Türkiye’nin ilk sivil hava yolunu kuran ve hayatını milli uçak yapmaya adayan Vecihi Hürkuş, doğumunun 116. yılında anılıyor. Artık onun hayatı ve havacılığımıza katkıları artık daha anlaşılacak. Zira, Kadıköy’de kiraladığı bir kerestecide ilk Türk sivil uçağı olan VECİHİ XIV’ü yapan Hürkuş'un 1920-1969 arası el yazısıyla kaleme aldığı günlükler Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde Osmanlı Türkçesi öğrenen gönüllü kadınlar tarafından çevriliyor.
Ulusal kurtuluş savaşımız sırasında ilk keşif uçuşlarını yapan, ilk sivil uçağımızı Kadıköy'de bir mobilya atölyesinin üst katında imal eden, hayatının yaklaşık 30.000 saatini havada geçiren ve ilk Türk sivil havayolu şirketini kuran Vecihi Hürkuş, doğumunun 116. yılında anılıyor. Kendini gökyüzüne ve Türk uçaklarını uçuracak milli havacılarımı yetiştirmeye adayan Vecihi Hürkuş'u sizlere tanıtmak istiyoruz. Türk pilotlarının Türk uçaklarıyla uçtuğu günleri hayal ederek zorluklarla mücadele eden ilk sivil havacımızı Osmanlıca tuttuğu günlükler Tayyareci Vecihi Hürkuş Müzesi Derneği tarafından Türkçe'ye çevriliyor. Türkkuşu yapması için Atatürk'ün Ankara'ya çağırdığı Tayyareci Vecihi'nin kızı Gönül Şarman Hürkuş'ın da desteğiyle ortaya çıkartılan günlükler, Türkiye'nin havacılığın hangi şartlarda bugünlere geldiğini özetliyor.
MİLLİ MÜCADELENİN EN CESUR KEŞİF UÇUŞLARI
Gümrük Müfettişi Ali Faham Bey ve Zeliha Niyir Hanım'ın oğlu olarak 18 Ocak 1896'da İstanbul'da doğduğunda kimse Vecihi Hürkuş'un gökyüzünde yapacaklarını tahmin bile edemezdi. Oysa Vecihi Hürkuş, yaşadığı toprakların üstündeki gökyüzünde yaptıklarından çok Yeşilçam klasiği olan Gülen Gözler filmindeki karakter kadar bile tanınmıyor. Henüz 17 yaşındayken tüm dünyayı saran savaşa uçak makinisti olarak katılan Vecihi Bey aldığı yara ile İstanbul'a dönünce Yeşilköy Tayyare Mektebi'ne girdi. 1. Dünya Savaşında pilot astsubay olarak gökyüzünde savaşan Vecihi Bey başarılı keşif uçuşlarının yanı sıra bir Rus uçağını indirerek uçak düşüren ilk Türk tayyarecisi oldu. Esir düştüğü Hazar Denizi'ndeki adadan kaçmayı başaran Vecihi Bey, İstanbul işgal edilince Anadolu'ya giderek Kuvva-İ Milliye kuvvetlerine katıldı. Kurtuluş Savaşı'nın ilk uçuşunu yaptı, özellikle İnönü, Sakarya ve Dumlupınar savaşlarında önemli keşif uçuşları gerçekleştirdi, İzmir hava alanını tek başına işgal etti. İstiklal Madalyası aldı, TBMM tarafından üç kez takdirname verildi. Anadolu kurtulmuş, halk bağımsızlığına kavuşmuş, cumhuriyet ilan edilmişti ama gökyüzünde Türk pilotlarının uçacağını kimse hayal bile edemiyordu. Çok sevdiği gökyüzünde Türk tayyarelerini kullanan Türk pilotlarını yetiştirmek için düşünceler üreten Vecihi Hürkuş, İzmir'de kollarını sıvadı. Türk havacılığını millileştirmek, Türk uçaklarının gökyüzünde bayrağımızı dalgalandırmasını amaçlıyordu. 1923'te yanlışlıkla Edirne'ye inen bir yolcu uçağını uçurunca uçağa verilen Vecihi ismi, O'nun heyecanını arttırdı. Yunan uçaklarından kalan parça ve motorlardan yararlanarak ilk uçağı Vecihi K VI' yı yaptı. Vecihi Bey, uzun süre beklemesine rağmen kendisine uçuş izni verilmeyince 28 Ocak 1925'te ilk uçuşunu izinsiz yaptı. Cezalandırılınca hava kuvvetlerinden ayrılarak Atatürk'ün "İstikbal göklerdedir" sözüyle havacı bir kuşak yetiştirmek için kurulan Türk Tayyare Cemiyeti'ne katıldı.
ATLAS OKYANUSU'NU GEÇMESİ İSTENDİ
Ceyhan adı uçakla yurtiçinde uçuşlar yapan Vecihi Bey 1925'te yeni teknolojileri incelemek ve genç cumhuriyete faydalı olmak için Avrupa'ya gitti. Hatta Potez25 tipindeki tayyare ile Atlas Okyanusu'nu geçmesi bile teklif edildi.
Yurda döndüğünde Türk Tayyare Cemiyeti dağılmıştı. Milli Savunma Bakanlığı tarafından Kayseri'de Tayyare Onarım Motor Anonim Şirketi (TOMTAŞ) adında bir fabrika kurulması istendi. Hürkuş, Almanya'da JuA-20 tayyarelerinde bazı noksanlıklar bulur, onların düzeltilmesi ile Ju A-35 'lerin yapımını da üstlenir. Almanya'ya giden Hürkuş'un, Fransızların gözde uçağı Newport De Large'la yapılacak temsili savaşta Junker fabrikası tarafından Ju A-35'ı kullanması istendi. Temsili savaşı, Hürkuş'un kullandığı Ju A-35 kazanır. Hürkuş, 1927'de
döndüğünde Ankara - Kayseri arasında ilk ulaşım uçuşlarını yaparak yurdumuzda ilk hava yolları uçuşlarını gerçekleştirir. Hürkuş, JuA-35'in benzin depoları ilavesiyle Tahran'a kadar gidebileceğini söylerken fikri hayata geçmez.
KADIKÖY'DE BİR KERESTECİ DÜKKÂNI
Hürkuş, 1930'da Türk Hava Kurumu'nda çalışırken ücretsiz izin alarak Kadıköy'de bir keresteci dükkânını kiraladı. Vecihi Hürkuş, 3 ay içinde ilk Türk sivil uçağı olan VECİHİ XIV uçağını yaptı. 27 Eylül 1930'da Kadıköy Fikirtepe'de büyük bir kalabalığın önünde tek motorlu eğitim uçağıyla ilk uçuşunu yapan, ardından Ankara'ya giden Hürkuş, Başbakan İsmet İnönü ve komutanlar tarafından tebrik edildi. Uçabilirlik sertifikası için İktisat Bakanlığına başvurusu, "Tayyarenin teknik vasıflarını tespit edecek kimse ve ölçüm aletleri bulunmadığından gereken vesika verilmemiştir" denilerek reddedildi.
YAŞASIN TÜRK TAYYARECİLİĞİ
Uçuş lisansı almak için Çekoslovakya'ya giden Hürkuş, Prag'da düzenlenen törenle "Yaşasın Türk Tayyareciliği" yazılı bir pankartla onurlandırıldı, uluslararası CINA belgesi verilerek başarısı tescil edildi. 1931'de 5 gün keyifle süren bir hava yolculuğunun ardından Türkiye'ye gelen Hürkuş, posta uçuşları planlar, Türk Hava Kurumu adına Anadolu'ya deneme uçuşları yapar. Nisan 1932'de İlk Türk Sivil Tayyare Mektebi'ni kurarken 2'si kız 12 öğrenci yetiştirir. Teorik ve uygulamalı eğitimler yaparken Kalamış'ta bir hangar yapar. Kalamış ve Fikirtepe'de uçuş alanlarında öğrencileri Sait, Tevfik, Muammer, Abdurrahman, Salih, Osman, Rıza, Hikmet, Hüseyin, Kenan, Bedriye ve Eribe'yi eğitirken bazı kurumların havadan reklamını yaparak giderlerini karşıladı. Nuri Demirağ'ın katkılarıyla 1933'te Vecihi XVI kabin uçağı yaptı. Aynı yıllarda ikinci Vecihi XIV ve Vecihi XV'yi ardından Nuri Bey (Vecihi-XVI) uçaklarını yaptı. İlk kadın tayyarecimiz Bedriye Gökmen ve Hürkuş'un yeğeni Eribe, yalnız uçmayı başarırken, Vecihi Sivil Tayyare okulu maddi sorunlardan dolayı kapandı. 1935'te Türk Hava Kurumu Başkanı Fuat Bulca'nın Atatürk'e Vecihi Hürkuş'u anlatmasıyla Büyük önder tarafından yeni bir görev için Ankara'ya çağrılır. Kendi uçağıyla Ankara'ya giden Hürkuş'un öğrencileri de Rusya'ya eğitime gönderilir. Yeğeni Eribe'nin şehit olmasına çok üzülen Hürkuş, Türk Hava Kurumu tarafından 1937 sonbaharında için Almanya'ya gönderilir. Weimar Mühendislik Mektebi'nden iki yıl sonra Tayyare Makine Mühendisi olarak diplomasını alır. Türkiye'de "Tayyare Mühendisliği Ruhsatnamesini" almak isterken isteği kabul edilmez.
ÖLDÜĞÜ GÜN İNSANLIK AYA AYAK BASMAK İÇİN UZAYA ÇIKMIŞTI
Van'a tayin edilince istifa ederek 1947'ye kadar havacılıktan uzaklaşır. 1951'de havadan tarım alanlarını ilaçlayarak Türk Kanadı adlı bir şirket kurdu. 1952'de Proctor V tipi dört kişilik turist tipi tayyare ile reklam uçuşları yaptı. Hayatının sonlarında sıkıntılar çekerek uçağının sigorta borçlarını bile ödeyemez. Ankara'da beyin kanamasından öldüğünde tarih insanlığın aya ayak basmak için uzaya çıktığı gün olan 16 Temmuz 1969'du...
Gökhan KARAKAŞ/Milliyet Gazetesi