"Su hakkı, suyun hakkı"

Kadıköy Belediyesi'nin destek verdiği “Kadıköy 5. Gıda Şenliği”, doğal ürünlerin sergilendiği stantlara, panellere, forumlara ev sahipliği yaptı.

17 Ekim 2023 - 09:07

Kadıköy Kent Konseyi'nin düzenlediği, Kadıköy Belediyesi'nin de destek verdiği “Kadıköy 5. Gıda Şenliği”, 14-15 Ekim tarihlerinde Selamiçeşme Özgürlük Parkı'nda gerçekleşti.

“Su hakkı, suyun hakkı” teması ile düzenlenen şenliğin açılış konuşmasını, Kadıköy Kent Konseyi Başkanı Saltuk Yüceer ile Kadıköy Kent Konseyi Gıda ve Tarım Çalışma Grubu Sözcüsü Hüseyin Varış yaptı.

Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı da şenlik alanında kurulan standları tek tek dolaştı, katılımcılarla sohbet etti.

Gıda ve Tarım Çalışma Grubu Sözcüsü Hüseyin Varış, sağlıklı ve doğal gıdaya ulaşma, sağlıklı gıda hakkında bilgilendirme için çalışmalar yaptıklarını dile getirdi. Daha önce yapılan gıda şenlikleri hakkında bilgi veren Varış, bu yılki şenliğin temasının 'su hakkı, suyun hakkı' olduğunu söyledi, şenliğin içeriği ile ilgili bilgiler paylaştı. 

“SUYA ERİŞİMDE SORUNLAR YAŞAYACAĞIZ”

Kadıköy Kent Konseyi Başkanı Saltuk Yüceer, “Gıda Çalışma Grubu, sağlıklı ve güvenli gıdaya erişim için çalışmalar yapıyor. Çalışma Grubu’nu yaptığı çalışmalardan dolayı tebrik ediyorum. Dünya Gıda Günü'nün teması bu yıl 'su haktır, su besindir'. Su hayati öneme sahiptir. Bu kıymetli kaynak sonsuz değildir. Onu korumamız gerekir. Kurak bir yaz geçirdik. Gerekli tedbirler alınmazsa suya erişimde sorunlar yaşayacağız. İklim krizi ile mücadele edilmeli.” diye konuştu.

Doğal ürünlerin yer aldığı stantların, meslek örgütlerinin ve derneklerin stant açtığı şenlikte,yapılan açılış konuşmalarının ardından 'Su haktır' başlıklı panel gerçekleşti. Ziraat Mühendisi Gökhan Turan'ın moderatör olduğu panelde, Türkiye Ormancılar Derneği 2. Başkanı, Orman Mühendisi Prof. Dr. Gülen Özalp, İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi'nden Prof. Dr. Nuray Erkan, İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Nergis Erdoğan, İstanbul Barosu Çevre, Kent ve İmar Hukuku Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Gökhan Cömert konuşmacı olarak yer aldı.

“SUYU TOPRAK DEPOLAR”

“Avrupa Birliği'nin 1968 yılında kabul ettiği su sözleşmesi var” diyen Prof. Dr. Gülen Özalp, “Bu sözleşme 12 maddeden oluşuyor. Bu sözleşmede su hak olarak görülüyor. Suyun sağlığı için gerekli önlemlerin alınmasını söylüyor. 6. maddesinde suyun sağlanması ve devamlılığı konusunda bitki örtüsünün özellikle ormanın çok önemli bir rolü olduğunun altı çiziliyor. Yağmuru, düşen yağışı bütün yıl boyunca depolayan orman toprağıdır. Ormanlara düşen yağış önce ölü örtü tarafından süzülür, sonra kök sistemi ile toprağın içinden süzülerek kaynaklara gider. Su sağlayan bir mekanizmasının yanında temiz su sağlayan bir mekanizması da var.” diye konuştu.

“KAYNAKLAR GÜVENCEDE OLMALI”

Prof. Dr. Nuray Erkan, insanlık tarihine bakıldığında tüm uygarlıkların su kaynaklarının kenarına kurulduğuna işaret etti ve şöyle devam etti: “Çevre kirliliği, ağır metaller, pestisitlere bağlı ortaya çıkan iklim değişikliği var. Bunun sorumlusu, bu sorunun mağduru da biziz. Büyük şehirlerde yaşayan bizlere büyük görevler düşüyor. Kullanılabilir içme suyu yüzde 1'in altında. Yaşamın temel kaynağı olan suyu sürdürülebilir kılmalısınız. Su tasarrufu, önlemler, hepimiz elimizi taşın altına koymalıyız. Su olmadan gıda olmuyor. Balık sezonu açıldı. Ortada balık yok. İnsanın en büyük lüksü sağlıktır. Sağlığımızın devam etmesi için sağlıklı gıda tüketmek gerekiyor. Temiz su olduğu zaman tüketebilirsiniz. O yüzden su kaynakları güvence altına alınmalı.”

“SUSUZ BİR YAŞAM YOK”

“Suyun buz hali sıvı halinden daha hafif.” diyen İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Nergis Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Sular yüzeyden donar, alttaki yaşamı korur. Yaşamın sürmesi suyun bu özelliklerine bağlıdır. Susuz bir yaşam yok. Yaşamın sürmesi içinde bütün kimyasallar su içinde gelişiyor. İnsan vücudunun yüzde 50 ya da 70'i sudur. Bu yağ dokusuna bağlı olarak değişiyor. Suyun vücudumuzdaki işlevleri çok yönlü. Vücut sıcaklığının düzenlenmesi bunların en önemlilerinden. Ayrıca koruyucu ve tampon olarak görev yapıyor. Kayganlaştırıcı, çözücü, taşıyıcı görevleri var. Dünya üzerinde nüfusun yüzde 20'si güvenilir olmayan içme suyu kullanıyor. Yeryüzündeki hastalıkların yarısına yakını sularla ilişkilidir. Su yokluğundan kaynaklanan hastalıklar da var.”

“SU KITLIĞI GELİYOR”

Avukat Gökhan Cömert de şunları söyledi: “Su hakkı eskiye giden bir kavram değil. Yaşam hakkı ya da eğitim hakkı gibi değil. Problem konusu olmadığı için uluslararası metinlerde geçmemesi normal. Dünya genelinde su kaynaklarının azalması, yanlış politikalar, toplumsal mücadelelerin sonucunda 2000'li yıllar ile birlikte su hakkından bahsediliyor. Su doğadan kendiliğinden var. Doğada olan bir şeyin hak olarak savunulması ve savunulur pozisyona getirilmesi aslında değerlendirilmesi gerekiyor. Hak olarak görüldüğü için devletin yükümlülüğü ortaya çıkıyor. Temiz suyu koruma ve sürdürülebilir kılma.” 

“Ülkemiz, 2020 Devlet Su İşleri (DSİ) verilerine göre kişi başına düşen su miktarı, bin 346 metreküp olarak tespit edilmiş. Bir istatistiğe göre bin metre küpün altı, su fakiri ülke kategorisine giriyor. İstanbul'da barajlarda doluluk oranı yüzde 30'un altında. Yaşadığımız süreçler su kıtlığının aslında geldiğini gösteriyor. Önümüzdeki 50 yılda su kıtlığından, kuraklıktan kaynaklı yoğun göçler bekleniyor. İklim göçü kavramı gündemde.”

“ HAZIRLIK YAPIN”

“Su haktır” panelinin ardından Kadıköy Belediyesi Afet Yönetim Büro Sorumlusu Hakan Özdemir'in konuşmacı olduğu forum gerçekleşti. Hakan Özdemir, deprem bölgesindeki deneyimlerini aktardı, dinleyenleri beklenen İstanbul Depremi için hazırlık yapmaları çağrısında bulundu. Forumun ardından kompost yapımı atölyesi yapıldı.


ARŞİV