Çocuklara yönelik felsefe kitaplarını yazma fikri bu doğrultuda çıktı diyebilir miyiz?
Evet. Bu eksikliklerden yola çıkarak üç yıl önce Çocuklar İçin Felsefe serisini kaleme almaya başladım. Çünkü buna ihtiyaç vardı. Uzun yıllar öğretmenlik yapmış olmanın getirisiyle birlikte çocuklara en sade şekilde bilgiyi vermeyi amaçladım. 2016 Mart ayında ise yazmış olduğum 15 kitaplık Çocuklar için Felsefe serisi tamamlanmış oldu. Çevremden ve özellikle çocuklu ailelerden seriyle ilgili olumlu yorumlar alıyorum.

• 15 kitaplık seriyi yazarken konuları neye göre belirlediniz?
Konuları belirlemek aslında en çok zorlandığım kısım oldu. Olabildiğince basit ve yalın olmasını istedim. Okuyan çocuğun farkında olmadan bilgiyi alması, hafızasına yerleştirmesi birinci amacımdı. Kitapları da bu bağlamda kısa tuttum. 63-65 sayfa aralığında değişiyor. 10 yaş ve üzeri her çocuk rahatlıkla okuyabilir. Tarihsel dönemeçleri temel alarak konu seçimlerini yaptım. Kitap serisi belli bir tarihsel çizelgeyi takip ediyor. İlk insanın alet kullanmasından, günümüzde yaşanan savaşlara kadar geniş bir yelpaze söz konusu. Her tarihsel dönem muhakkak dönemin yaşayan ünlü bir filozofu eşliğinde çocuk okuyucuya veriliyor. Çocuk, hem felsefenin temelini alıyor hem de tarihsel bilgisi pekişmiş oluyor.
• Kitapları yazarken yardım aldığınız birisi oldu mu?
Yazarken çok fazla yardım aldım. Çocuklara, soyut bir alanı anlatmanın zorluğunu hep düşündüm. Bu durumu aşmak için oğlum bana yardımcı oldu. Kitabı yazmaya başladığım zaman 10 yaşındaydı. Ben yazdıkça benimle birlikte büyüdü. Yazdığım her satırı oğluma okutuyordum. Kafasına takılanlara, anlamadığı yerlere göre kitabı şekillendirip daha da sadeleştiriyordum. Benimle birlikte yazdığım her şeyi yorumlayan ve bana fikir veren birisinin olması ve bu kişinin kendi oğlum olması en güzel şeydi.
• Yazmış olduğunuz kitaplarla birlikte yeni nesil felsefeye meraklı olursa gelecekte bizi nasıl bir toplum yapısı bekler? 
Felsefenin gençlerimize kazandıracağı en önemli şey eleştirel düşünme yeteneği olacaktır. Herhangi bir şeyi olduğu gibi kabul etmek yerine konunun arka planını öğrenmek, nedenleri sorgulamak eleştirisel düşünceyi gerektirir. Diğer türlü dayatılanları koşulsuzca kabul etmek kalıyor. Ülkemizin, nedenleri sorgulayan, gerektiği zaman ailesini, öğretmenini eleştirecek gençlere ihtiyacı var. Felsefe tüm bunları sağlayacak bir alan olarak karşımıza çıkıyor. Her insan asgari düzeyde felsefe ile ilgilenip, sorgulamaya başlarsa gündelik hayatına yansıyacak büyük değişikliklere tanıklık edebilir.

KADIN FİLOZOFLAR ÇALIŞMASI
“Çocuklar için kadın filozofları yazmayı düşünüyorum. Kadının, toplumumuzda almış olduğu yeri tematik olarak öne çıkartan bir çalışma olacak. Anaerkil bir toplum yapısından, kadının bugün bu noktada olmasının nesnel nedenleri üzerine gideceğim. Sokrates’in akıl hocası Aspasia isminde bir kadındı. Ama bu çok bilinmez. Bunun nedeni kadın figürün tarih içinde hasıraltı edilmesidir. Bu çalışmama yavaştan başlamış bulunuyorum. Yine çok kitaplı bir seri olacak.”
Etiketler; Özlem Yarkın

ARŞİV