Şehirdeki “apartman dedektifi”

Nilay Örnek, İstanbul’un sokaklarını, caddelerini adım adım geziyor ve tarihi apartmanların izini sürüyor. Örnek ile fotoğraflarıyla beraber hikâyelerini de paylaştığı apartmanları ve “Her Umut Ortak Arar” adlı projesini konuştuk

02 Eylül 2021 - 12:06

Gazeteci Nilay Örnek, merakının ve tutkusunun peşinden giderek İstanbul’daki tarihi apartmanların fotoğraflarını çekti, hikâyelerini topladı. Apartmanların eski ve yeni hallerini karşılaştırdı. Bir süre sonra arşivindeki fotoğrafların sayısı 7-8 bine ulaşınca bunları paylaşmaya, başkalarına da anlatmaya karar verdi. İlk olarak Instagram hesabından paylaşım yapan Örnek, yakın zamanda projenin derlenip toparlandığı bir siteyi kullanıma açtı. Örnek ile “Her umut ortak arar” adlı projesini, İstanbul’un ve Kadıköy’ün apartmanlarını konuştuk.

-Her Umut Ortak Arar adlı çalışmanızın çıkış hikayesi ile başlayalım isterseniz. Nasıl bir motivasyonla başladınız bu projeye?

İlk motivasyonu sorarsanız, komik! "Cep telefonumda binlerce bina, apartman, apartman ismi fotoğrafı var. Bildiklerimin hikâyelerini fotoğraflarıyla birlikte Instagram'da paylaşırsam hem bir arşiv oluşturmuş olurum hem de sonra cep telefonumdan silerim, rahatlarım" diyordum. O gün 7-8 bin bina fotoğrafım varsa bugün 20 bin bina fotoğrafı vardır; daha fena oldu yani. Başlangıç nedeni saçma ama geldiği nokta çok güzel, şevk verici. Bu konuda o kadar doluydum, doluymuşum ki, "Sonrası su gibi aktı" desem yeridir.

-Mimariye ya da eski apartmanlara ilginiz var mıydı?

Tabii. Mimariye, şehre, bir şehri oluşturan tüm unsurlara, tarihe, sokak isimlerine, semt hikâyelerine her daim çok meraklı biri oldum. İstanbul'a dair kitaplar biriktiririm, o kitapların doğurduğu merakla kendi kendime geziler yaparım. Reşat Ekrem Koçu'nun yazdığı ne varsa okudum, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi'ne açar açar bakarım. Mimarlıkla ilgili çok teknik şeyleri anlamam ama dönemlere, yapılmak istenenlere, bazı önemli mimarlar ve yaptıkları işlere dair genel bir bilgim vardır. Ama her şeyden öte çok meraklı biriyimdir ve bu yaşadığım yerle ilişkime de yansır. 

Misal Çiftevav Sokak'ta oturuyorsam, isminin nereden geldiğini bilmek isterim. Bilirim! Hani bana apartmanımın ismini ya da sokağımın geçmişini bilmemek ayıp gelir. Tabii eski bir semtte oturmanın, küçüklüğümden beri ailemden eski İstanbul'a dair anılar dinlemiş olmanın hissiyle söylüyorum bunu.

APARTMANLARIN İZİNİ SÜRÜYOR

-Instagram hesabınızdan yaptığınız paylaşımlar beğeniliyor, yorumlar da yapılıyor. Sosyal medyayı kullanma fikri nasıl oluştu?

Pandemi döneminde otomobil de kullanmadığım için, oturduğum ilginç binalar da barındıran semt çevresinde sürekli olarak dönüp dolaşırken ilk farkındalığım, mimar arkadaşım Kerem Piker'in bana online hale gelmiş Arkitekt Dergisi'nin arşivlerini göndermesiyle oldu. Dünya işim varken bile kendimi o arşivden alamıyordum. Sağımda solumdaki pek çok binanın yapılış hikâyesini oradan okumaya başladım. Ardından orada gördüğüm kimi bugün hayli değişime uğramış binaları aramaya çıktım. Eski ve yeni hallerini karşılaştırır oldum. Ve sonra bunları paylaşmaya, başkalarına da anlatmaya, başkalarının bilgileriyle birlikte ortak bir örgü ortaya çıkarmaya, kayıt tutmaya karar verdim.Ben Instagram’ı bir blog gibi kullanan, etiketlerle aradığını bulan, yorumlarla zenginleşen biriyim. Bulgularımı -cep telefonumdaki fotoğraf bolluğundan da sıkılmanın etkisiyle- Instagram'dan paylaşmaya karar verdim. Sonra da bunu www.herumutortakarar.com'a da dönüştürdüm. Teknik alt yapısını Eylül Görmüş yaptı, logolarını Uğurcan Ataoğlu ile Talip Özer hazırladı. Hem site hem Instagram çok aktif. İşlevleri benzer ama site çok oyuncaklı, çok fazla şeyi yapmaya imkân veriyor.

-Evler, özellikle eski evler içinde yaşayanlarla merak edilir. Ev aynı zamanda tarihtir. Siz en çok neleri merak ediyorsunuz?

Ben yaptığım şeye “apartman dedektifliği” diyorum. Bir eve, bir apartmana bakarken, onu araştırırken neler öğrenebileceğinize inanamazsınız. Gerçekten öyle. Misal Beyoğlu Şişhane'de Vural Arıkan Apartmanı var. Önünden yüzlerce kere geçtim, bir gün diyorsun ki, "Kim bu Vural Arıkan?" Bir bakıyorum eski siyasetçi. Vatandaş Partisi'nden ANAP'a…  "KDV'nin mucidi bu beyfendi miymiş?" diyorum gibi gibi. Binbir hikâye.Bir binadan gelip geçenleri merak ediyorum. “Çok havalı görünen” bir bina çok kullanışlı olmayabilir; çok meşhur mimarların yaptığı evlerde insanlar nasıl yaşıyorlar; dışarıdan göründükleri kadar güzel ve kullanışlı mı o binalar? Ya da bir dönemin 300-350 metrekarelik, 6-7 odalı, hizmetçilere özel alanları olan evler bugün nasıl kullanılıyor? Hepsini merak ediyorum. Bir dönem ev toplanmaları var, evlerde siyaset ya da sanat yapanlar; en sevdiklerim de sanırım onlar. Bir dönemin insanları evleriyle bizden daha içli dışlılar onların ilişkileri daha merak uyandırıcı. Şehirlerin, yaşam alışkanlıklarının, teknolojilerin değişmesi de evlerden izlenebiliyor ki bunu izlemek de keyifli.

Fotoğraf: Gözde Kumru- Mehtap Apartmanı

“KADIKÖY ÖZEL BİR YER”

-İstanbul bu konuda bir vaha. Siz apartmanları ya da konakları neye göre seçip araştırıyorsunuz?

Bazen önünden geçip merak ediyorum, bazen bir anı kitabında bir satıra rastlıyorum, bazen bir mimarlık yayınında gördüğüm bir makaleden bir binaya gidiyorum, bazen biri beni dürtüyor.

-Kadıköy'den de yer verdiğiniz yapılar var. Kadıköy özelinde neler söyleyebilirsiniz?

Malum, ne mimarım ne akademisyen; bu nedenle kesin ve büyük laflar etmekten kaçınsam da şehre, binalara meraklı bir gazeteci olarak Kadıköy'ün çok özel bir yeri olduğunu ben bile söyleyebilirim sanırım. Yine “uzman” olmadığım bilgisiyle sadece gözlemlerle konuştuğum düşünülürse şunları söyleyebilirim: Bir dönem sayfiye olarak kullanılan bölgelerinde yaptırılan evler ve onlar aracılığıyla şehirle kurulan ilişkinin, bugün bile Kadıköy'de hissedilebilir olduğunu düşünüyorum. Onların bir kısmı yerine kıymetli mimarlara yaptırılan apartmanlar bugün bile hakkında konuşulacak değerde. Türkiye'nin burjuvalarından ne kadar bahsedilebilir bilmem ama öyle bir kesim varsa bir kısmının da Moda ve çevresinde yaşadığı söylenebilir. Levantenler etkili. Köşkler, konaklar, ardından gelen yapılar... Hikâyeleri günlerce yazılası-okunası onlarca yapı var oralarda.

Moda'da Ferit Tek Sokak'taki apartmanlar bir “kıymetli mimarlar” mini sergisi gibi. Marmara, Mehtap, Ufuk apartmanları misal, ilk aklıma gelenler. Sırasıyla Emin Halid Onat, Melih Koray ve Gayyur Tezcanlı binaları. Marmara Apartmanı'nın girişi Ercüment Kalmık seramik panosuyla başlı başına bir sanat eseri. O çevrede birkaç dönemi bugün hâlâ, art arda, küçük bir turla görebiliyoruz; köşk ve konak, iki katlı bahçeli evler, Cumhuriyet sonrası mimari özenle yapılmış apartmanlar ve bugünün Fransız balkonlu dev, deprem yönetmeliğine göre yapılmış binaları.

-Apartmanlar kadar mimarlar da öne çıkıyor Kadıköy’de.

“Kadıköy mimarları” diyebileceğim isimler var... Melih Koray benim için onlardan ilki mesela. Bir bina beğenip fotoğrafını çekiyorum, bakıyorum Melih Bey yapmış, hoşuma gidiyor. Emin Halid Onad'ın ofisi de bir dönem Marmara Apartmanı içindeymiş; Atıfet Sokak, Atıfet Apartmanı da, onun Zeki Rıza Sporel ve ailesi için yaptığı bir apartman mesela. O apartmanın hikâyesini binbir türlü şey öğrenerek çok keyifle yazmıştım. Dış yüzeyi seramikli, bahçeli, geniş pencereli, geniş metrekareli 1960'lar sonrasında yapılmış apartmanları da ben çok seviyorum. Bu arada -yine benim kanımca- Kadıköylü birtakım aileler bu hikâyeleri daha bir sahipleniyor, fotoğraflar saklanıyor, ben bir şey yazdığımda pek çok yorum ve bilgi benimle paylaşılıyor. Kadıköy tarafında modern duyarlılıkları yüksek insanların çok olduğunu, bu duyarlılığa erken vardıklarını düşünüyorum. Bu, bana gelen yorum ve yazılara dayanarak yaptığım bir gözlem. Sitede de sevgiyle andığım, Türkiye'nin ilk şehir plancısı-mimar Aron Angel'in şehre dair planladıkları Avrupa yakasında bayağı bozulmuş. Ancak Bağdat Caddesi, kapı gibi duruyor desem yalan olmaz. Buna seviniyorum misal.

Tabii Kadıköy dediğimiz yer bayağı geniş bir bölge. Oradaki değişim çok hızlı ve bana göre bazen acımasız. Kentsel dönüşüm orada öyle bir hortum gibi ki, insanda sürekli bir şeyleri kayıt altına alma isteği yaratıyor. Onun için bir kez tekrarlayayım; "Sitede eposta adresim var. Mimarisi ya da hikâyesi kıymetli birtakım binalarda yaşıyorsanız ya da elinizde bilgi belge varsa bana yazın, kaydını tutalım" diyorum. Her güzel şeyin yerine başka bir şey geliyor, kimi bayağı kötü, kimi daha iyi ya da daha işlevsel. Bari kaydını tutalım. Kadıköy'ün bu değişime karşı hafıza geliştirmeye ihtiyacı büyük.

Fotoğraf: Gözde Kumru- Marmara Apartmanı 

KOLEKTİF HAFIZA OLABİLİR

-İlginç hikâyesi olan ya da sizi en çok etkileyen hangi yapı oldu?

Çok var. Bazı binalar artık olmamalarına rağmen çevrelerinin kaderini, ruhunu, ismini değiştirmişler, işte onlar beni kendilerine bağlıyor. Mimari açıdan güzel olanlar beni etkilese de, gözlerimi faltaşı gibi açsam da, bunlar inanılmaz hikâyelerle bir araya gelince bambaşka bir ruha bürünüyor. Misal bugün Nişantaşı Güzelbahçe Sokak'ta Amerikan Hastanesi'nin olduğu yerde, aslında mimar Giulio Mongeri'nin özene bezene yaptığı, bahçesini iğne oyası gibi işlediği, resimlerini yaptığı evi varmış. Bugün artık yok ama bahçesi öyle güzel ki (resimlerini de yaptığı için görebiliyoruz) tüm o muhite, sokağa adını vermiş. Her gün o sokaktan geçerek okula gittim de, bu bağlantıyı bilmeden gittim. Beni bu “bize sıradan gelen ama hikâyesini takip ettiğimizde anlamlı olan” ilişkiler etkiliyor sanırım.

-Sosyal medya hesabınız üzerinden paylaşımlar yapıyordunuz ama artık bir de internet siteniz var.  Daha da ilerde neler yapmayı planlıyorsunuz?

Apartman hikâyelerini takip eden çok insan, hatta birkaç yayıncı bu projenin kitap olmasını istiyor, umarım da bir şekilde yapabilirim; hakikaten hakkını verecek bir şey yapabilirsem güzel olur. YouTube ya da televizyonda yayınlanacak bir hale de evrilebilir, paralel olarak işler. Ancak bunlara bence daha zaman var. Türkiye'nin her yerine ben bu çağrıyı yapıyorum ama sadece İstanbul bile derya deniz, bir insan tek başına yapamaz. Bu hikâyeler ancak kolektif bir şekilde toplanabilir. Bu yüzden de site çok önemli. Oradaki yorumlar, veriler bilgilerle elimizdeki hamur yoğrulsun önce bir. Bir kolektif hafıza, bir açık kaynak oluşmaya başlasın sonra her güzel şey olur.

Her Umut Ortak Arar'ın Instagram hesabına buradan ulaşabilirsiniz. 


ARŞİV