Enflasyon, geçtiğimiz Haziran ayında yüzde 15.39’a çıkarak Ocak 2004’ten beri en yüksek seviyesine ulaşmıştı. Tek sebebi enflasyon olmamakla birlikte gıda fiyatlarındaki artış da yine bu dönemin temel gündem maddelerinden birini oluşturuyor.
20-25 gün önce kilosu 6-7 liradan satılan soğan ve patates gibi ürünler semt pazarlarında normal fiyatlarına (2-2,5 TL) düşmüş durumda. Şiddetli yağışlar, tarlaların zarar görmesi, stokçuların fiyatları arttırmasının yanı sıra fiyat oynamalarındaki en büyük sebepler arasında, üretici ile tüketici arasındaki aracılık sistemi görünüyor.
“Artışın sebebi üretim azlığı değil”
Öyle ki üreticiden bir patates ortalama 40 kuruşa çıkarken markette 5 liradan satılabiliyor. Koşuyolu Kooperatifi’nden Mesut Öztürk durumu şöyle özetliyor: “Gıda fiyatlarındaki artışın sebebi üretimin azlığı değil, aracının ürün stoklaması ve ürün tedarik zincirindeki aracıların artan sayısıdır. Bu yüzden üreticiden çıkan ürün, bizim sofralarımıza gelinceye kadar 3-4 kat fiyat artışına maruz kalmakta.” Öztürk, üreticinin aynı zamanda tarım şirketleriyle rekabet etmesi, ithal ürüne teşvik, verimli arazilerin betonlaşması gibi etkenlerle de zorlandığını sözlerine ekliyor.
700 çiftçinin kurduğu bir üretici kooperatifi olan Adrasan Koperatifi’nden Öcal Tuncer ise üreticilerin yaşadığı sorunlara dair bir diğer deneyimi gözler önüne seriyor: “Düzenin değişmesini istemeyen aracı ve tefeciler bizim İstanbul’daki tüm satış yerlerimizi kapattırdılar, tüm yatırımlarımız da yok oldu. Biz de Antalya’ya dönmek zorunda kaldık. Hiçbir üreticinin bugün aracısız satış yapması mümkün değil.”
“Önleyici mekanizma gerekiyor”
Gıda topluluklarının temel amacının aracıyı ortadan kaldırmak ve üretici ile tüketici arasında doğrudan ilişki kurulmasını sağlamak olduğunu belirten Doç. Dr. Zeynep Kadirbeyoğlu’ndan BÜKOOP’un (Boğaziçi Mensupları Tüketim Kooperatifi) kuruluş amacını dinliyoruz: “BÜKOOP, 2009’dan beri var. Başlarken temel amacımız küçük çiftçiyi desteklemekti. Girdi fiyatlarının yüksek olması, petrolün fiyatının artması dahi çiftçiye maliyet ekliyor. Çiftçiler aracılık kurumundan dolayı piyasadaki değerinin altında bir gelir sağlıyor. Bütün bunları önleyecek mekanizma kurmak gerekiyordu, hala gerekiyor. Sadece örgütlü üretici ve tüketici olursa, piyasa bazlı monopolleşmiş, tekelleşen gıda sektörünün dışına çıkılabilir.“
BÜKOOP’un temelde bu mekanizmanın kurulmasına katkı sağlamak için kurulduğunu belirten Kadirbeyoğlu sözlerini şöyle sonlandırıyor: “Aracıyı ortadan kaldırıp hem üreticiye daha fazla gelir sağlamalıyız, hem de aradaki güveni tahsis ederek daha sağlıklı bir alışverişin yolların bulmalıyız.”
Koşuyolu Kooperatifi’nden Mesut Öztürk ise yapılması gerekene dair, “Yerel üreticinin ürünlerini kendi üretim kooperatifi üzerinden satabilmesinin yolları açılmalı, üretici destekleri bunun üzerinden yeniden tanımlanmalı. Semtlerde,mahallelerde üretici pazarlarının kurulması teşvik edilmeli.” diyor.