Odundan harikalar yaratmak

Zühtüpaşa’de bulunan Odun Güzellik Merkezi’nin sahibi Alper Işıldar çöpe atılan, eskiden başka amaçlarla kullanılan mobilyaları veya doğadan topladığı odun ve tahtaları işleyerek yeni objeler üretiyor

27 Ocak 2023 - 07:44

Çöpe attığımız pek çok eşyanın geri dönüştürülerek yeniden değerlenebildiğini artık hepimiz biliyoruz. Çöplerin ayrıştırılarak atılması, kağıt, cam ve plastik atıkların yeniden dönüşüme uygun hale getirilmesi hem doğa hem de ekonomi için büyük önem taşıyor. Diğer yandan yine çöpe attığımız bazı eşyaların geri dönüşümle farklı objelere dönüştüğüne de tanıklık etmeye başladık. Sebze meyve kasalarını kitaplık, plastik şişeleri saksı olarak görüyoruz ama bir hamur teknesi ya da yayıktan lamba yapıldığını görmek ilginç. Gördüğünüzde "bunu ben de yapardım" diye düşünseniz de birkaç kuru daldan vazo yapmak, eski bir kayak takımını tavan lambasına dönüştürmek hem uğraş hem de hayal gücü gerektiren bir iş.

Zühtüpaşa Kördere Sokağı’ndaki Odun Güzellik Merkezi’nde yukarıda saydığımız her şey ve daha fazlası var. Uzun yıllar kapı, dolap olarak kullanılan ya da bir parça odun olarak kalmış her şey Alper Işıldar tarafından başka bir objeye dönüştürülüyor.

Çıkan ürünler de kısmı kadar ilginç olan Odun Güzellik Merkezi’ni ziyaret edip Alper Işıldar ile konuştuk.

Böyle bir iş nereden aklınıza geldi?

Hobiydi mesleğe dönüştü.

Daha önce ne yapıyordunuz?

Televizyoncuydum. Uzun yıllar televizyon sektöründe çalıştım. 6 senedir de bu işi yapıyorum. Önce hobiydi. Ağaçla başladı, geri dönüşmeye evrildi. Buradaki her ürün geri dönüşüm ürünü. İnsanların çöpe attığı ya da atıl bulduğu eşyaları modernize ederek dönüştürüyor ve yeniden kullanılabilir hale getiriyorum.

“BİRAZ HAYAL İŞİ”

Peki siz mi çöplerden topluyorsunuz?

Kendim de topluyorum. Çöplerden, mezattan, doğadan her yerden topluyorum. Bu iş biraz hayal işi. Bazen odun parçası doğanın yarattığı sanat eserine dönüşmüş oluyor. Doğa bazen girintiler, çıkıntılarla öyle detaylar veriyor ki siz ufak dokunuşlarla onu heykele dönüştürmüş oluyorsunuz. Diğer yandan işlevini kaybettiğini düşündüğünüz ürünlere yeniden işlev kazandırıyorum.

Biz çok zengin bir ülke değiliz. Bu kadar tüketim toplumu olmamız bana göre yanlış. Elimizdeki ürünleri dönüştürüp, tekrar hayata geçirmek önemli. Benim yaptığım ürünler el  işçiliği olduğu için diğer geri dönüşüm ürünlerinden biraz farklı oluyor. 

Peki ürünler nasıl bir aşamadan geçiyor? Ne kadar zamanda bitiyor?

Yapılan ürüne göre değişiyor. Bazı ürünlerin yapılması 2 buçuk ay sürüyor bazı ürünlerin yapımı 1 saat sürüyor. Ürünün işçiliğine göre değişiyor.

“BAZI ÜRÜNLER KENDİ YOLUNU ÇİZİYOR”

Odunu doğadan topladığınız haliyle bir objeye dönüştürmüyorsunuz sanırım bir takım işlemlerden geçiyor.

Tabi ki. Doğada topladığınız ya da kullanılmış ağaçlar böcekli olabiliyor. Bu yüzden ilaçlama yapıyorsunuz. Ürünlerin hepsi dezenfekte ediliyor ve ilaçlanıyor. Sonra ürün size ne anlatıyor ya da siz ne görüyorsanız onu canlandırmaya çalışıyorsunuz. Bazen hayal ettiğiniz A yolundan başlıyorsunuz bir bakıyorsunuz ki aynı ürünü B’ye çevirmişsiniz. Bazı ürünler kendi yolunu çiziyor. Bu işte bir şablon yok. Çünkü bu bir tasarım, hayal gücü.

Çöpten yada doğadan topladığınız bir tahta parçası ya da kütük işlenmek için ne kadar zaman bekliyor?

Bazen bir şeyi alıyorsunuz hemen dönüştürüyorsunuz. Bazen aylarca bekliyor. Arka tarafta beş sene bekleyen ağaçlarım var. Ama bulduğum anda dönüştürdüğüm ağaçlar da var. Zaten bir ürünü başladığım zaman bitirmiyorum. Ara ara başka ürüne çalışıyorum. Yani aynı anda başka ürünler çalışıyorum.

Herhalde sipariş usulü çalışıyorsunuz?

Evet yüzde doksan sipariş usulü çalışıyorum. Ev içi bir konsept çalışacaksam evin kullanılacak duvarının ve etrafının resmini istiyorum. Çünkü oraya özel renkleri uygulamak ve tasarım yapmak zorundasınız. Ona göre bir şey hayal ediyor ve onu uyguluyorum. İlk iki sene bu konuda zorlandım. İnsanların güvenini kazanmak kolay olmuyor. Çünkü siz hayal ettiğiniz bir şeyden bir para istiyorsunuz karşı taraf da haklı olarak beğenmezsem diyor. Ama zaman içinde yaptığınız ürünlerle, atölyenin sergi alanı olmasıyla bir portföy oluşturmuş oluyorsunuz. Gelen insanlar size güvenmeye başlıyor. “Bir aşkla çalışıyorsun” diyen müşterilerim oldu. Bir müşterim “Alper sen ürün satmıyorsun, hayal ve hikâye satıyorsun” dedi. Bence hikâye satmak, ürün satmaktan daha kıymetli. Ürünlerin hepsinin bir geçmişi var. Örneğin lamba olan hamur teknesinin içine kaç tane teyze hamur koydu, onları fırınladı. Ya da şaraplık olan at nalları, bir atın ayağından çıkmış. Sonuçta bir geçmişi var. Belki üstünde hüzünler, mutluluklar var. Yani anılar var. Siz onları yeni anılar biriktirmek için tekrar yaşatmış oluyorsunuz. At nalından yapılan şaraplığı kullanan insanlar yeni anılar ve hikâyeler biriktirecek. Bu böyle bir iş. Çok da keyifli bir iş. Herkese hobi olarak bu tür şeylerle uğraşmasını öneriyorum.

Odun Güzellik Merkezi ismi nereden geliyor?

Çok enteresan isim değil mi? Bazen çok isimler arkasında büyük anlatımlar getirir. Kadınlar güzellik merkezine güzelleşmek için gider. Erkeklere de odun diyorsunuz. Odunlar da güzelleşmeli. (Gülüyor) Diğer taraftan benim lakabım da oduncu Alper. Odun bana keyifli gelen bir isim. Odun Güzellik Merkezi adı da hepsinin birleşiminden geldi.

 


ARŞİV