Türkiye'de beyin göçü alarm veriyor!

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2015'te yüzde 1,6 olan beyin göçü oranı, 2023'te yüzde 2'ye yükseldi

24 Kasım 2024 - 14:25

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2021-2023 dönemine ilişkin yükseköğretim beyin göçü istatistiklerini açıkladı. Verilere göre yükseköğretim mezunlarının 2015'te yüzde 1,6 olan beyin göçü oranı, 2023'te yüzde 2'ye yükseldi. Göç oranının kadınlarda yüzde 1,6, erkeklerdeyse yüzde 2,4 olduğu görüldü.

Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Barış Erdoğan, Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı beyin göçü dalgasını değerlendirdi.

Erdoğan, yurt dışına göç edenlerin çoğunun yüksek eğitimli ve kalifiye gençlerden oluştuğunu belirterek, “Bir ülkeye baktığımızda, eğitimli, kalifiye ve özellikle bilişsel faaliyetleri yoğun mesleklerde çalışan kişilerin göç etmesi, beyin göçü olarak tanımlanır. Geçmişte Türkiye’den çoğunlukla kol gücüne sahip insanlar göç ederdi; ancak günümüzde ülkemizin en değerli insanları göç ediyor.” dedi.

‘SANAL BEYİN GÖÇÜ’ NE ANLAMA GELİYOR?

Beyin göçünün, genellikle az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere doğru gerçekleşen bir olgu olduğuna işaret eden Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Bu, görünen beyin göçü. Bunun yanı sıra bir de ‘sanal beyin göçü’ var. Bu ne anlama geliyor? Günümüzde internet aracılığıyla birçok gencimiz, Türkiye’den hareket etmeden, yurt dışındaki firmalar için çalışıyor. Yani, bedensel olarak Türkiye'deler ama beyinleri yurt dışı için çalışıyor. Gizli beyin göçü olarak adlandırılan bir durum. Yurt dışı firmalar için Türkiye’de çalışıp, o firmalara hizmet sunuyorlar.” diye konuştu.

Beyin göçünün Türkiye açısından tehlikeli bir boyuta ulaştığını vurgulayan Prof. Dr. Barış Erdoğan, “TÜİK'in açıkladığı rakamlar, 2008 ile 2017 yılları arasında mezun olup bu tarihlerden sonra yurt dışına gitmiş kişileri kapsıyor. TÜİK net bir rakam vermemiş olsa da bu zaman diliminde mezun olanları yüzde 2 olarak varsaydığımızda, yaklaşık 49 bin kişinin yurt dışına gittiğini söyleyebiliriz. Ancak bu 49 bin kişi ile sınırlı değil. 2017'den 2023'e kadar mezun olanların yurt dışına göç durumunu henüz bilmiyoruz. Asıl yoğunluğun, hepimizin çevremizde sıkça karşılaştığımız gibi, bu dönem içinde olduğunu düşünüyoruz.” şeklinde konuştu.

“İKİ TEMEL NEDENİ VAR”

Beyin göçünün iki temel nedeni olduğunu ifade eden Prof. Dr. Barış Erdoğan, şöyle devam etti: “Beyin göçünün iki temel nedeni var; birincisi itici, ikincisi ise çekici faktörler. İtici nedenler, insanların neden buradan ayrılmak istediğiyle ilgili. İlk olarak, istihdam olanakları oldukça sınırlı. Örneğin, moleküler biyoloji gibi alanlarda Türkiye’de ne kadar istihdam gücümüz var? Ne üniversitelerimiz ne de özel sektörümüz yeterli kapasiteye sahip. Amerika Birleşik Devletleri'nde sadece Harvard Üniversitesi’nin bağışlarla birlikte bütçesi yaklaşık 50 milyar dolar. Bizim 200 üniversitemizin toplam bütçesi ise 10 milyar doların bile altında.”

Gelir düzeyinin, özellikle son yıllarda Türkiye'deki ekonomik kriz gibi etkenler nedeniyle oldukça düştüğünü, öte yandan, yurt dışında çok daha iyi yaşam koşulları ve olanakların olduğunu dile getiren Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Batı ülkeleri uzun yıllardır, mavi yakalı işçiler ve genel olarak göçmenler için şartları zorlaştırsa da eğitimli insanları çekmek için aksine kolaylık sağlıyorlar. Almanya, Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri gibi ülkeler, mavi kart veya Green Card gibi imkanlarla beyin göçüne yönelik politikalarını iyileştiriyorlar.” dedi.

DÜNYADA EN ÇOK BEYİN GÖÇÜ ÇEKEN ÜLKELER…

Dünyada en çok beyin göçü çeken ülkelerin Amerika Birleşik Devletleri; ardından Almanya, İngiltere, Kanada, Avustralya, Fransa, Belçika gibi ülkeler olduğunu da söyleyen Prof. Dr. Barış Erdoğan,  “Türkiye'den baktığımızda ise moleküler biyoloji ve genetik gibi alanlarda mezun olan her 10 kişiden 2’si yurt dışına gidiyor. Aynı durum, işletme, mühendislik, matematik, istatistik ve diğer mühendislik alanlarında da geçerli. Günümüzün ve geleceğin dünyasında, veri işleme ve veri anlama oldukça önemli; çünkü yapay zekâ mantığını bunun üzerine kuruyor. Bu nedenle teknik alanlarda çalışan insanlarımız, sadece gençler değil, orta yaş üzeri insanlar da yurt dışına göç ediyor. Ya fiziksel olarak gidiyorlar ya da bahsettiğim gibi sanal olarak göç ediyorlar; yani bedenleri burada kalırken beyinleri yurt dışı için çalışıyorlar.” diye konuştu.

Göç olgusunun genellikle erkekler tarafından daha fazla gerçekleştirildiğini kaydeden Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Ancak, geçmiş yıllardaki istatistiklerde kadınlarla erkekler arasındaki fark giderek kapanıyor. Öncelikle bunu belirtmek gerekiyor. Kadınların sayısı, erkeklere giderek daha da yakınlaşıyor. Eğer bu trend devam ederse, 10 yıl sonra bu iki grup arasındaki fark neredeyse ortadan kalkacak. Beyin göçündeki erkek yoğunluğunun önemli nedenlerinden biri, bilim, teknoloji ve matematik gibi alanların erkekler tarafından daha fazla tercih edilmesidir. Beyin göçü açısından da birçok ülke sosyal bilimcilerden ziyade teknik insanları çekmek istemektedir; dolayısıyla, teknik alanlardan mezun olanların çoğunluğunu erkekler oluşturuyor.” dedi.

 


ARŞİV