Kuruluşu 2015 yılına dayanan ancak çalışmalarına ara vermek zorunda kalan Kadıköy Kent Konseyi LGBTİ + (Lezbiyen, Gey, Biseksüel Trans, İnterseks + ) Meclisi, geçtiğimiz yıl itibariyle aktif çalışma dönemine girdi. Kent konseylerinde kurulan ilk LGBTİ+ meclisi olma özelliği taşıyan Kadıköy Kent Konseyi LGBTİ+ Meclisi, bir yandan LGBTİ+ bireylerin kent yaşamına etkin olarak katılımını sağlayacak çalışmaları sürdürürken, aynı zamanda yaşanan sorunlara karşı çözüm önerileri ve projeler üretmeye çalışıyor. Kadıköy Kent Konseyi LGBTİ+ Meclisi Başkanı Cem Öztürk, meclis yürütme kurulu üyeleri Umut Ceyhan Akyol, Niyaz Uslu ve meclis üyesi Öner Ceylan ile çalışmalarını, LGBTİ+ bireylerin yaşadığı sorunları ve önümüzdeki dönem projelerini konuştuk.
Öner Ceylan, Umut Ceyhan Akyol, Cem Öztürk
“NEFRET SUÇLARININ HEDEFİ OLUYORLAR”
Kadıköy Kent Konseyi LGBTİ+ Meclisi’nin tarihi, 2014 yılına uzanıyor. Uzun bir sessizliğin ardından son 1 yıldır çalışmalarınıza ağırlık verdiniz. Kuruluş sürecinizden bahseder misiniz?
Cem Öztürk: Gezi Direnişi sonrası LGBTİ+’ların özellikle yerel yönetimlerde daha görünür hale gelmeye başladığı bir dönemdi. 2015 yılında Kadıköy Belediyesi, SPoD tarafından hazırlanan LGBTİ+ Dostu Belediyecilik Protokolü’ne imza attı. Böylece Kadıköy Kent Konseyi bünyesinde Türkiye’de ilk defa bir LGBTİ+ meclisi kuruldu. Başkanından yürütme kuruluna, genel sekreterinden genel kurul üyelerine kadar Kadıköy Kent Konseyi’nin tüm bileşenleri ile bu süreçte inisiyatif alan LGBTİ+ aktivistlerinin ortak iradelerinin bir ürünü olarak ulusal ve uluslararası ölçekte önem arz eden bu girişim ortaya çıkmış oldu.
İlgili mevzuata göre kent konseyi meclisleri, çeşitli toplumsal kesimlerin kent yönetimine katkıda bulunmalarını, kaliteli ve yaşanabilir bir kentin yönetiminde etkin rol almalarını hedefleyen gönüllülük esasında oluşmuş ortak yapılar olarak tanımlanıyor. Bahsi geçen toplumsal kesimlerin kadınlar, gençler, çocuklar, yaşlılar, engelliler ve göçmenler gibi hak ve hizmetlere erişimde eşitsizlik içerisinde yer alan kimlikler olduğu açık. Şüphesiz bu gruplardan biri de LGBTİ+’lar. Hak temelli çalışan sivil toplum örgütleri tarafından yürütülen raporlama çalışmaları gösteriyor ki LGBTİ+’lar eğitim, barınma, çalışma ve sağlık gibi temel hak ve hizmetlere erişimde ağır ihlaller yaşıyor ve nefret suçlarının hedefi oluyor. Bu nedenle tıpkı diğer toplumsal kesimler gibi, LGBTİ+’ların da biraraya gelerek ortak sorunlarına birlikte çözüm üretecekleri ve yerel yönetimden taleplerini gündemleştirebilecekleri bir platforma ihtiyaçları var. LGBTİ+ meclisleri de tam bu noktada devreye giriyor.
Öner Ceylan: Aslında 2015’te ilk kez LGBTİ+ meclisini kurmuştuk, ancak dönem şanssız bir dönemdi. Gezi sonrası yaşanan heyecan ne yazık ki 2015’ten başlayarak ve 2016’daki OHAL sürecinde hızlanarak yerini yılgınlığa bıraktı. Bundan meclisimiz de etkilendi ve çalışmalar sönümlendi. Yeni dönemde 2019 yazında hazırlık çalışmalarına başladık.
“KADIKÖY BU MECLİSE AÇIKTI”
Kent Konseyi içinde kurulan ilk LGBTİ+ meclissiniz. İlk olarak Kadıköy’de kurulması ne anlama geliyor? Kadıköy’de LGBTİ+’ların sorunları daha mı fazla, yoksa örgütlenmeleri daha mı kolay?
Cem Öztürk: Sanırım bu daha çok “zamanın ruhu” denilen şeyle ilgili. Kadıköy’de yoğun bir LGBTİ+ nüfusu bulunuyor ve kuşkusuz birçok ortak sorunla yüzleşiyoruz; ancak örgütlenmenin daha kolay olduğunu söylemekten uzağız. Hatta ilginçtir, şu an birkaç öğrenci topluluğu dışında merkezi Kadıköy’de olan bir LGBTİ+ sivil toplum örgütü bulunmuyor. İlk LGBTİ+ meclisinin Kadıköy’de kurulmasını tarihsel süreçte tüm elverişli koşulların biraraya gelmesine bağlıyorum. İnsan haklarına saygılı, eşitlikçi, özgürlükçü, aydınlanmacı, barışçıl, çağdaş bir kent olan Kadıköy, bu meclise açık ve hazırdı.
Nasıl bir çalışma yöntemi izliyorsunuz?
Cem Öztürk: Kadıköy’de LGBTİ+’lara yönelik ayrımcılık ve önyargıları azaltmaya ve ortadan kaldırmaya yönelik çalışmalar yapmayı, Kadıköy LGBTİ+ toplumunun günlük ve devamlı sorunlarını gündeme getirmeyi ve bunlara çözüm aramayı, LGBTİ+’ların Kadıköy Belediyesi yönetişim mekanizmalarına dâhil olmasını sağlamayı amaçlıyoruz. Bu amaçla LGBTİ+’ların kentsel yaşamın her alanına etkin olarak katılımını sağlarken ortak sorun ve gereksinimlerimizden yola çıkarak çözüm önerileri ve projeler üretmeye çalışıyoruz.
Kaç üyeniz var?
Şu an Yürütme Kurulu hariç yaklaşık 25 meclis üyemiz bulunuyor. Elbette örgütlenerek daha geniş bir toplama ulaşmayı hedefliyoruz. Üyemiz olmak isteyen herkesi, özellikle de Kadıköylü LGBTİ+’ları, sosyal medya üzerinden duyurduğumuz bu toplantılara katılmaya çağırıyoruz.
KADIKÖY ÖRNEK OLDU
Şişli Kent Konseyi bünyesinde de LGBTİ+ Meclisi kuruldu. Sizin adımınız diğer kentleri ya da ilçeleri etkilemiş olabilir mi?
Cem Öztürk: Bir kent konseyinde LGBTİ+’lara alan açılmış olmasının elbette olumlu bir etkisi oldu. LGBTİ+’ların kent konseyleri içerisindeki örgütlülüğü artmaya başladı. 2014-2019 arası dönemde özellikle Bursa’da Nilüfer ile İzmir’de Konak ve Buca bu konuda bildiğim iyi örnekler. 2019 yerel seçimlerinin ardından ikinci LGBTİ+ meclisi Şişli Kent Konseyi bünyesinde kuruldu. Biz bu sayının mutlaka artmasını, LGBTİ+’ların örgütlü olduğu her kentte LGBTİ+ meclisi kurulmasını arzu ediyoruz. Ancak bazı kent konseylerinde LGBTİ+’lara yönelik önyargı ve ayrımcılıklardan dolayı arkadaşlarımız ancak eşitlik meclisleri adı altında varlık gösterebiliyor, bazılarındaysa bu kadarı bile yok. Oysa biz çok iyi biliyoruz ki bir yerde LGBTİ+’ların kendi isimleriyle örgütlenmelerine engel olunuyorsa temelde o alandan dışlanıyorlar demektir. Tıpkı LGBTİ+’ların çıkarlarının mevzuatta mevcut olmadığında temelde korumasız bırakıldıkları anlamına geldiği gibi.
“DAHA RAHAT SOSYALLEŞEBİLİYORUZ”
LGBTİ+ bireyler olarak Kadıköy’de yaşamayı nasıl tanımlıyorsunuz? Bu semte dair deneyimleriniz nedir?
Niyaz Uslu: Yaklaşık 8 yıldır Kadıköy’de yaşıyorum. Bir mahalleli olarak komşularla ve esnafla kurduğum iletişimde, saklanmak veya yalan söylemek durumunda kaldığımı pek hatırlamıyorum. Hatta açılma sürecimde mahallemin, arkadaşlarımın ve komşularımın da kolaylaştırıcılığının olduğunu söyleyebilirim. Bunun nedeni elbette eğitim düzeyi ve kültürel çeşitlilik olabilir.
Ama aynı zamanda kuirlerin ekonomik ve politik potansiyelinden de bahsetmek gerektiğini düşünüyorum. Şişli’de olduğu gibi Kadıköy’de de LGBTİ+’lar önemli bir nüfusa sahip. Bu durum sokağa da yansıyor ve alanların daha kapsayıcı hale getirildiğini görebiliyoruz ya da bizler alanları kapsayıcı hale getiriyoruz. Bu süreçte farklı kimliklerin farklı kentsel hak alanlarını da farklı deneyimleyebildiklerini göz ardı etmemeye çalışıyorum. Yani toplu taşıma kullanmak, sahilde yürümek benim için rahat olabilirken bir başka LGBTİ+ kendini güvende hissetmeyebilir; güvenli alan da olmayabilir. Burada hareketlilik hakkının kısıtlandığından bahsedebiliriz. Öte yandan, farklı bir semte gittiğimde kendimi güvende hissetmemem de bazen Kadıköy’de sıkışmış olabileceğimi düşündürüyor bana. Yine de LGBTİ+ meclisi ile kentsel hak alanlarından olan kentsel demokrasiye katılım sağlamamız, birlikte yaşadığımız kenti çoğulcu ve katılımcı bir anlayışla dönüştürme motivasyonumuz bizleri biraraya getiriyor.
Umut Ceyhan Akyol: Elbette Kadıköy İstanbul’un diğer ilçelerine göre LGBTİ+’ların görece daha rahat sosyalleştiği, politikleştiği, çalıştığı, yaşadığı bir ilçe. Bunda Kadıköy sakinlerinin yaklaşımı ve LGBTİ+’ların yerelle yıllardır tutturmaya çalıştığı karşılıklı paylaşımcı dilin payı çok büyük. Esnaflarla, komşularla kurulmaya çalışılan bu diyalog sayesinde Kadıköy, LGBTİ+’lar için nefes alınabilir bir ilçe haline geldi. Elbette yaşanan ayrımcılıklar, sorunlar zaman zaman Kadıköy’de de küçük ölçeklerde karşımıza çıkıyor olsa da bunu da biz LGBTİ+’ların mücadele pratikleriyle ve dostumuz olan Kadıköy sakinleriyle dayanışarak aşmaya çalışıyoruz.
Kadıköy Belediyesi de son yıllarda LGBTİ+ görünürlüğünü arttırmak için farkındalık çalışmaları yapıyor. Yerel yönetimlerin bu tarz çalışmaları sizin için ne anlam ifade ediyor?
Niyaz Uslu: Bununla ilgili son dönemdeki birkaç örnek aklıma geliyor. Birisi 2019 Onur Haftası sürecinde İstanbul, Ankara, İzmir, Mersin ve Antalya’da valilikler etkinliklere yasak getirmişken 26 belediyenin resmi hesaplarından Onur Haftası’nı kutlaması ve bunlardan birinin de Kadıköy Belediyesi olması. Bu elbette yaşadığımız kentle kurduğumuz bağı güçlendiriyor. Aynı zamanda geçen sene valilik tarafından yasaklandığı için yapılamayan, cinsiyetçi ve heteroseksist olmayan spor müsabakalarını içeren Queer Olympix’e Kalamış ev sahipliği yapıyordu. Bu etkinlik de Kadıköy ve LGBTİ+ ilişkilenmesini güçlendiriyordu. Bahsedeceğim diğer örnek ise, 20 Kasım Nefret Suçu Mağduru Transları Anma Haftası’nda Şişli Kent Konseyi LGBTİ+ Meclisi ile ortak gerçekleştirdiğimiz bilbord çalışması. Bilbordlarda ve sosyal medyada yer alan bu çalışmalar görünürlük ve farkındalığı arttırmak için önemli, fakat daha da önemlisi yerel yönetimlerin hak temelli çalışmalar yürütürken paydaşları olan bizlerin katılımcılığı ile bunu sağlaması diye düşünüyorum. Ayrıca yerel yönetimler için bir rehber olan, SPoD tarafından hazırlanan LGBTİ+ Dostu Belediyecilik Protokolü’nün öneminden bahsetmek gerek.
GÜVENLİ ALANLAR VE SOKAKLAR...
Şu ana kadar ne tür çalışmalar yaptınız?
Öner Ceylan: 20 Kasım Nefret Suçu Mağduru Transları Anma Günü’nde Kadıköy ilçesinde belediye ortaklığı ile dört noktada billboard çalışması yaptık. Aralık ayında genel kurulumuzu gerçekleştirdik. Holokost Anma Haftası’nda “Auschwitz’in Anlatılmayan Eşcinsel Hikayeleri” adlı bir sunum ve ardından “Bent” filminin gösterimini yaptık.
İlerleyen dönemde neler yapacaksınız?
Öner Ceylan: İlerleyen dönemde Cinsel Sağlık ve Danışmanlık Merkezi, LGBTİ+ Dostu Sağlık, LGBTİ+ Dostu Spor, LGBTİ+ Dostu Zabıta, LGBTİ+ Dostu Mahalle, Yaşayan Kütüphane, Cinsiyetsiz Tuvalet, LGBTİ+ Dostu Belediyecilik için İzleme ve Raporlama, Kadıköy Toplumsal LGBTİ+ Algısı Saha Araştırması, Güvenli Mekânlar, Güvenli Sokaklar ve Gökkuşağı Belediyesi gibi projelerimiz var. Ayrıca şöyle çalışma grupları belirledik: HIV Farkındalık, Ruh Sağlığı, İzleme ve Değerlendirme, Akademi, Etkinlik ve Eğitim. Mayıs ayında, Dünya Sağlık Örgütü’nün 1990 yılında eşcinselliği hastalık sınıflandırmasından çıkarmasının yıl dönümü olan IDAHOBIT, yani Uluslararası Homofobi, Transfobi, Bifobi ve İnterfobi Karşıtı Mücadele Günü’nde bir panelimiz olacak. Tabii ki haziran sonundaki LGBTİ+ Onur Haftası’nda da etkinliklerimiz olacak.