Şifa dükkanı yetim kaldı

Geçtiğimiz günlerde, 90’ındayken hayata veda eden Moda’nın şair eczacısı Melih Ziya Sezer, eski usüllerle ilaç yapan, klasik müzik sevdalısı bir şairdi…

05 Temmuz 2022 - 13:48

 

“Eyvallah

Gidiyorum

Sizler sağlıkla kalın

Söylemesi lüzumsuz

Mes’ut geçsin ömrünüz

Vakit kalırsa ara-sıra

Beni de hatırlarsınız.”

1953’te yazdığı bir şiiri böyleydi Melih Ziya Sezer’in. Şimdi o gitti, bize de dediği gibi onu hatırlamak düşüyor. Öznel bir yazı olacak bu zira Melih Bey’le dostluğumuzun temeli, 2000’lerin başına benim henüz gazeteci adayı olduğum günlere dayanıyor. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nün çiçeği burnunda öğrencisiyken, okul ajansımız MİHA’ya hazırlayacağım haber için çalmıştım kapısını. Meslek hayatımın ilk röportajlarından birini onunla yapmıştım. Aradan yıllar geçti, 2010’da Kadıköy’e taşındım, Gazete Kadıköy’de çalışmaya başladım. Yeniden kesişti yollarımız. Röportajlar yaptık, şiir kitaplarının haberlerini kaleme aldım. Gel zaman git zaman dostluğumuz ilerledi. Eczanenin arkadaki bir nevi VIP bölümüne geçebilen nadir kişilerdendim. Melih Bey’le, -onun ince zevkiyle seçtiği klasik müzikler eşliğinde- hayata dair sohbetler ederdik. Doğum günümde beni ilk arayan kişi o olurdu. Velhasıl en kıdemli arkadaşımla dostluğumuz böylece sakince sürüp gidiyordu ta ki o kara havadisi alana dek. Şehir dışındaydım, cenazesine yetişip vedamı edemedim. Ama şiirinde dediği gibi ‘ara sıra’ değil, sürekli kalbim(iz)de kalacak sızısı…

MÜZE OLACAK

Melih Bey’in oğlu, Marmara Üniversitesi Eczacılık Teknolojisi Bölümü, Farmasötik Biyoteknoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Demir Sezer, Gazete Kadıköy’e yaptığı açıklamada, eczanenin Melih Bey’in vasiyeti üzerine müzeye dönüştürüleceğini söyledi. Sezer, “Bunu gerçekleştirmek benim boynumun borcu” ifadesini kullandı.

(Moda Caddesi 89B’deki eczanenin kepenkleri kapalı artık, ancak kapıya biraz yaklaşırsanız içeriden gelen, ilaç ve yaşanmışlık kokusunu alabilirsiniz…)

 

Biz de bundan 10 yıl evvel yaptığımız röportajı anısına saygıyla yeniden yayınlıyoruz:

 

Kadıköy'ün asırlık şifa dükkanı; Yeni Moda Eczanesi...

Zarifliği, alçakgönüllü mağrur duruşu daha kapının dışından etkiler sizi. İçeri adım atmak ise zamanda yolculuğa çıkmak gibidir adeta. Mobilyalardan raflara, her yere yaşanmışlık hissi sinmiştir. Melih Ziya Bey karşılar sizi klasik müziğin doldurduğu bu mekanda. Elbette ki güler yüzü ve hoş sohbetiyle. Sonra siz ne alacağınızı unutmuş bir halde, raflara, eski yazar kasaya, laboratuvarın süslü tabelasına, müzelik ilaçlara, eczacılık aletlerine, rengarenk şişelere, ilaçlar, ilaç kutuları, cam şişeler, kavanozlar bakarken bulursunuz kendinizi....

Adıyla zıt bir yerden, “Yeni Moda Eczanesi'”nden bahsediyoruz. Eski dediysek köhne değil hala çok canlı, yaşayan bir eczane! Adeta bir “müze-eczane'” olan Yeni Moda Eczanesi'ni özellikle Modalılar çok iyi bilir. 110 yıllık köklü geçmişiyle, sahibi Melih Ziya Sezer'in misafirperverliğiyle, kedileriyle, rengarenk ilaç şişeleriyle, edebiyat sohbetleriyle bir eczane olmaktan çok ötesidir burası. 

KIZILTOPRAK’TAN MODA’YA

Biz, bilmeyenler için anlatalım; Yeni Moda Eczanesi'nin kökeni 1902 yılına uzanıyor. Bu tarihte Kızıltoprak'ta Faik İskender Göksel, Eczane-i Saadet'i açmış. Kızıltoprak'taki 2. eczane olduğu için ''yeni'' adıyla anılıyormuş. 1928 yılında, Türkiye'deki eczanelerin sınırlandırılmasını öngören Tahdit Yasası çıkınca, Kızıltoprak'taki iki eczaneden birinin kapanması gerekmiş. Faik İskender Bey de eczanesini Moda'ya taşımış, adını da Moda Eczanesi koymuş. Burada 8 yıl hizmet veren eczane, Faik İskender Bey’in ölümünün ardından, o sırada İstanbul'da eczane arayan Melih Ziya Sezer'in babası Halil Nejat Bey’e devredilmiş. 1937'de burayı alan Halil Bey, ilk eczanesini memleketi olan Urfa'nın Birecik kazasında Yeni Eczane adıyla açmış bir eczacı.1943'te Halil Bey'in vefatıyla da Yeni Moda Eczanesi, Melih Ziya Sezer yönetimine geçmiş. O gün bugündür de Melih Bey burada, bu eczaneyi, ''usta da benim kalfa da'' diyerek işletiyor.

HEM ECZANE HEM SANAT YUVASI

Bir dönem İstanbul Eczacı Odası başkanlığı da yapmış olan Melih Ziya Bey, sıradan bir eczacı değil, zaten Yeni Moda Eczanesi de sadece ''ilaç satan'' bir dükkan'' değil. Şu an 81 yaşında olan Melih Bey’in eczanede bazı prensipleri var; mesela SGK anlaşması yok, kredi kartı geçmiyor. Melih Bey, laboratuvarında reçeteye göre ilaç üretimi yapan İstanbul'un son eczacılarından biri. ''Dost-müşteri'' tabir ettiği misafirleriyle yakından ilgileniyor. Zaten, sanatçısı bol bir semt olan Moda'nın sakinleri, buraya sırf ilaç temin etmek için değil hayattan, şiirden, müzikten konuşmak için de geliyorlar. Zira Melih Bey’in bizzat kendisi de klasik müzik seven bir şair. Zaten eczanenin kapısından girenleri çoğunlukla klasik müzik karşılıyor. Buranın, yurt dışından bile misafirleri oluyor kimi zaman. Zira eczane, kılavuz kitaplarda Moda’nın görülmesi gereken yerlerinden biri olarak listelenmiş.

110 YILLIK TARİH FOTOĞRAF KARELERİNDE

İşte böylesine köklü bir geçmişi olan Yeni Moda Eczanesi şimdi bir fotoğraf sergisiyle karşımızda. Fotoğrafları çeken kişi, çocukluğundan beri eczanenin büyülü dünyasına hayran olan Modalı makine yüksek mühendisi Ö. Selçuk Özdil. Babasının arkadaşı olan Melih Ziya Beyi çocukluğundan beri tanıyan Özdil, ''Burası benim oldum olası hep ilgimi çekmiştir. Bu koku, bu renk renk şişeler.... E çok da Melih Bey’in eczanenin arka tarafındaki laboratuvardayken bile, kapıdan giren birini ismiyle karşılaması! Tabi sonradan öğrendim meğer bir dikiz aynası varmış, Melih Bey oradan görürmüş gelenleri...'' diye gülerek anlatıyor.  (…) Fotoğraf çekimleri yaklaşık 1 yıl sürmüş. Özdil, işten vakit buldukça, öğle tatillerinde, haftasonları özveriyle çalışarak bu özel mekanı fotoğraflamış. Hatta atmosferi daha iyi anlayabilmek, yansıtabilmek için Melih Bey’le birlikte bir gece nöbetine bile kalmış. Ve ortaya, bu sayfalarda gördüğünüz fotoğraflar, yani ''Yeni – Moda Eczanesi 110 yaşında'' sergisi ortaya çıkmış. Selçuk Özdil, ''Aslında eczaneyi çekmek için işe başladım ama zamanla Melih Bey’in hikayesine dönüştü. Çünkü o olmasa burası olmazdı. Müşterisiyle, geleni gideniyle, şiiriyle, müziğiyle anlamlı. Sadece şişeler, kutular, dolaplar değil ki burası. başka türlü bir yer...'' diye konuşuyor. 

(Soldan sağa: Selçuk Özdil,Gökçe Uygun, Melih Ziya Sezer)

Melih Bey de yıllarını geçirdiği bu eczanenin, böyle bir projeye konu olmasından memnun. Selçuk Özdil ve Melih Ziya Sezer'le eczanede bu röportajı yapmak üzere buluştuğumuz günün akşamında da serginin açılışı vardı. Törene gitmek üzere eczaneden çıkmadan önce Melih Bey’e ne hissettiğini soruyorum, gözleri dolarak ama bir yandan da sevinçle gülümseyerek yanıtlıyor; ''110 yaşında gibi!''

Fotoğraflar: Ö. Selçuk ÖZDİL

 


ARŞİV