Plakların sesi sokağa yayılıyor

Antikacılar Sokağı’ndaki plakçı dükkânında Türkiye’nin farklı şehirlerinden topladığı eski plakları müzik severlerle buluşturan Hamit Canyurt, “Parası olan değil, müziği bilen, müziği dinleyen kişi gelir buraya” diyor

15 Şubat 2018 - 08:34

Kırk yıl öncesine kadar hemen hemen her evde olan pikaplar ve plaklar 1990’lı yıllarda kasetlerin piyasaya çıkmasıyla raflara kaldırıldı. Üzerinden çok geçmeden müzik dinlemek için CD’ler üretilmeye başlandı. Bu hızlı değişim bununla sınırlı kalmadı tabii. CD’ler de yerini MP3 çalarlara, ya da telefonlara bıraktı. Tüketim kültürü arttıkça sahip olduklarımız da küçülmeye başladı. Müzik dinlemek daha mobil hale geldi. Ancak bütün bu teknolojik gelişmelere rağmen müzikseverlerin geçmişle olan bağı hiç kopmadı. Son yıllarda plaklara olan ilgi de bunun açık bir göstergesi. Kadıköy’de plak satışı yapan Hamit Canyurt, son dönemde artan bu ilgiyi dönem filmlerine ve dizilerine bağlıyor.

Tellalzade Sokak ya da gayri resmi adıyla Antikacılar Sokak’ta eski plak satan Hamit Canyurt, uzun yıllar boyunca antikacılık yapmış. 35 yıldır aynı dükkânda esnaflık yapan Canyurt, son 11 yıldır da eski plakları müzik severlerle buluşturuyor. Plakçı Hamit adını verdiği küçük dükkanında binlerce 33’lük ve 45’lik plak mevcut. Canyurt, bu konuda oldukça iddialı. Yerli plakların hemen hemen hepsinin kendi dükkanında bulunduğunu söylüyor. Cem Karaca, Moğollar, Emel Sayın, Ahmet Kaya, Müslüm Gürses... Canyurt saydıkça liste uzuyor tabii. Sohbet devam ederken Selda Bağcan’ın 33’lük plaklarından bir tanesini plaka yerleştiriyor. Bağcan’ın sesi sokağa yayılırken sohbete devam ediyoruz.

YILLARIN BİRİKİMİ BİNLERCE PLAK

Birçok kişinin merak ettiği soruyu ben de Hamit Canyurt’a soruyorum; “Bu kadar plağı nereden buluyorsunuz?” Canyurt şöyle cevap veriyor: “Bu dükkanda binlerce plak var. Tabii burada ciddi bir emek söz konusu. Yılların birikimiyle oluşturdum diyebilirim. Türkiye’nin farklı şehirlerine gidip eski plakları buluyorum. Ya da eskiciler dükkana getiriyor. Onlar da işi öğrendi ama artık ciddi paralar istiyorlar.” Kadıköy’de devam eden kentsel dönüşüm de eski plakların gün yüzüne çıkmasını sağlamış. Evlerini boşaltan Kadıköylülerden arda kalanlar eskicilerden antikacılara ulaşıyor.

Kitap tutkunları ilk basım kitapların peşine düşerken, plak tutkunları da ilk kayıtların arayışı içerisinde. Yıllar önce sınırlı sayıda çıkarılan plaklar günümüze ulaşmışsa bu plaklar maddi ve manevi kıymete biniyor. Hamit Canyurt da arşivinde; Erkut Taçkın, Murat Ses Hardal, Fikret Kızılok, Erkin Koray, Nükhet Ruacan gibi sanatçıların ilk plaklarından olduğunu söylüyor. Peki, bu plakların özellikleri neler? Canyurt bu soruyu şöyle cevaplıyor: “Analog kayıt olması tabii. Daha sonra basılanlar, yani şu anda kopya edilenler direkt gırtlaktan çıkan ses değil. Dijital ortamdan kaydedilenler eski plağın tadını vermiyor. Dönem kayıtları 40-50 yıl önceki direkt gırtlaktan çıkıyor.” Hamit Canyurt, “Plağın sesinden, zarfından ve kâğıdından plakların orijinal kayıt olup olmadığı anlaşılır.” diyor.

“HER YAŞTAN İNSANIN İLGİSİ VAR”

Plaklara eskiden belli bir yaş grubunun ilgi gösterdiğini söyleyen Canyurt, şimdilerde ise her yaştan dinleyicinin eski plaklara merak sardığını söylüyor. Bunun nedenini ise kaliteli müzik dinlemek olarak açıklıyor Canyurt. Bunu söyledikten sonra pikaba , çok sevdiğini söylediği Ahmet Kaya’nın Başım Belada plağını takıyor ve tutkuyla yaptığı işi şu sözlerle anlatıyor:“Ahmet Kaya’nın Acılara Tutunmak ve Yorgun Demokrat plakları var elimde. Ama satmıyorum evimde saklıyorum benim için çok değerliler çünkü. Yaptığım işi çok seviyorum. Bir sürü iş yaptım şimdiye kadar ama en çok bu işte durdum. Buraya müziği bilen, seven insanlar geliyor. Müslüm Gürses dinleyen insan da gelir buraya, Erkut Taçkın dinleyen de. Parası olan değil, müziği bilen, müziği dinleyen kişi gelir. Böyle insanlarla karşılaştıkça ben de mutlu oluyorum. Karşılıklı bir mutluluk ilişkisi yani.”

“FİLMCİLER YANILTIYOR”

Canyurt’a göre plağa olan merakın artmasının temel nedeni Issız Adam filmi. Tabii sadece bu film değil, dönem filmleri ve dizilerinin de bunda etkisinin olduğunu ekliyor Canyurt. Ama bu konuda bir de şikayeti var; “Şimdi çok moda oldu dizilerde ve filmlerde plak çalmak. Ama burada bilgi kirliliği var. Mesela geçenlerde bir dizide ya da filmde Sezen Aksu gramofonda çaldı. Ama Sezen Aksu’nun taş plağı yok. Bazı filmlerde böyle olunca müşteriler de yanılıyor. Dükkana gelip Sezen Aksu’nun taş plağını istiyorlar.”

TAŞ PLAK, 33’LÜK, 45’LİK

Plakçı Hamit’in dükkanında long play, taş ve 45’lik plaklar var. Bunların fiyat aralığı ise oldukça geniş. 50 TL’den 10 bin TL’ye kadar uzuyor bu rakamlar. Canyurt fiyatların neye göre belirlendiğini ise şöyle anlatıyor: Long Play 10 şarkıdır, 45’lik 2 şarkı. Hala long play yapılıyor dijital ortamda ama 45’likler yok. En son Çukur dizisi için Mahsuni’nin şarkısı çalındı. Siluetler dediğimiz Türkiye’nin ilk uzun çaları 500 tane basıldı, çok nadirdir, özeldir, antikadır, ancak koleksiyoncu alır, onu dinleyici alıp ne yapacak? Bu yüzden de pahalı oluyor.”

Kadıköy’de eskiden birkaç dükkanın dışında plak satan esnaf olmadığını söyleyen Canyurt, son yıllarda Kadıköy’de çok fazla plakçı dükkanı açıldığını da ekliyor. Zülfü Livaneli’nin yasaklı plaklarından birini pikaba yerleştirdikten sonra müzik severler için şu tavsiyelerde bulunuyor: “Bu bir furya. Şimdiki insanlar eskiye dönüyor, eskinin tadı çok lezzetliydi. Ondan dolayı müzik kulağı olan insan yeni plaktan dinlemez, eski plaktan dinler. Mağazalarda artık ucuza satıyorlar ama yeni oldukları için sesleri iyi değil. Genellikle kullanılmış ve eski plak alsınlar yeni baskılara yönelmesinler. Çizik de olsa kırık da olsa çatlak olsa eski baskı alsınlar. Yeni kayıtlar CD kalitesindedir. Onun yerine direkt CD alsınlar onu dinlesinler.”


ARŞİV