Yağmurdereli ailesinin kıymetli oğlu: Zıpzıp

Dört yıl önce Kadıköy Belediyesi Geçici Hayvan Bakımevi’nden sol arka ayağı hasta dostumuz Zıpzıp’ı sahiplenen Gülşen Yağmurdereli “Sanki Zıpzıp bizim evimizde yaşamak için doğmuş” diyor

10 Ekim 2024 - 14:02

Gülşen Yağmurdereli ve Zıpzıp’ın hikayesi dört yıl önce Kadıköy Belediyesi Geçici Hayvan Bakımevi’nde başlıyor. Yağmurdereli ailesi yıllar önce bir kedi ile iki köpek bakmış, vefatlarından sonra uzun bir süre patili dostu olmamış. Kızları büyüyüp 16 yaşına geldiğinde tekrar bakabilir miyiz?’ diye düşünüp, köpek sahiplenmeye karar vermişler. Ve Kadıköy Belediyesi Geçici Hayvan Bakımevi’nden Zızıp’ı sahiplenmişler. Zıpzıp artık yazlarını Kınalıada’da kışlarını Şaşkınbakkal’da geçiriyor, ailesi nereye giderse gitsin onlarla. Tatilde Bodrum’da denize giriyor, geceleri ablasıyla yatıyor, sabahları onu okula gönderiyor. Gülşen Yağmurdereli ile sahiplenme süreci ve Zıpzıp’ın yeni hayatını konuştuk.  

- Köpek sahiplenmeye nasıl karar verdiniz?

Çok iyi hatırlıyorum bir cuma gecesiydi, ‘ben yarın barınağa gidiyorum’ dedim. Eşimin ve kızımın bundan haberi yoktu ama kızım çok istiyordu. Cumartesi sabahı büyük bir heyecanla Kadıköy Belediyesi Geçici Hayvan Bakımevi’ne gittim. Orada hiç kimseyi tanımıyordum ama süreç hakkında daha biraz bilgi almıştım.

“O BANA DOĞRU GELDİ”

- Sahiplenme süreci nasıl ilerledi?

Barınağa gittiğimde o günün gönüllüsü Neşe hanımdı. Bana ‘ne cins bir köpek istiyorsunuz?’ diye sordu. Ben de cins bilmediğimi, 10 yaşında bile bir köpeği sahiplenebileceğimi, son günlerini benimle birlikte geçirebileceğini söyledim. Dişi mi erkek mi, büyük mü küçük mü benzeri sorular devam ettikçe ‘hiç önemli değil’ dedim. Baktım soruların arkası kesilmeyecek; Neşe hanıma ‘benim ona bakmama ihtiyacı olan, kendi kendini idare edemeyecek, hasta veya engelli bir köpek hatta çocuk evlat edinmek istiyorum’ dedim. Gözleri doldu ve ikimiz karşılıklı ağladık. 

Beni mukavemeti az, daha güçsüz sürünün içinde bulunamayacak derecede hasta veya sakat olan köpeklerin durduğu bölüme götürdü. Oraya gittiğimde, hatta yolda yürürken dört köpek içinden o bana doğru geldi. Göz göze geldik onunla ve Neşe Hanıma ‘bana göstereceğiniz o muydu’ diye sordum ve olumlu cevabı aldım. O an inanılmaz bir elektrik oldu. Çok heyecanlıydım ve onu barınakta bırakmak istemiyordum, fakat prosedürler vardı. O gün her şeyi hallettik ve Zıpzıp’ı aldım. Hiç bir hazırlığım da yoktu, o gün alamayacağımı düşünmüştüm. 

- Zıpzıp’ı sahiplendiğinizdeki hastalığı neydi?

Zıpzıp’ı sahiplendiğimde 2 ila 2 buçuk yaşındaydı, 10 kiloydu ve sol arka bacağı hiç basmıyordu. Çekili ve sallanır bir haldeydi. Sahiplendikten sonra onu hemen veterinere götürdüm ne yapabileceğimiz hakkında konuştuk. Zıpzıp o gün saat 13.00’da ameliyata girdi, ben de başında bekledim. Bir kaç gün sonra da kızım, eşim ve ben onu hastaneden alıp eve götürdük. Serüvenimiz böyle başladı. 

“BİZİM EVİMİZDE YAŞAMAK İÇİN DOĞMUŞ”

- Zıpzıp’la ilgili bize anlatmak istediğiniz bir anınız var mı?

Hastaneden eve ilk geldiği gün 12 Ekim. Yemeğimizi balkonda yiyeceğiz ve bizimle birlikte yiyebilmesi için Zıpzıp’ında yemeğini de balkona koyduk. Kafasında kukuletası vardı, başarılı ama ağır bir ameliyat geçirmişti dikişleri vardı. Eve 15 dakika önce gelmiş değil de sanki hep bizimleymiş gibi yemeğini bizimle yedi. Sonra ağlamaya benzer bir ses duydum, anladım ki tuvaleti gelmiş bana bildiriyor. Aşağı inince gerçekten ağlaması kesildi ve tuvaletini yaptı ve mutlu mutlu evine geldi. Evi hemen benimsedi, ona yatak yaptık, ameliyatlı olduğu için üşümesin diye üstüne yorgan serdik. Sabah uyandığımda üstünde yorganı hiç kalkmamış, sanki böyle o evde yaşıyormuş gibi.

Zıpzıp çok değişik bir köpek, kendine has bir çocuk. Biraz suratsız, çok sevimli değildir. Çok ‘cool’ Golden’lar gibi yalama ve üste atlama yok. Ama benimle her yere geliyor, bütün mahallemiz tanıyor. Sanki Zıpzıp bizim evimizde yaşamak için doğmuş.

“OYUN ARKADAŞI DEĞİL, CAN YOLDAŞI”

- Sahiplenme süreci hakkında vermek istediğiniz bir tavsiye var mı, özellikle ilk kez köpek sahipleneceklere ne gibi önerilerde bulunursunuz?

Hayvan sahiplenmek çok büyük bir sorumluluk. Onu oyun arkadaşı olarak değil, can yoldaşı olarak görmeleri gerekiyor. O da bir canlı. Ve bizim gibi ihtiyaçlarının olduğunu görmemiz gerekiyor. Köpek sahiplenmek isteyen ve daha önce hiç hayvan bakmamış kişilere şunu söyleyebilirim; bir bebek bakmakla eşdeğer. İlk kez bir köpekle yürüyüşe çıkacaklara birinci tavsiyem; her zaman gözleri köpeklerinin üzerinde olsun. Dışarıda yememesi gereken bir şeyi yiyebilir, yediklerinden zehirlenebilir. İkinci tavsiyem ise bütün köpekler birbiriyle anlaşacak diye bir durum yok. Eğer ilk kez bir köpek sahipleniyorsanız dostumuzun sizden önceki hayat şartlarını göz önüne alın. Köpeğiniz arkadaş edinene kadar daha mesafeli olun, çünkü geçmişten bir travması vardır, saldırabilir.

Ayrıca onlar peluş oyuncak değil. Can dostunuz olacak, onu evde bıraktığınızda aklınız evde kalacak. Uzun saatler yalnız bırakmayacaksınız, çünkü o evin çocuğu. Siz onun her şeyi oluyorsunuz, bence onlar da bizim her şeyimiz olmalı.

- Kadıköy Belediyesi’nin Sahiplen Kadıköy uygulaması için ne düşünüyorsunuz? 

Sahiplen Kadıköy gibi uygulamalar bugünlerde oldukça gerekli. Hiç bir hayvanımızın toplanmaması ve barınaklarda yaşayan dostlarımızın da sahiplendirilmesi hakkında daha bilgilendirme gerekiyor. Çünkü hayvanlar bize muhtaç. Seven ve isteyen herkesin hayvan sahiplenmesi gerektiğini düşünüyorum. Endişe edilecek hiçbir şey yok. Ben evde çok titizimdir ve titizlerin de mutlaka hayatına bir hayvan almasını tavsiye ediyorum. Zıpzıp’a sahip olduğumuz için çok şanslıyız. Çok büyük bir karşılıksız sevgi. 

Barınakları sık sık ziyaret etmek çok değerli.Vakit geçirdiğinizde ister istemez bir dostumuzu sahiplenmek, bakmak ve vakit geçirmek istiyorsunuz. Ama sahiplenemiyorsanız; mama desteği sağlamak, dostlarımıza sevgimizi vermek, oradaki köpekleri gezdirmek onlarla vakit geçirmek çok önemli, insana muhtaçlar. 

“MUAZZAM BİR GÖNÜLLÜLÜK SİSTEMİ”

- Kadıköy Belediyesi Geçici Hayvan Bakımevi’ni nasıl buldunuz?

30 yıla yakın bir süredir Kadıköy’de oturuyorum ve sadece belediyenin barınağına gitmeyi düşündüm. Son derece düzenli, tüm köpeklerin kendi kulübesi var. Muazzam bir gönüllülük sistemi var. Gerçekten kendini vererek duygusal anlamda çok tatmin edici. Herkesin canla başla çalıştığı, lise öğrencilerinden üniversite öğrencilerine, emekliler veya bir gün izi olan çalışanlar dahil orada. Gönüllü olmak, hayvanlara severek isteyerek bakmayı gerektiriyor. Kadıköy Belediyesi Geçici Hayvan Bakımevi bu anlamda son derece bakımlı ve çok iyi yönetiliyor. 


 


ARŞİV