"Şiddete birlikte dur demeliyiz"

Her türlü şiddete karşı kişiyi koruyan yasal hakların olduğunun altını çizen avukat Özge Fındık, “Ülkemizde ve dünyada şiddet artıyor. Şiddete karşı karşı yan yana gelmeliyiz. Dayanışmalıyız.” dedi.

08 Aralık 2023 - 09:13

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Kadıköy Şubesi, 2 Aralık Cumartesi günü Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde “Akran Zorbalığı, Flört Şiddeti, Israrlı Takip” konulu panel düzenledi. Avukat Özge Fındık'ın konuşmacı olduğu panelde yol gösterici bilgiler paylaşıldı.

“YASAL HAKLARIMIZ VAR”

“Zorba bir tür güç uygulayan kişi demek. Gücü şiddete dönüştürerek kullanıyor.” diyen Avukat Özge Fındık, şöyle devam etti: “Çeşitli şekillerde karşımıza çıkabiliyor. Sözlü şiddette bulunabiliyor. Alay etmek, topluluk içinde küçük düşürme, bazen fiziksel olarak vücut bütünlüğünü bozacak müdahaleler şeklinde de olabilir. Bulunduğunuz ortamda sizi huzursuz eden davranışlar olabilir. Bu duygusal şiddet olarak tanımlanabilir. Sosyal medyanın yaygınlaşması ile siber zorbalık var. Bir kişiyi sosyal medyada küçük düşürmek. Paylaşımlarını alarak farklı şekillerde kullanmak.

Bu durumlara karşı çeşitli yasal haklarımız var. En yakın kolluk kuvvetine gidip şikayetçi olabiliriz. Savcılığa başvurabiliriz. Belirli bir yaşın altındaysak adli yolları işletmeyi bilmiyorsak işler biraz zorlaşır. Güvendiğimiz bir kişi ile konuşabiliriz. Güvendiğimiz arkadaşlarımızla paylaşabiliriz. Belki bu şiddete maruz kalan başka arkadaşlarımız da olabilir. Bu tür şiddetler toplum içinde bizi yalnız hissettirir, suçluluk duyabiliriz” Bu tür zorlablıklar karşısında çocukların kendilerini daha çok suçlu hissedip korkacağını belirten Fındık  “ Çocuklar  korkar ve susar. Ama bizim susmamamız gerekiyor. Bazen 'çocuktur abartır, bazen çocuklar arasında böyle şeyler olur' diye düşünülüyor. Böyle düşünmemek gerekiyor “dedi

“KISKANIYORSA SEVİYOR DEMEK DEĞİL”

Özge Fındık, “Diğer arkadaşlarımızdan biraz daha ayrı tuttuğumuz, duygusal bir yakınlık hissettiğimiz biri bu yakınlık üzerinden bizim bütün hayatımızı düzenlemeye çalışıyorsa, bizi sosyal hayatımızdan yalıtmaya başladıysa burada flört şiddeti var demektir. 'Bu kadar çok kıskanıyorsa beni seviyor' demek değil. Ya da 'anneme babama söylemekle tehdit ediyor diye her şeyi yapmalıyım' diye bir anlam çıkmamalı. Bu gibi durumlarda ailemizden çekiniyorsak okuldaki rehber öğretmeninden destek alabiliriz.” dedi.

“Şiddetin boyutundan beden bütünlüğümüzün zarar gördüğünü, gördüğümüz şiddet ile ruhsal bütünlüğümüzün bozulduğunu düşünüyorsak devletin bizi koruduğu kimi mekanizmaları var.” diyen Fındık bilgilendirmeyi şöyle sürdürdü: “Özellikle yaşımız 18'den küçükse adli birimlere başvurduysak bulunduğumuz şehirlerde barolardan hemen bize bir avukat atanıyor. Dolayısıyla haklarımızı kullanırken yalnız değiliz. Yanımızda bu konuda eğitim almış avukatlar var. Bizimle nasıl konuşacağını bilen, dosyamızda gizlilik isteyecek,  adresimizin ve ismimizin anonim kalması için hassasiyet gösterecek bir avukatımız oluyor.  Ayrıca başvurabileceğimiz sivil toplum kuruluşları da var.  Önemli olan yaşadığımız şeyi kabullenip geçmesini beklememek.”

“ŞİDDET ADIM ADIM BÜYÜR”

Şiddetin  adım adım büyüdüğünü, bunun ekonomik şiddet şeklinde de olabileceğini belirten avukat Özge Fındık, “Bir kişinin para kazanmasını engellemek. Kazandığı para üzerinden söz sahibi olmasının önüne geçmek. Fiziksel, cinsel ve psikolojik şiddet şeklinde de olabilir.  Güç kullananlar bizim onayımız üzerinde bir takım değişikliklerde bulunuyor.  'Ben seni çok sevdiğim için yapıyorum'. 'Biz çok yakın arkadaş değil miyiz. Ben senin dostunum sana küsebilirim. Ya da işte aramızda geçenleri herkese anlatabilirim.' Zorla bir onay inşa etmeye çalışıyorlar.  Bunlara vaktinde durmak demek gerekiyor.” diye konuştu.

Siber zorbalığın da sık görüldüğüne değinen Fındık, “Çocukları korumak ebeveynlerin sorumluluğu. Bazen çocukların her anını sosyal medyasında milyonlarca kişiye açan kişiler var. Bunun tehlikeleri var. Gerçek hayatta bir kişiye hakaret etmek suç ise bu sosyal medyada da böyle. Paylaşımlarımızın altına gelen yorumların ekran görüntüsünü alıp şikayetçi olma hakkımız var.” dedi. 

“Israrlı takip, teknik bir tanım aslında” diyen avukat Fındık, ısrarlı takibi şöyle açıkladı: “Kişinin evinin yakınında dolaşmak, takip edildiğini hissettirmeye çalışmak. Evine, işine okuluna giderken ısrarla peşini bırakmaması. Günlük yaşamda herkesin başına gelebilir. 18 yaşından küçüksek bu durumu yakınımızdaki yetişkinlerle paylaşmalıyız. Bu bir suç. Adli birimlere başvurulmalı, uzaklaştırma istenmeli.”

“YAN YANA OLMALIYIZ, DAYANIŞMALIYIZ”

“Bizim  ülkemizde de dünyada da şiddet artıyor.” diyen Özge Fındık, konuşmasını şu sözlerle bitirdi: “Bütün bunlarla tek başına mücadele etmek ile  yan yana omuz omuza mücadele etmek arasında  fark var. Yan yana gelmeliyiz. Dayanışmalıyız. Hayatın bize dayattığı yalnızlaşmadan biraz kurtulmak için birbirimizi bulmak, birbirimizin elini tutmak eminim ki çok faydalı olacak.”


ARŞİV