Şekerci Toto

Bu hafta Ramazan Bayramı, bayramın en güzel simgelerinden biri de renkli renkli şeker, çikolata ve tatlılar. Biz de Gazete Kadıköy olarak bu sayımızda Kadıköy’ün eski şekercilerinden, çarşının renkli simalarından Toto’yu, Kadıköy Metropoliti Prof. Dr. Athanasios PAPAS’ın kaleminden sizlere sunuyoruz…

24 Temmuz 2014 - 14:01
Çocukluk yıllarımdan bu yana unutamadığım, sempatik ve halk tipi kişiliğine sahip insanlardan biri de şekerci (Dimitri) Toto’dur.Toto’nun o yıllarda ufak delik kadar tabir edebileceğimiz bir şekerci ve tatlı dükkânı vardı. Bu dükkân Kadıköy çarşısında Osmanağa Camisi’nin yakınlarındaki bir handa bulunmakta idi. Kadıköy çarşı içerisinde herkesler tarafından tanınan Toto, Hacıbekir gibi o dönemin meşhur akide şekerlerini imal ederdi. Bu dükkânın atölyesi ise yine aynı hanın üst katında bulunurdu. Atölyenin o eski tahta yüksek ve karanlık “cehennem” merdivenlerinden ise buram buram tatlı kokusu indiğinde civarı güzel bir tatlı kokusu kaplardı.Toto, Kadıköy çarşısının çok renkli simalarından biriydi. Dış görünüşü, dazlak kafalı kısa boylu adeta topa benzeyen bir vücut yapısına sahip rasyonalist ve çoğu zaman şişman insanlarda rastlamaya alışkın olduğumuz sevinç ve gülümsemeye sahipti. Herkes ile dozunda şaka yapmasını seven bir insan olduğu için civardaki esnaf ve dükkânına gelen müşteriler tarafından sevilen bir kişi idi. O seneler bilindiği üzere yazar kasalar ve sipariş defterleri tahayyül edilemezdi, Toto’nun geniş belini kaplayan önlüğünün içinden ve diğer ceplerinden irili ufaklı kağıtlar bulunur, bunlardan bazılarında hesap, bazılarında ise sipariş notları v.s. bulunurdu ve o notları ceplerinden çıkarırken adeta illüzyonisti andıran parmak hareketleri yaparak oldukça ilgi çeken bir hal alırdı. Mesleği gereği Kadıköy ve civarındaki semtlerdeki belediye ve başka salonlarda düğün organizasyonları yapar, özellikle sünnet düğünlerinde zerde tatlısı ve tavuklu pilav hazırlayıp davetlilere sunardı.Toto iki defa evlenmişti, ikinci eşi ise Moda’da o yıllarda bulunan Malusi eczanesinin yakınlarında nalburluk yapan Aryiri’nin kızı idi.Eşi ince, ufak tefek bir yapıya sahipti. Gözlerinde ise kem göz tabir ettiğimiz keskin ve acayip bakışlar hakimdi. Sanatın önemli bir dalı olan müzik enstrümanlarından piyano ile büyümüş ve aynı zamanda çalmasını da bilirdi. Aslında Toto ile eşi iki zıt kutup gibiydiler, bana eski Yunan Kültüründe rastladığım büyük filozof Sokrates ile eşi Ksanthippi’yi hatırlatmaktaydı. Bu iki zıt insan çok defa kavga eder, hatta bazen kavganın dozunu artırarak şiddet boyutlarına ulaştığını söylerlerdi. Bazen ise çıtı pıtı Ksanthippi, hiç yoktan sebepten ötürü kendini yerden yere atarak kavga varmış gibi bir imaj yaratmak isterdi! O senelerde maalesef bu tür olaylar olduğu zaman toplumun pek haberi olmazdı, olsa da zaten tepkiler günümüzde olduğu gibi feminist gruplar ve kadın dayanışması adı altında desteklenmezdi. Buna rağmen günümüzde de bu tür olaylar maalesef  “kadına şiddet” adı altında çok defa görülmektedir.Şimdi Toto için söylenen şaka ile karışık bazı olaylardan söz etmek istiyorum, biraz da biz insanların bir tebessüme bir sıcak gülüşe ihtiyacı var, az da olsa dertlerimizden arınmamız için.
-Toto Meksikalı Pavlos de Ballester Convaileri’ye göre bir yemekte tavukları güya evinin banyosunda daha hijyenik olmaları için çamaşır suyu ile yıkamıştı. Ama günümüzde de bu yöntem, maalesef tavukların ve yumurtaların dezenfekte ve beyazlatılması için klorla tatbik edilerek uygulanıyor.
-Toto’nun evinde o zamanlar çoğu evde olduğu gibi gaz sobası varmış, ancak bu sobanın gazını doldurmak için huni yerine bir hortum kullanırmış, bidondan gazı sobaya aktarmak için hortuma uyguladığı nefesin dozunu fazla kaçırdığında Allah ne verdiyse tinerci olmamasına rağmen gazı ve havayı aynı anda içine çekermiş. Bu yöntemi daha evvel benzin hırsızları uygulamaktaydılar. Ancak günümüzde bu işlem elektronik pompalar vasıtası ile yapılmaktadır.
-Bir diğer ilginç olay ise, Toto’nun bir kilidi üfleyerek temizlemeye çalışması idi, ki bu üfleme esnasında ağzından diş protezi dışarıya doğru fırlayarak yere düşmüş!
-Atölyenin bulunduğu hanın içerisinde Toto’nun Panayot isimli eniştesi vardı. O zamanların küçük konfeksiyon atölyesine benzeyen bir odada pantolon dikerdi. Kendisi içkiye olan düşkünlüğü ile bilinirdi zira o da her içkiye bağımlılığı olan kişiler gibi içtikten sonra huysuzluk yapmayı, ağlamayı, kavga çıkartmayı seven hatta denilene göre evinde de ailesine karşı şiddet uygulayan bir insandı.
Son olarak Panayot hakkında da ilginç bir olaydan bahsetmek istiyorum.
Günlerden bir gün atölyeye gelip sipariş üstüne pantolon diktirmek isteyen birisinin beden ölçüsünü alır, ancak bu pantolon bittiğinde hayli yamuk bir vaziyettedir. Müşteri kendisine bu yamukluğun sebebini sorduğu zaman cevabı oldukça ilginçtir, çünkü bu pantolonu o kişinin şekline göre diktiğini söyler.
Mekânları Cennet olsun...

ARŞİV