Hayvanlara yönelik şiddet görüntülerine her geçen gün bir yenisi daha ekleniyor. 2004 yılında çıkarılan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu, bazı noktalarda yetersiz görüldüğü için hayvanseverler tarafından eleştiri odağı oluyor. Türk Ceza Kanunu kapsamında olmadığı için, hayvana işkence ya da tecavüz edene sadece para cezası uygulanıyor. Tüm bu eksikliklerin giderilmesi için 2018 yılında TBMM Hayvan Hakları Komisyonu kuruldu. Komisyon, Hayvan Hakları Yasama İzleme Delegasyonu Temsil Heyeti’nin önerileri doğrultusunda bir rapor hazırlayıp, 2019 yılında Meclis’e sundu. Teklif hâlâ gündeme alınmadı ama hayvanseverler bir an önce yasanın çıkarılmasını istiyor. Merkezi Kadıköy’de bulunan Çak Bi Pati Derneği üyesi Özlem Bozkurt, konuyla ilgili görüşlerini ve dernek hakkındaki bilgileri gazetemize anlattı.
“İHTİYAÇ ANINDA HER YERDEYİZ”
Talha Demircan tarafından 2015 yılında kurulan Çak Bi Pati Derneği üyesi Özlem Bozkurt, kötü şartlarda kapalı, aç tutulan ve damızlık olarak kullanılan bir köpeğin kurtarılma hikayesiyle ekibe dahil olduğunu söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Çak Bi Pati Derneği; sistematik, enerjik, yüksek motivasyonlu ve pozitif yeni nesil hayvanseverlerden oluşuyor. Yeni nesil diyorum çünkü teknolojiyi, gündemi, çağımızın imkânlarını doğru değerlendirip kendi pozitif yaklaşımlarımızla birleştiriyoruz. Amacımız sokak hayvanlarına yardım etme fikrini, yalnızca acıma duygusundan uzaklaştırıp motive eden pozitif bir bakış açısıyla yeniden inşa etmek. Hatta neredeyse eğlenceli bir hale getirip iyiliğe özendiren bir felsefeyle yol almaya çalışıyoruz da diyebiliriz. Ve tabi bizimle birlikte bu yolda yürüyen gönüllü üyelerimiz, destekçilerimiz var. Ulaşabildiğimiz her canlıda en az bizim kadar onların da emeği ve desteği var. Biz ne kadar çabalasak da onların desteği ve bağışları olmadan bu sayıda hayata dokunabilmemiz imkânsız olurdu. İyi ki varlar.”
İhtiyaç anında her yerde olduklarını söyleyen Özlem Bozkurt, “Tüm kurucu üyelerin gün içerisinde fiilen sürdürdükleri mesaili, kendi meslekleri var. Bu yüzden de günlerimizi bölerek, birbirimizle paslaşarak ve paylaşarak geçiriyoruz. Hem kendi işimizi sürdürüyoruz hem de yetişebildiğimiz tüm sokak hayvanlarını tedavi etmek ve kısırlaştırmak için kliniklere ya da yeni yuvalarına taşıyoruz” diyor.
“ACİLEN YASALAŞMASI GEREKİYOR”
“Her kötü olayda tekrar tekrar dilesek de, dünya ne yazık ki daha güzel bir yer olamıyor” diyen Bozkurt, Hayvan Hakları Yasası hakkında şunları söylüyor: “Onca serzenişe, talebe, çığlığa, tepkiye rağmen hayvana şiddetin, istismarın ve esaretin yasaklandığı, faillere ertelemesiz hapis cezalarının öngörüldüğü o kanun bir türlü meclis gündemine taşınmıyor. Biz de herkes gibi aynı soruyla baş başa kalıyoruz. ‘Yasa neden çıkmıyor?’ Biz ‘can’ diyoruz, şimdiki kanun ‘mal’ diyor. Bizce en büyük fark bu bakış açısındadır. Hayvanlara karşı işlenen suçlar için caydırıcı hapis cezaları getiren koruyucu bir kanunun acilen yasalaşması gerekiyor. Bizim en başından beri yasal düzenlemelerden talebimiz; hayvanlara karşı taciz, şiddet ve işkence içeren fiillerin ve tecavüzün suç sayılması. Bununla birlikte de Türk Ceza Kanunu'na eklenecek ve ağır yaptırımlar öngören, alt sınırı 3 yıl hapis cezası olan, ertelemesi mümkün olmayan, en önemlisi uygulanabilirliği olan maddelerle en ağır şekilde cezalandırılmasının sağlanmasıdır.”
MAL DEĞİL CAN
Eksik olan şeyin doğru bakış açısı olduğunu belirten Bozkurt, kendilerini hayvansever olarak değil, hayvan korumacısı olarak adlandırdıklarının altını çiziyor. Bozkurt, “Bir canlıyı mal olarak görmekten çıkabilirsek, yaşamak için temel haklarını da doğru bir bakış açısından değerlendirmeye başlamış olacağız. Her olay birbirinden bağımsız olsa da, kanunen varacağımız sonuç ‘bir cana müdahale’ olarak yorumlanmalıdır, caydırıcı olmalıdır. Bu kadar kötü olay yaşanınca insan birilerini karşısına alıp şunu sormak istiyor: Merhametiniz, yardımseverliğiniz, vicdanınız, örfünüz, adetiniz, kanununuz, adaletiniz sadece sesi çıkana mıdır?” ifadelerini kullanıyor.
“UMARIM İYİLİK GİBİ YAYILIR”
Özlem Bozkurt, Çok fazla hayvansever insanın birarada yaşadığı Kadıköy için ise şu ifadeleri kullanıyor: “Kadıköy hayvan sevgisi konusunda çok istisna olan, güzel insanların buluştuğu bölgelerde biri. Bunu biliyor ve beraber yaşadığımız komşularımızdan dolayı, sokak hayvanları adına şanslı hissediyoruz. Kendine özgü bir kültürü olan ve bunun yansıması olarak da canlıya değer veren, saygı ve sevgi gösteren kişilerin çoğunlukta olduğu bir bölge. Duyarlı esnafı çoğunlukta, birçok işletmenin elinden geldiğince koruyup kollamaya, doyurmaya çalıştığı kedi, köpek ve kuşlarla dolu. Bu arada azınlıkta olsalar da tabi ki her yerde olduğu gibi beslenmelerine ve civarda yaşamalarına karşı olan, canlarını yakan insanlar da var. Dileriz bir gün onlar da bu bilince ve empatiye ulaşırlar. Umuyoruz ki Kadıköy’ün ve Kadıköylünün sahip olduğu bu bilinç, ülkemizdeki her yere bulaşıcı bir iyilik gibi yayılır.”
Çak Bi Pati Derneği himayesinde yüzden fazla kurtarılmış sokak hayvanı aç kalmadan, şiddet görmeden, mutlu yaşayacağı yuvalarını bekliyor. Sosyal medya hesaplarından takip edip, derneğe ulaşıp bir dost edinebilir veya tedavileri için klinik masraflarına yapacağınız bağış ve mamalar ile çabalarına ortak olabilirsiniz.
Web Sitesi: www.ormanamama.com/cak-bi-pati
Instagram: cakbipati / Twitter: @cakbipati