Kadıköy Belediyesi Engelsiz Sosyal Hizmet Merkezi’nin mart ayında başlattığı “Paylaşım Toplantıları” zihinsel engelli, otizmli ya da Down sendromlu bireylerin bakımını üstlenen kişileri bir araya getirmeye devam ediyor. Ayda bir kez yapılan toplantılar, bir eğitim ya da seminer değil; herkesin kendisini olduğu gibi ifade edebildiği bir paylaşım alanı sunuyor. Klinik psikologlar Aysu Sevim ve Seda Kurt Usanmaz’ın yürütücülüğünde gerçekleştirilen buluşmalarda psikologlar, bakım veren bireylerin önce kendi iç seslerine kulak vermesini, birbirlerinin yüküne hafifçe dokunmalarını ve birey olabilmenin kıymetini yeniden hatırlatıyor.
“BAKIM VERENLER DE GÖRÜNÜR OLMALI”
Toplantıya katılan bakım verenlerin ilk düşüncelerinin “Yine bir seminer mi, yine çocuklar ile ilgili bir etkinlik mi?” diye düşündüklerini anlatan Klinik Psikolog Aysu Sevim, “Engelli çocukların ebeveynlerine ya da bakım verenlerine yönelik etkinlikler genelde çocuk üzerinden şekillenir. Ama biz bu kez farklı bir yola girmek istedik. Çünkü bakım veren kişilerin sadece bir ebeveyn olarak değil, bir birey olarak da kendilerine alan açmaları ve görünür olmaları gerektiğini düşünüyoruz.”dedi.
Paylaşım Toplantıları’nı planlarken engelli bir bireyin yakını olarak değil de, ‘sadece ben’ olarak burada olmanın nasıl bir duygu olduğunu da söyleyen Sevim sözlerine şöyle devam etti: “Bu buluşmalarda önceden hazırlanmış sunumlar, konular yok. Katılımcılarla o gün oraya hangi duygu, hangi düşünceyle geldilerse oradan başlıyoruz. ‘Bugün buraya gelirken ne düşündünüz, nasıl hissediyorsunuz?’ diye soruyoruz. Bu soruların ardından içten gelen yanıtlarla bir tema ortaya çıkıyor. Biz de o temayı psikodramatik yöntemlerle grup çalışmasına dönüştürüyoruz.”
“KENDİ HAYALLERİNE DÖNMELERİNİ İSTİYORUZ”
Klinik Psikolog Seda Kurt Usanmaz ise bakım veren bireylerin çoğu zaman yalnızlaştığını ve en çok ihtiyaç duyduklarının ise anlaşılmak olduğunu belirtiyor. Ayrıca bakım veren kişilerin yaşadıklarını sürekli anlatmak zorunda kalmadan, sadece dinlenmeye ve yargılanmamaya ihtiyaç duyduklarını söyleyen Usanmaz “Bu toplantılarda temel hedefimiz, bakım verenlerin bir nebze de olsa kendilerine zaman ayırmalarını sağlamak. Bu insanlar sürekli bir başka bireyin ihtiyaçlarını önceleyerek kendi duygularını çoğu zaman bastırmak zorunda kalıyorlar. Biz bu süreçte onların kendi hayallerine, kendi ihtiyaçlarına dönmelerini, hatta unutulmuş duygularını hatırlamalarını istiyoruz.” diyor.
“BİR RAHATLIK HİSSEDİYORUM”
Kardeşinin engelli bir çocuğu olduğunu söyleyen ve kardeşine yardımcı olmak amacıyla Paylaşım Toplantı’larına katılan Edibe Nahracı, sürecin kendisi için de beklenmedik derecede olumlu olduğunu sadece destek olmak amacıyla katılanlar için bile iyileştirici bir etki yarattığını söylüyor. Nahracı, “Çok beğendim ve faydalı buldum. Sıkıntılardan kurtuluyorsun ve bir rahatlık hissediyorsun. Herkes ortak bir durumu paylaştığı için paylaşımlarımız ve zaman geçirmemiz daha kolay ve rahatlatıcı oluyor.” diyor.
“BURADA HER KONUYU KONUŞABİLİYORUM”
İki aydır toplantılara düzenli olarak katıldığını belirten Ender Tekinşen ise sosyal çevresiyle yaşadıklarını açıkça paylaşamadığını belirtiyor: “Konuştuğumda insanların rahatsız olduğunu fark ettim. Sonra da bu benim sorunum deyip anlatmamaya başladım. Burada her konuyu paylaşabiliyorum. Çocuklarımızın özel durumları nedeniyle benzer süreçlerden geçen insanlarla bir arada olmak çok rahatlatıcı. ‘Çevremi huzursuz etmeyeyim.’ diye kendimi sürekli strese sokuyordum. Bu toplantılar sayesinde kaliteli zaman geçirmenin ne olduğunu hatırladım. Kendimi çok mutlu hissediyorum.”
“SADECE BARAN’IN ANNESİ DEĞİLİM”
Engelsiz Sosyal Hizmet Merkezi’nin kendisine özel bir alan sunduğunu ve daha önce de merkezden terapi aldığını söyleyen Esra Haşani “Burada kendimi çok iyi hissediyorum. Kendime ayırabileceğim bir vakit var ve bu benim için çok kıymetli. Buraya yaşadıklarımı anlatmak için değil, sadece kendim olmak için geliyorum.” diyor. Toplantılarda kendi kimliğinden sıyrılarak bir birey olduğunu hatırladığını vurgulayan Haşani’nin cümleleri ise çarpıcı: “Bu benim için bir lüks. Çünkü buraya geldiğimde sadece Baran’ın annesi olmuyorum. Sadece Esra oluyorum. Bu grupta kendimi iyi hissediyorum ve devam etmesini istiyorum. Çünkü buna çok ihtiyacım var.”