Bu yıl 12’nci kez düzenlenen ‘Sosyal Hizmetleri Yeniden Düşünmek’ konferansı, 8-9 Kasım tarihlerinde Kadıköy Belediyesi Barış Manço Kültür Merkezi'nde Friedrich Ebert- Stiftung Vakfı ve Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği İstanbul Şubesinin desteğiyle gerçekleşti. Bu yıl ‘Krizler Çağında Sosyal Hizmetleri Açmak: Mücadeleler ve Dayanışma’ başlığıyla yapılan konferansa araştırmacılar, sosyal hizmet uzmanları ve sivil toplum aktivistleri katıldı. Ekolojik kriz, afetler, ekonomik kriz ve savaşlar karşısında sosyal hizmetlerin neler yapabileceğinin tartışıldığı konferansın birinci gününde özellikle dayanışma ekonomileri, toplumsal hareketler ve müştereklerin savunulması üzerinde duruldu.
“DAYANIŞMALAR KURULUYOR YENİ KONSEPTLER OLUŞTURULUYOR”
Açılış konuşmasında Friedrıch Ebert-Stiftung Türkiye Temsilcisi Yasemin Ahi ve Konferans Düzenleme Kurulu Başkanı Uğur Tekin söz aldı. Yasemin Ahi, “Dünya’nın hemen hemen her köşesinde otoriter sağ popülist hatta faşist eğilimler güç kazanıyor. Tüm bu gelişmeler bizim anladığımız anlamda sosyalin karşıtı gelişmeler. Ama biliyoruz ki tüm bu olumsuz gelişmelere karşın yine dünyanın her tarafında her köşesinde ve tabi ki Türkiye’de de yoğun mücadeleler veriliyor. Dayanışmalar kuruluyor yeni konseptler oluşturuluyor, fikirler üzerine tartışmalar yürütülüyor, birçok yerde oldukça umut verici müşterekler oluşuyor” dedi. Uğur Tekin de “Mevcut toplum içinde, kriz ortamlarında alternatif hangi yapıların ortaya çıktığı ve var olan yapılar nelerdir diye tartışmayı başlatmak istedik” şeklinde konuştu.
KENTSEL MÜŞTEREKLER
Konferansın ilk oturumunda, müşterek alanların toplumsal dayanışma üzerindeki rolü ele alındı.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde öğretim görevlisi Fırat Genç ‘Kentin Krizi ve Müştereklerin İmkanı’ başlıklı konuşmasında, tarihsel olarak ortak tarım arazilerinin varlığının köylüleri yükselmekte olan piyasa toplumundan kısmen korumuş olduğunu söyledi. Genç, bugün güncel kentsel müştereklerin de toplumsal yeniden üretim alanının tamamen piyasaya bağımlı hale gelmesini engellediğini kaydetti. Genç 2001 ekonomik krizinden itibaren Türkiye’de mahalleler ve kamusal alanlar gibi müştereklerin hızla niteliklerini kaybettiğine dikkat çekti. Üniversiteli gençlerin başlattığı “Barınamıyoruz” hareketinin de bu alanların korunması için bir mücadele olduğunun altını çizdi.
DAYANIŞMA EKONOMİLERİ
Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden Prof.Dr. Aslıhan Aykaç Yanardağ, ‘Dayanışma Ekonomileri Gelecek İçin Ne Vaat Ediyor?’ başlıklı konuşmasında dayanışma ekonomilerinin önemini vurguladı. Yanardağ, kooperatifler, takas pazarları, gıda toplulukları ve çalışan dernekleri gibi dayanışma ekonomisi uygulamalarının, doğal afetlerle mücadele eden, iklim değişikliğinden etkilenen ve ekonomik krizlerin baskısı altında kalan günümüz toplumlarında daha önemli hale geldiğini vurguladı. Sadece üretim için değil, artan bakım ihtiyaçları için de dayanışma ekonomileri oluşturulabileceğini belirten Aykaç, bununla birlikte Türkiye’de uygulandığı şekliyle kooperatiflerin sürdürülebilirlik ve ölçek sorunlarının olduğunu söyledi.
BUEN VİVİR - İYİ YAŞAM
Uzun yıllar Brezilya’da yaşayan yazar Thomas Fatheuer, konuşmasında Güney Amerika’daki iyi yaşam ‘Buen vivir’ hareketi hakkında bilgiler verdi. Fatheuer, ilk kez Bolivya ve Ekvador gibi And Dağları ülkelerinde ortaya çıkan Buen Vivir hareketi için bireyin tekil olarak değil, toplum içindeki bireylerin kolektif olarak iyi yaşamasını hedefleyen bir anlayış olduğunu dile getirdi. 2024 Dünya Sosyal Hizmet Günü’nün temasının Buen Vivir olduğunu ifade eden Fatheuer sadece büyümeyi hedefleyen Batılı kalkınma anlayışı ve ekolojik kriz karşısında, Güney Amerikalı yerlilerin Buen vivir ile geleneksel bilgilerini, biyoçeşitliliği, paylaşmayı ve dayanışmayı vurguladığını söyledi. Fatheuer, Güney Amerika’da da yerli topluluklarla devletlerin Buen Vivir anlayışlarının aynı olmadığını da belirtti.
DEPREM VE DAYANIŞMA
Konferansın ikinci gününde, 6 Şubat Depremlerinin Ardından: Tehditler, Mücadeleler ve Sosyal Hizmet Pratikleri başlığı altında 2023 Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından sosyal hizmetlerin nasıl yeniden şekillendiği, afet sonrası dayanıklılık ve dayanışma örnekleri konuşuldu. “Dayanışma Ekonomileri” başlığı altında yerel yönetimlerde ve kooperatiflerde dayanışma örneklerinin konuştuğu konferans “Toplumsal Hareketlerle Sosyal Hizmet Arasında Köprüler Kurmak” başlıklı oturumla sona erdi.