Yeldeğirmeni’ndeki tarihi taş fırın simitçisi 1970’ten beri ayakta. Fırınını emekçileri, “Simit saraylarını değil, tarihi fırınları yaşatmalı” diyor.
Aysel KILIÇ
Kimi zaman “simitçiii!” diye bağıran sesle uyanırız güne, kimi zaman ise sokak başında karşılaşırız simitçilerle. Kadıköy’ün hemen her sokağının köşesindeyse simit fırınları çıkar karşımıza. İşte o simit fırınlarından en eskisi Yeldeğirmeni’nde. Karakolhane Caddesi’ni yokuş aşağı yürüdüğümüzde, caddenin sonuna doğru, sağ tarafta, önünde sıra sıra odunlar dizili bir fırın çıkar karşımıza. Yeşil dalların arkasına gizlenmiş tarihi yapısıyla dikkatleri üzerine çeken bu fırının adı “Tarihi Taş Fırın Simiti”. Burası, halk arasında “sokak simidi” denilen simidin üretildiği yer.
Taş yapının tarihi daha eski olsa da, “Tarihi Taş Fırın Simiti” nin hizmet vermeye başlaması da günümüze pek yakın değil. Fırın, 1970’ten beri ayakta. Burayı, Morkoç kardeşler işletiyor. Bakan ve Burhan Morkoç kardeşler bir yandan simitleri taş ocağa veriyor, diğer yandan heyecanla Fırın’ın tarihini anlatıyorlar. Morkoç’ların anlatımına göre, Fırın’ın kurucusu ve eski sahibi Bekir Hanoğlu, iki katlı evin alt katında olan kömürlüğü 1970’de fırına dönüştürdü. Tokat’tan İstanbul’a göç eden Hanoğlu, yanına Güneydoğu’dan gelen yoksul gençleri de alarak Yeldeğirmeni’ne taze ve sıcak simit sattı. Namı kısa zamanda duyulan Fırın, sadece semt sakinlerinin değil İstanbulluların da uğrak yeri oldu. Morkoç kardeşler de çocuk yaşta bu fırında çalıştı ve daha sonra Fırın’ın işletmesine ortak oldu. Bekir Hanoğlu 2007 yılında vefat edince de Fırın’ı Morkoç kardeşler ayakta tuttu.
“TAŞ OCAK OLMADAN OLMAZ”
Uzun bir dönem sokak simitçiliği yapan Burhan Morkoç, şimdiyse simit üretiyor. “25 yıldır simit işçiliği yapıyorum. 25 yıl önce simide verilen değer neyse bugün de odur. Bu halk simitten vazgeçmez” diyen Morkoç, taş fırın simidinin özelliğini ise şöyle ifade ediyor: “Simit eski taş ocakta ve odunla pişirilince güzel. Bu ocak günümüzdeki gibi tuğlalarla yapılmamış, eski taşlarla yapılmış. Böyle olması simidi özel kılıyor.” Yeldeğirmeni’ndeki en eski taş fırın olması nedeniyle simitlerin büyük ustalıkla hazırlandığını söyleyen Morkoç, “Mahallede oturan da oturmayan da bizim fırına koşuyor, simidimizin lezzetini tadanlar bir daha da vazgeçemiyor” diye ekliyor.
“TARİHİ FIRINLAR YAŞATILMALI”
Sıcak ve taze simidin fiyatı 1 TL. Morkoç kardeşler satışlardan da epey memnun. Simitleri fırına süren kardeşlerden Bakan Morkoç, “Kendimiz pişiriyor, kendimiz satıyoruz, halimizden memnunuz” diyor. Morkoç, günümüzde hızla çoğalan simit saraylarınaysa sıcak bakmıyor: “Simit sarayları isim yapmış ama oradaki simitler hiçbir zaman simit fırınlarının yerlerini tutamaz. Bir kere hamurları bile taze değil. O hamurlar dolaplarda günlerce donduruluyor. Lezzetli olmamasının nedeni de bu aslında. Yetkililere ve halka şunu söylemek istiyorum, simit saraylarını değil, tarihi fırınları yaşatın.”