Kadıköy’ün günümüze ulaşan en eski tarihi eserlerinden Ayrılık Çeşmesi ilgisizlikten yok olmak üzere. Çeşmenin arkasındaki namazgâh da moloz ve otlarla kaplanmış vaziyette
Mustafa SÜRMELİ
Osmanlı Ordusu’nun sefere, hacı kafilelerinin de Kâbe’ye giderken yola çıktıkları yer olan Ayrılık Çeşmesi ilgi bekliyor. 1600’lü yılların başında sarayda görevli Gazanfer Ağa tarafından yaptırılan tarihi çeşmenin arka cephesinde üzeri ot ve molozla kaplandığı için yok olmaya yüz tutmuş geniş bir namazgâh bulunuyor.
SEFERE ÇIKILIRDI
Çeşme, IV. Murad’ın 1638 yılında Bağdat Seferi’ne gidişinden itibaren “Ayrılık Çeşmesi” adını aldı. IV. Murad’ın takip ettiği yola da “Bağdat Yolu” denildi. Bağdat Yolu, şimdiki Bağdat Caddesi’nin bulunduğu güzergâh üzerindeydi.
Osmanlı süvari birlikleri Acıbadem’e kadar uzanan Haydarpaşa Çayırı’nda, piyade birlikleri ise şimdiki Halit Ağa Caddesi ve civarında ‘Talimhane’ olarak bilinen düzlükte talim yapardı. Ordu, sefere çıkılacağı zaman Padişahı, Ayrılık Çeşmesi’nde beklerdi. Padişah, Topkapı Sarayı’ndan Üsküdar’a geçer, Menzilhane-Karacaahmet Türbesi, Ayrılık Çeşmesi istikametini takip ederek, Çeşme’nin bulunduğu noktaya gelirdi. Burada kendisini bekleyen ordunun başına geçer ve doğu seferine çıkardı.
OSMAN AĞA, SÜRRE ALAYI VE ÇEŞME
Hacı kafileleri de Çeşme’nin yanında, yine aynı yol üzerinden gelecek olan Osmanlı Sürre Alayı’nı bekler, birlikte yola çıkardı. Sürre Alayı, Kâbe’ye hediyeler götüren askeri birliğin adıydı. Sürre Alayı’nın program ve organizasyonunu ise 1612 yılında Kadıköy’de kendi adına cami yaptıran I.Sultan Ahmet’in Babussaade Ağası Osman Ağa yapardı.
Gerek padişahın gerekse hacı kafilelerinin kullandığı Üsküdar Menzilhane-Karacaahmet Türbesi-Ayrılık Çeşmesi istikametindeki yola da “Osmanlının Tören Yolu” denirdi.
1940 yılında toprağa gömülmüş haldeki çeşmeyi, 1980 yılında Kadıköy Belediyesi yol seviyesine çıkardı. Çeşme’nin yakınında, adını Ayrılık Çeşmesi’nden alan 400 yıllık mezarlık ve 100 yıllık bir sokak bulunuyor. Her karışı adeta tarih kokan bölge bakımsızlığa terk edilmiş haliyle dikkat çekiyor.
Mimar ve Araştırmacı Arif Atılgan, Ayrılık Çeşmesi’nin durumuyla ilgili kendi bloğunda kaleme aldığı yazılarda detaylı bilgiler veriyor. Atılgan bir yazısında, “Yaklaşık 50 yıl önce Yeldeğirmeni’nde yaşayan küçük bir çocuk iken Ayrılık Çeşmesi Mezarlığı içersinde oyun oynar, mezarlarla ilgili korkulu hikâyeler uydurur, güya birbirimizi korkuturduk. O yıllarda, bugün mezarlığın arkasındaki caddenin bulunduğu alanda moloz ve toprak bulunurdu. Çeşme yarıya kadar toprağa gömülü idi. Biz onun çeşme olduğunu bilmez üzerine çıkar oynardık. O yıllarda 1-1,5 metrelik üst kısmı toprak üzerinde olan bu küçük kitlenin Kadıköy’ün en eski tarihi eseri bir çeşme olduğu hiç aklımıza gelmezdi. Yaşam çok ilginç. O küçük çocuklardan biri olan ben, bugün bu Çeşme’nin kurtarılması için emek harcıyorum” dedi.
TARİHE NOT DÜŞÜYOR
Ayrılık Çeşmesi 1741 yılında Ahmet Ağa, 1921 yılında ise V.Mehmet’in torunu Dürriye
Sultan tarafından onarıldı. Bu onarımlar sonrasında Çeşme’nin üzerine aşağıdaki kitabeler yazıldı.
1741 yılındaki kitabede;
“Geldi bir hayır ehli tarihin, dedi
Pak ihya eyledi Ahmet Ağa 1154”
1921 yılında yazılan kitabede ise;
“Dürriye Sultanın ruh içün
El Fatiha 1340” yazılı.