Şiddet, taciz, baskı, eşitsizlik...

“Türkiye’de Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması”nın 2022 sonuçları açıklandı. Araştırmanın sonuçlarına göre, katılımcılar “Kadınların toplumda yaşadığı en büyük sorunlar size göre nelerdir?” sorusuna en çok “şiddet” cevabını verdi

07 Nisan 2022 - 10:03

Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi tarafından gerçekleştirilen “Türkiye’de Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması”nın 2022 sonuçları açıklandı. Bu yıl sekizincisi gerçekleştirilen araştırma Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mary Lou O’Neil ve Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aslı Çarkoğlu’nun katıldığı bir basın toplantısında kamuoyuyla paylaşıldı. 2015’ten beri düzenli olarak yapılan araştırmanın saha çalışması, Haziran-Temmuz 2021 ve Ocak-Şubat 2022 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Araştırma için 23 farklı ildeki 18 yaş ve üzeri, Türkiye kent nüfusunu temsil eden 2499 kişiyle görüşüldü.

KADINA ŞİDDET” İLK SIRADA

Araştırmanın sonuçlarına göre, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da katılımcılar “Kadınların toplumda yaşadığı en büyük sorunlar size göre nelerdir?” sorusuna en çok “şiddet” cevabını verdi. Kadınların yüzde 70’i şiddeti ilk sıraya koyarken, erkeklerin yüzde 63’ü de kadınların yaşadığı en büyük sorunlarda birinci sıraya şiddeti koyuyor. Şiddet sorununu işsizlik (yüzde 7), eğitimsizlik (yüzde 5,4), sokakta baskı ve taciz (yüzde 5,1), aile baskısı (yüzde 4), kadın-erkek eşitsizliği (yüzde 4) ve çevre-mahalle baskısı (yüzde 2,4) takip ediyor.

DEVLET YETERLİ ÖNLEM ALIYOR MU?

Katılımcılara “Sizce Türkiye Devleti kadınları şiddete karşı korumak için yeteri kadar önlem alıyor mu?” sorusu da yöneltildi. Devletin yeterli önlem almadığını belirtenlerin oranı erkeklerde yüzde 83 olarak belirlendi. Kadınların devlet tarafından uygulanan önlemleri erkeklere oranla daha da yetersiz bulduğu görülüyor (yüzde 87). Raporda, “Herkes devletin kadınları korumak için önlem almadığında hemfikir. Kadınların, devlet tarafından uygulanan önlemleri erkeklere oranla daha yetersiz bulduğu görülüyor.” ifadelerine yer verildi.

ÇOĞUNLUK DESTEKLEMİYOR

Raporun önemli sonuçlarından biri de İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkış kararına desteğin de düşük olduğu kaydedildi. Kadınlar arasında sözleşmeden çıkışı desteklememe oranı daha yüksek (yüzde 54,8). İstanbul Sözleşmesi’nden çıkış kararının kadınların geleceği için kötü olacağını düşünenler de çoğunluğu oluşturuyor.  (yüzde 58). İstanbul Sözleşmesi’nden çıkış kararının kadınların geleceği için kötü olacağını düşünenler de çoğunlukta. Bu düşünce kadınlar arasında daha yaygın (yüzde 64).

“ŞİDDET, BOŞANMAK İÇİN YETERLİ”

Raporun sonuçlarına göre, araştırmanın sürdürüldüğü yıllar içinde aile içi şiddetin boşanma için yeterli sebep olduğu, aile bütünlüğü veya düzeni için göz ardı edilecek bir unsur olmadığı düşüncesine destek oranı artıyor. 2016’da yüzde 63 olarak kaydedilen bu oran 2022’de yüzde 77 olarak ölçüldü. Bununla birlikte “Bir erkek ailesinin dirlik ve düzeni için zaman zaman şiddete başvurabilir,” diye düşünenlerin oranı yıllar içinde yüzde 14’ten yüzde 4’e geriledi.

“Ailenin devamı için gerekirse aile içi şiddet görmezden gelinmelidir” diyenlerin oranı da yüzde 18’den yüzde 6’ya düştü. “Evli bir çift, hiçbir şart altında boşanmamalıdır” diyenlerin oranı ise yüzde 17’den yüzde 10’a geriledi. Bireylerin eğitim seviyesi arttıkça, şiddetin boşanma için yeterli sebep olduğu, aile bütünlüğü veya düzeni için göz ardı edilecek bir unsur olmadığı düşüncesine destek oranı da artıyor.  (İlkokul: yüzde 69, Lise: yüzde 73, Yüksekokul+: yüzde 77).

KÜRTAJ KARŞITI TUTUMDA DÜŞÜŞ

Araştırma sonuçlarına göre, kürtaj karşıtı tutumların son iki yılki katılımcı gruplarında azaldığı gözlemlendi. “Kürtaj kadının en temel haklarındandır, yasaklanamaz” diyenlerin oranı 2016’da yüzde 43,6 olarak kaydedilirken 2021’de yüzde 56,2; 2022’de de yüzde 51,7 olarak belirlendi. Erkek ve kadın katılımcılar bazında incelendiğinde ise geçtiğimiz yıllar içerisinde “kürtajın bir hak olduğu ve yasaklanamayacağına” dair tutum yükselişte. “Kürtaj yasaklanmalıdır çünkü günahtır” diyenlerin oranı da yıllar içinde düştü: 2017’de bu oran yüzde 63,8 olarak ölçülürken, 2022’de ise yüzde 41,8 oldu.

SİYASETTE KADIN

Siyasetçiler arasından kadın sayısının artması talebine ve kadın hakları ile sorunlarının siyaset gündeminde önceliklendirilmesi konusuna hem kadınların hem de erkeklerin desteği artıyor. Araştırmanın sonuçlarına göre siyasi partilerde daha fazla kadın görmek isteyenlerin oranı erkekler arasında yüzde 62 olarak kaydedilirken bu oran kadınlar arasında yüze 78 olarak belirlendi. “Kadın siyasetçilerin çoğalması kadınların erkeklerle eşit şartlara sahip olduklarının göstergesidir” diyenlerin oranı kadınlarda yüzde 62, erkeklerde yüzde 56 oldu.

“Toplumun liderliği genellikle erkeklerin elinde olmalıdır” sorusuna evet diyenlerin oranı da altı yıl içinde düştü. 2016 yılında bu soruya evet diyenlerin oranı erkeklerde yüzde 42 iken 2022’de yüzde 34’e geriledi. Kadınlarda ise yüzde 25’ten yüzde 19’a düştü.

KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ

Peki Türkiye’de kadın-erkek eşitliğinden söz etmek mümkün mü? Türkiye toplumunda şu anda kadınlar ve erkekler eşit hak ve imkânlara sahip mi? Rapora göre, Türkiye’de kadın ve erkeklerin eşit hak ve imkanları sahip olmadığı düşüncesi yıllar içinde hem kadın hem de erkekler arasında yükseldi. Kadın-erkek eşitliğinin varlığını savunan erkeklerin oranı 2015’te yüzde 38 iken 2022’de bu oran yüzde 22’ye geriledi. Aynı fikirdeki kadınların oranı da yıllar içerisinde yüzde 20’den yüzde 11’e düştü.


ARŞİV