Pamukkale Üniversitesi (PAÜ), alanında ilk olan bir araştırmaya imza attı. PAÜ öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ensar Yeşilyurt, Prof. Dr. Oğuz Karadeniz ve beraberindeki araştırma grubu, 25 yaş üzerindeki bireylerin kaç yıl eğitim aldığını gösteren ‘ortalama okullaşma yılı’ (OOY) araştırmasını, ilk kez ilçeler düzeyinde gerçekleştirdi. Hafta başında kamuoyuyla paylaşılan araştırma sonuçlarına göre eğitim yılı ortalamasının en yüksek olduğu ilçe 9.3 yıl ortalamasıyla Kadıköy oldu. Yine 9.3 yıllık eğitim ortalaması ile Çankaya ikinci olurken, üçüncü sırada 9.1 yıllık ortalamayla Beşiktaş yer aldı. Çalışmanın bir diğer sunduğu veriye göre okullaşma yılının 8-9 olduğu ilçe sayısı 2009’da 7’yken, 2015’te 37’ye yükseldi. 2009 yılında 669 ilçe’nin OOY’si 4-6 yıl seviyesindeyken, 2015 yılında 670 ilçe 5-7 yıl seviyesine yükseldi.
KADIKÖY’DE SEVİYE YÜKSELDİ
PAÜ’nün araştırması geçtiğimiz yıllardan bu yana eğitim seviyesindeki artışı da gözler önüne seriyor. Araştırmaya göre 2009’da ortalama eğitim süresi Beşiktaş ve Çankaya’da 8.5, Kadıköy’de ise 8.4 yıl olarak belirlenmiş. 2015 yılında ise Kadıköy ve Çankaya’da ortalama eğitim süresi 9.3 yıla, Beşiktaş’ta ise 9.1 yıla yükseldi. Bir başka ifadeyle, Türkiye’nin en tahsilli 3 ilçesinde yaşayan 25 yaş üzerindeki kişilerin 2009 yılında ortalama tahsil süresi lise 1 iken, 2015 yılında lise 2’den terk düzeyine çıktı.
İLKOKUL 4. SINIFA KADAR
OOY’nin en düşük olduğu ilçeler ise Bahçesaray (Van), Pervari (Siirt), Gerger (Adıyaman), ve Tekman (Erzurum) oldu. Bu ilçelerde 25 yaş üzeri nüfusun ortalama tahsil süresi 2009’da 1.8 yılken (ilkokul 2’den terk), 2015’te 3.3 yıla (ilkokul 4. sınıftan terk düzeyine) yükseldi.
EĞİTİMDE DE EŞİTSİZLİK VAR
Araşıtrmanın bir diğer ortaya koyduğu veri ise eğitim alanında da kadın erkek eşitsizliği oldu. Verilere göre erkek nüfusun okullaşma yılı ortalaması ülke genelinde eşit olarak artarken kadın nüfusta ise aynı hız ve eşitlikte değişim olmadı. Kadınlar için ortalama eğitim yılının 1-2 yıl olduğu yalnızca 6 ilçe var. Araştırmada, bu eşitsizliğin ülke ekonomisi açısından önemli sonuçları olabileceğine dikkat çekildi.
SONUÇLAR İNCELENECEK
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ETÜ Sosyal Politikalar Uygulama ve Araştırma Merkezi Direktörü Prof. Dr. Serdar Sayan, şimdiye kadar iller bazında belirlenen bu önemli eğitim göstergesinin ilk defa ilçeler bazında tespit edildiğine dikkat çekti. Sayan, araştırma sonuçlarının TOBB-ETÜ’de düzenlenecek toplantıda ele alınacağını da ekledi.
“EĞİTİMDE YOL KAT ETMEK GEREK”
Gazete Kadıköy olarak Kadıköylü eğitim uzmanı Yeşim Kirman’a OOY araştırmasıyla iligli merak edilenleri sorduk….
Ülkelerin kalkınma düzeyiyle eğitim seviyeleri arasında önemli bir ilişki vardır. Kalkınmanın sağlanabilmesi ve sürdürülebilmesinde eğitimli bireyler çok önemli rol oynar. Eğitim seviyesi yükseldikçe, gelir düzeyi artar, gelir daha adil paylaşılmaya başlanır, verimlilik artar ve suç işleme oranı düşer. Bir ülkenin gelişmişliği; o ülkedeki insanların ne kadar iyi bir eğitim aldığına, eğitim sürelerine, aldıkları eğitimi ekonomik büyüme ve toplumsal koşulların geliştirilmesine ne kadar dönüştürebildiklerine bağlıdır. Bu açıdan bakıldığında 25 yaş üzeri kişilerin kaç yıl eğitim aldığını, OOY’sini gösteren bu çalışma, ülkemizin kalkınma durumunu ve ilçeler bazında farkları gösteren önemli bir çalışmadır.
Araştırmanın önemi Türkiye’de ilk defa eğitim verilerini ilçe bazında sunması. İl ve Türkiye genelinde bu tip istatistikler yayınlanıyordu ama ilçe bazında yapılması bu çalışmayı diğer çalışmalardan ayırıyor. İl ortalamaları değerlendirilirken özellikle büyük illerde, ilçeler arasında ciddi farklar olmakta bu da değerlendirmeleri etkilemektedir. Örneğin İstanbul içinde ilçeler bazında ortalama okullaşma yıllarını incelediğimizde oldukça farklılık olduğunu görüyoruz. Kadıköy 9,3 ile Türkiye’de en yüksek ortalama okullaşma yılına sahipken, İstanbul 2016 verilerine göre 6,86 ile iller arasında 14.sırada yer alıyor. Bu sebepten daha sağlıklı ve doğru değerlendirmeler yapabilmek adına ilçe bazında verilerin sunulması değerlidir.
Kadıköy, Çankaya ve Beşiktaş ilçelerinde 2009’a göre okullaşma yıllarında artış olması ve 9,2 - 9,0 arasında en yüksek üç değere sahip olması sevindirici ama Türkiye geneliyle kıyaslandığında bölgeler arasında çok ciddi uçurumlar olması ve 2016 verilerine göre Türkiye ortalaması 6,51 yani ortaokul 7.sınıf seviyesinde olduğunu görmemiz oldukça üzücü. Ayrıca yapılan çalışmada okullaşma oranının en düşük olan ilçelerin Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki ilçeler olduğunu görüyoruz. En altta yer alan Erzurum’un Tekman ilçesinin ortalama okullaşma yılının 3,3 olduğunu görüyoruz. Yani bu ilçedeki ortalama eğitim seviyesi ilkokul 4.sınıf seviyesinde kalıyor. AB ülkelerinde yükseköğretimi tamamlayan yani yaklaşık 16 yıl eğitim alan kişilerin oranının yüzde 37 olduğunu, en yüksek orana sahip olan ülke olan İrlanda’nin yüzde 52,6, Türkiye’de yüzde 11 olduğunu değerlendirdiğimizde ülkemizin eğitim konusunda daha çok yollar kat etmesi gerektiğini söyleyebiliriz.
“EN AZ LİSE MEZUNU SEVİYESİ”
Bu ilçelerimiz diğer ilçelere göre daha başarılı ama tüm Türkiye düşünüldüğünde bu sayının çok az olduğunu görüyoruz, Türkiyenin gelişmiş ülkeler arasına girebilmesi için ortalamasının en az lise mezunu seviyesine çekilmesi gerekmektedir. 12 yıllık zorunlu eğitimle birlikte yıllar içinde bu değerler yükselecektir ama önemli bir nokta da verilen eğitimin niteliğidir. Yıllar geçtikçe eğitim süreleri uzamaktadır ama yetişen öğrenciler önceki yıllara göre daha donanımsız şekilde üst eğitim kurumlarına devam etmektedir. PISA gibi uluslararası sınavların sonuçları da aynı doğrultudadır.
Olabilir, Kadıköy’ün yaşlanan eski sakinlerinin yerine daha genç ve eğitimli kişiler yerleştiğini görüyoruz. Kentsel dönüşümle birlikte yenilenen evlere sosyo ekonomik düzeyi daha da yüksek kişiler taşınıyor. Bu kişilerin hem kendileri hem de çocukları önceki nesillere göre daha iyi eğitim almış kişilerden oluşuyor. Bunlar Kadıköy’ün sıralamada birinci sıraya çıkmasının sebebi olabilir.
“SEVİYE NESİLDEN NESİLE YÜKSELİYOR”
Çok ciddi bir fark. Ne zaman bu farklar azalır ve ülke ortalamamız 12’lere çıkar o zaman gerçekten kalkınmadan, gelişmeden ve refahtan bahsedebiliriz. Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizde yaşayanlar ekonomik olarak ciddi sıkıntılar yaşıyorlar, nüfus çok yüksek, iş imkanları kısıtlı ve ekonomik zorluklar eğitime devamı da zorlaştırıyor. Eğitime başlayan erkek çocuklar çalışmak zorunda kalıyor ve kız çocuklar ise erkenden evlendirilerek eğitim hayatından çekiliyorlar. Eğitim alamayınca meslek sahibi olamıyorlar, ekonomik olarak sıkıntı yaşıyorlar ve sorunlar kısır döngü şeklinde devam ediyor.
Sosyo ekonomik statüyü etkileyen pek çok faktör vardır. Bunlar; kişilerin mesleği, eğitim düzeyi, gelir seviyesi, gelirin kaynağı ve yaşanılan çevrenin yapısıdır. Eğitim seviyesi yükseldikçe seçilen meslekler, yapılan işler, pozisyonlar değişir, gelir artar, gelir artıkça daha iyi eğitim imkanlarından yararlanma şansı doğar, bu da daha iyi meslek ve iş anlamına gelir. Ailede eğitim seviyesinin de nesilden nesile yükseldiğini biliyoruz. Bu açıdan baktıkça ekonomik gelirle eğitim seviyesi arasında çift yönlü bir ilişki olduğunu görüyoruz. Kadıköy’ün çok eskiden beri sosyo-ekonomik statüsü yüksek kişiler tarafından tercih edilen bir ilçe olduğunu biliyoruz. Yıllar geçtikçe bunun artarak devam ettiğini görüyoruz.