Sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte özellikle kadınlara yönelik bir başka şiddet türü de doğdu; Dijital şiddet. Kadınlar Covid-19 döneminde her alanda olduğu gibi dijital alanda da şiddetin mağduru oluyor. Yapılan son çalışmalara göre kadınların dijital şiddete maruz kalma oranı erkeklere göre 27 kat fazla. Toplumsal Bilgi ve İletişim Derneği (TBİD) geçtiğimiz günlerde özellikle kadınlar için başka bir korku ve kaygı kaynağı konu olan dijital şiddetle mücadele hakkında bir söyleşi düzenledi.
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) tarafından finanse edilen “Dijital Şiddetle Mücadele ve Hukuki Yöntemler” konulu online toplantıya UNFPA Program ve Ortaklıklar Sorumlusu Nazife Ece Karaduman, akademisyen Gülüm Şener ve TBİD’den proje koordinatörü Şevket Uyanık katıldı.
Şevket Uyanık’ın Toplumsal Bilgi ve İletişim Derneği çalışmaları hakkında bilgi verdiği toplantıda UNFPA Program ve Ortaklıklar Sorumlusu Nazife Ece Karaduman da kısaca Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu çalışmalarını anlattı.
“FLÖRT ŞİDDETİ ARTTI”
Güvenli annelik, üreme sağlığı ve hakları, gençlerin güçlenmesi ve kadına yönelik şiddetle mücadele konularında programlar yürüttüklerini anlatan Karaduman “Toplumsal Bilgi ve İletişim Derneği’nin dijital şiddetle mücadele projesini de bu anlamada destekliyoruz. Çünkü bu panelde de altını çizeceğimiz gibi dijital şiddet hepimizi daha çok ve daha derinden etkiliyor. Covid-19 sürecinde dijital dünyaya daha bağımlı olmaya başladığımız düşünülürse dijital şiddetin boyutunun daha da arttığını söylemek yanlış olmaz.” ifadelerini kullandı. UNFPA’nın gençlerle yaptığı araştırma verilerini paylaşan Karaduman, “Rapora göre araştırmaya katılan her üç gençten biri Covid-19 sürecinde dijital veya flört şiddetine daha fazla maruz kalmış. Covid-19 sürecinde flört şiddeti yüzde 26,4’ten yüzde 33’e, dijital şiddet yüzde 23.3’ten yüzde 27.3’e yükselmiş. Dijital şiddet aslında gerçek dünyada yaşanan şiddetten ayrı bir kavram değil. Kadına yönelik şiddetin ve eşitsizliklerin bir devamı. Bu yüzden bu alandaki çalışmalar çok kıymetli.” dedi.
Online toplantıda İstanbul Barosu Bilişim Hukuku Komisyon Başkanı Avukat Şebnem Ahi, dijital şiddetin hukuki boyutları, Türkiye’de dijital şiddete ilişkin yasal düzenlemeler, dijital şiddete maruz bırakılan kişilerin başvurabileceği yasal yollar ve sosyal ağlarda ifşanın yargı mekanizmaları üzerindeki etkileri gibi konularda bilgi verdi.
“GERÇEK HAYATTA BİR SONUCU VAR”
“Sanaldaki eylemlerin gerçek hayatta soyut bile olsa birer sonucu var.” diyen Ahi, sanal platformlarda nelerin suç içerip içermediğini anlattı. Sosyal medya platformlarında, forum ve haber sitelerinde, özel mesaj yöntemiyle, yorumlarda, oyun uygulamalarında dijital şiddetin yaşandığını anlatan Ahi, insanların bazen bir olaya verdikleri ya da vermedikleri tepkilerden dolayı da şiddete maruz kaldıklarını söyledi.
Dijital şiddetin fiziki eyleme hatta şiddete de dönüşebileceğini belirten Ahi; “Ağırlı olarak kadınlar, LGBTİ+ bireyler, gazeteciler, politikacılar dijital şiddete maruz kalıyor.” dedi.
Hukuki yollar hakkında bilgi veren Ahi şunları söyledi: “Hukuki olarak başınıza böyle bir şey geldiğinde öncelik olarak bu kişinin doğrudan cezalandırılmasını mı istiyoruz, yoksa içeriklerin mi kaldırılmasını istiyoruz. Çünkü içeriklerin doğrudan kaldırılmasını istersek bir delil kalmamış hale gelebiliyor. Yargılama süreci uzun olabileceği için bu durum çok ciddi sorunlar yaratabilir hale geliyor. Bazen doğrudan içeriğin kaldırılması yöntemine de gidilebiliyor. Hukuki yönteme başvurduğunuzda karşı taraf içerikleri daha korkunç bir şekilde yayılacak hale getirebiliyor. Bu yıpratıcı bir hale geliyor. Genellikle içeriğin çıkarılması yöntemine gidilebiliyor. Ancak karşı taraf cezalandırılsın, tazminat ödesin deniyorsa, öncelikle tespit davası açılması gerekiyor. Bu durumu mahkeme önünde tespit ettirmeliyiz ki, bilirkişi önünde tespit edilmiş olsun.”
Dijital delillerin ortadan kaybolmasının çok hızlı olabileceğine dikkat çeken Ahi, ekran görüntüsü alınmasına rağmen bir an önce delil tespiti yaptırılması gerektiğini belirterek şu bilgileri verdi: “Dijital ortamda da Noterler Birliği’nin sitesinde “E-tespit” uygulamasıyla içerik tespit ettirilebilir. Ancak tespit ettirmek istediğiniz içerik sosyal medyada şifreyle girdiğiniz bir mecraysa Noterler Birliği’nin sitesine şifre ve hesap bilgileri girmeniz gerektiği için şifrenizi hemen değiştirmeniz gerekiyor.” Tespit işleminden sonra en yakın savcılığa ya da emniyete gidip ifade vererek suç duyurusunda bulunmak gerektiğini anlatan Ahi, içerik kaldırmak için de sosyal medya kanallarının şikâyet formlarını doldurarak içeriğin kaldırılmasının istenebileceğini belirtti.
Dijital şiddetin fiziki şiddete dönüşebileceği ile ilgili kaygı yaşandığında ise 6284 sayılı yasada düzenlenen uzaklaştırma kararı alınması gibi önlemlere başvurulabileceğinin altını çizen Şebnem Ahi, dijital şiddete uğrayan kişilerin psikolojik destek almasının da önemli olduğuna vurgu yaptı.
Online toplantıyı https://www.youtube.com/watch?v=g23mCr2DsBg adresinden izleyebilirsiniz.
DİJİTAL GÜVENLİK ÖNERİLERİ
Toplumsal Bilgi ve İletişim Derneği ve Alternatif Bilişim Derneği (TBİD), Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı’nın katkılarıyla 2019 yılının sonlarında Cinsiyetçi Dijital Şiddetle Mücadele Rehberi hazırlamıştı.
Şebnem Ahi, Nurcihan Temur, Şevket Uyanık, İlden Dirini ve Gülüm Şener tarafından hazırlanan rehber, toplumsal cinsiyete dayalı dijital şiddetle ilgili kapsamlı bilgiler içeriyor.
Üç bölümden oluşan e-rehberin, birinci bölümünde toplumsal cinsiyete dayalı dijital şiddet ve türleri, alınabilecek güvenlik önlemleri ve dijital şiddet eylemlerinin hukuki sonuçları ve yaptırımları ayrıntılı olarak anlatılıyor. Rehberde yer alan dijital güvenlik önerilerine dair bazı bilgiler şöyle: