Sokak hayvanları için neler yapabiliriz?

Acil durumlarda sokak hayvanlarına nasıl yardımcı olabiliriz? İlk müdahale nasıl yapılmalı? Beslenmelerinde nelere dikkat edilmeli? Kadıköy Belediyesi Sahipsiz Hayvanlar Rehabilitasyon ve Eğitim Merkezi’nde Veteriner Hekim Burak Gürkaş ile sokak hayvanlarına nasıl yardımcı olabileceğimizi konuştuk.

04 Temmuz 2024 - 09:30

Başını okşadığımızda bize sokulan, mama ve su verdiğimizde gözleri ile bize teşekkür eden can dostlarımız. Mahallemizde, parklarda bize arkadaş olan kediler ile köpekleri korumak, onlara bakmak, onların yaşamlarına devam edebilmesi için hayati önem taşıyor. Peki yaralı ya da yavru bir kedi ile köpek gördüğümüzde neler yapabiliriz? Onlara nasıl yardımcı olabiliriz? Sokak hayvanlarına yardımda ve müdahalede dikkat edilmesi gereken konuları Kadıköy Belediyesi Sahipsiz Hayvanlar Rehabilitasyon ve Eğitim Merkezi’nde Veteriner Hekim Burak Gürkaş ile konuştuk. 

“Yan yatışta bir kedi ya da köpek bulmuş ya da görmüş olabilirsiniz. Yan yatma nedeni trafik kazası ve yüksekten düşme olabilir ya da birisi zarar da vermiş de olabilir. O yüzden vatandaşın müdahale ederken önce acil durum oluşturan etkeni görüp görmediği önemli” diyen Veteriner Hekim Burak Gürkaş, şöyle devam etti: “Yüksekten düşmelerde genelde akciğer ve göğüs zedelenmesi ve buna bağlı olarak solunum güçlüğü, kol ve bacaklarda kırılma olur. Yurttaşlar kırılmalara bir şey yapamazlar. Ama gördükleri aktif bir kanama varsa onun üzerine bir bası uygulayabilirler. Bası uyguladıktan sonra hemen hastaneye götürülmeli. Kedinin ya da köpeğin bilinci kapalıysa burada vatandaşın yapabileceği bir şey yok. Belki organ yetmezliği yaşayabilir. Zehirlenmiş olabilir. Bu tip durumlarda profesyonel destek gerekiyor. Hayvanlar ağrı durumunda ısırabilir. Isırma durumuna dikkat edilmeli. Can güvenliklerini alarak yaklaşsınlar. Parçalanmış kanayan bir pati gördüyse dirseğe turnike uygulaması yapabilir. Fakat turnike bir buçuk saati geçmemeli. Hasta veterinere götürüldüğü zaman da turnike yapıldığı bilgisinin verilmesi gerekiyor. Küçük yaralara yara kremleri sürülebilir. Ama enfeksiyon riski varsa veteriner hekimden destek alınmalı.” 

Özellikle yavru kedilerin 8 haftaya kadar vücut sıcaklıklarını dengeleyemediğine dikkat çeken Burak Gürkaş, annesi olmayan yavru kedi bulduklarında kedinin vücut ısısını kontrol etmek için patilerine ve kulaklarına dokunmalarını söyledi ve bilgilendirmeyi şöyle sürdürdü: “Temas ettiklerinde yüksek ateşi ya da soğukluğu fark edecekler. Vücut sıcaklığını yükseltmek için havluya sarabilirler. Ateşi düşürmek için de soğuk su torbası kullanabilirler. 

“SAKİN VE GÜVENLİ ALAN OLUŞTURULMALI”

Hamile kedi gördüğümüzde ona doğum yapabileceği sakin ve güvenli alan yaratmak önemli. Yanına bir su ve mama bırakabiliriz. Yeni doğan yavrulara dokunmuyoruz. Anne onları güzel bir şekilde temizliyor. Çünkü yavrulara müdahale etmek bazen annenin yavruya yabancılaşmasına neden olabiliyor. Bir de başka kedi sevdiyseniz yavrulara dokunmamanız gerekiyor. Çünkü onlar annelerinde olan bakteri ve virüslere karşı dirençli. Başka kedilerden gelenlere zamanla direnç kazanıyorlar. Her gördüğümüz yavru kediyi ‘annesi bunu terk etmiş’ diyerek bölgesinden ayırmak doğru değil. Anne yemek bulmaya çıkabiliyor. Anne geri döndüğünde yavruyu bulamayabilir. Eğer yapabiliyorsak anneyi o bölgede beklemek ve gözlemlemek önemli. Anne geri dönmezse yavru sıcak bir yere taşınarak veteriner  kliniklerinde satılan  süt tozlarını suyla karıştırılıp biberon ile beslenebilir. Bir buçuk ayı geçtikten sonra dişleri gıdaları çiğneyecek hale geldiğinde yavru bebek maması ve yaş mama da verilebilir.” 

“Annenin baktığı yavru kedinin iki aya kadar sahiplenilmemesini öneriyoruz. Çünkü annesi ona aile davranışını öğretemiyor.” diyen Gürkaş, “Yavrunun gelişimi için annenin yanı çok önemli. Annesi ona hayatta kalmayı, avlanmayı öğretiyor. Tek başına hayatta kalmayı bilmeli. Annesinden erken ayrılan kediler de davranış problemleri ile karşılaşabiliyoruz.” dedi. 

“BOĞULMASINA NEDEN OLABİLİR”

“Baygın bir kedi gördüğümüzde gözlerine bakalım. Bilinçli bir bakış var mı. Takip ediyor mu yoksa donuk bir şekilde uzaklara mı bakıyor.” diyen Veteriner hekim Burak Gürkaş, “Eğer sizi takip etmiyorsa sarsmadan sabit bir şekilde ve kısıtlı bir alanda kutu için de hızlıca veterinere götürmek gerekiyor. Öyle bir hastanın yutkunma refleksi yoktur. Ağızdan bir şey vermek mantıklı değil. Boğulmasına neden olabilir.” uyarısını yaptı.

Gürkaş, hayvanın susuz kalıp kalmadığını nasıl anlaşılabileceğini de şöyle anlattı: “Hastanın derisini toplayıp çevirdiklerinde deri eski haline hızlıca geliyorsa hastamız susuz değildir. Ama bıraktıklarında yavaş yavaş dönüyor ya da tuttukları gibi kalıyorsa susuz olduğunu anlayabiliriz. Ağrıları ve ateşleri varken yemiyorlar ve içmiyorlar. Ellerini ağızlarına sokmalarını önermiyorum. Bir materyalle ağızlarını oynatabilirler. Bu durumda kedi ya da köpek ağzını oynatıyor mu ona bakarlar. Pamuğu ıslatıp ağzına birkaç damla bıraktıklarında yutkunma refleksi gösteriyor mu onu kontrol edebilirler. Yutkunma refleksi göstermiyorsa ona bir şey vermek akciğerlerine zarar verir. Buna dikkat edebilirler.” diyerek önemli uyarılarda bulundu.   

“SUSUZLUĞA DAYANMALARI ÇOK ZOR”

Kedi ile köpeklerin bir süre aç kalabileceğini ama susuz kalmasının çok zor olduğunu dile getiren Burak Gürkaş, “Hemen vücudun işlevi bozulmaya başlayabilir. O yüzden çevrelerinde su kabı görmezlerse beş litrelik su bidonundan bile su kabı yapabilirler. Bu su kaplarının  temizliği  önemli. Yosun tutmuş sular görüyoruz. Sular sürekli değiştirilmeli. Bozulmuş gıdalar da verilebiliyor. Bozulmuş gıdalar biz de nasıl zehirlenmeye yol açabiliyor ise onlarda da aynı durum yaşanıyor. İnsanın yiyemeyeceği şeyler hayvanlara da verilmemeli. Kışın da soğuktan koruyacak alanlar yapılabilir. Ama bu yerlerin hastalık yuvası olmaması için temiz tutulması gerekiyor. Aslında acil duruma müdahaleden çok acil duruma gelmeden önce yapılabilecek şeyler hayvanlarımız için daha kritik. Acil durumda elleri ve kolları biraz bağlı. Çünkü müdahale etmek için bilmek gerekiyor. Daha faydalı olacakları şey hayvanların sıkıntı yaşamadan önce beslenmeleri ve barınmalarına yardımcı olmak.” İfadelerini kullandı. 






 


ARŞİV