Yenilikçi kamusal hizmetlerin tartışılmasına öncülük eden kurumlardan İDEA Kadıköy, geleceği şekillendirecek olan yapay zeka kavramını, yapay zekanın kamu, hizmetler açısından nasıl katkı sağlayacağını tartıştıracak seminer dizisine başladı.
Şubat, Mart, Nisan aylarında yapılacak seminerleri 100’ün üzerinde kişi katılırken, alanında uzman 15 kişi de sunum yapacak. Seminerler her perşembe 19.00 - 21.00, her cumartesi 15.00 - 17.00 arası gerçekleştirilecek.
Seminerlerin ilki 9 Şubat Cumartesi günü Sabancı Üniversitesi’nden öğretim üyesi Kemal Kılıç’ın katılımıyla yapıldı.
Kılıç, insanın her zaman kendini merkeze koymaya yatkın olduğuna değinerek konuşmasına başladı ve şunları söyledi: “Önemli insan algısına ilk tokat Kopernik’ten geliyor. Güneş sistemlerini ortaya koyuyor. Özel, önemli hissetme kaygısı yılmıyor; ‘merkezinde olmasak bile evrenin kralı biziz’ diyor. İkinci tokatı, genetik bilimi atıyor, insan için canlılarla örtüşüyorsun deniyor. Üçüncü tokat ise nörobilim tarafından, yapay zeka tarafından geliyor. Tek akıllı canlı bizler miyiz mesela? Yapay diye bahsettiğimiz zekayla, bizim zekamızın arasındaki farkı konuşmalıyız. ‘Yapay’ kavramı yanlış bir kavram olabilir, zaten kavram yaratılmış zekadan gelir ama yapay diye kullanıyoruz. O yapaysa biz neyiz?”
“Google Maps, yapay zekadır”
İnsan zekasının sınırlı olduğunu vurgulayan Kılıç, “Hepimiz güneşe baktığımızda aynı ışığı görüyoruz ama hepimiz farklı anlamlandırıyoruz. Karar verme süreçlerimizi açmak istiyorum. Genetik miras, kültür, geçmiş deneyimler, analiz hepsi etkili bunda. Yapay zekada da aynı şey var. Sensörler var, veriler kullanılır, karar verir ve eyleme geçer. Google Maps de yapay zeka. Sinyaller toplanır, istatistik kullanılır, öngörülerde bulunulur, problem kurulur ve harita çıkartır. ‘Bu yol 1 saat 12 dakikadır’ der.
“Farklılaşmamız gerekiyor”
“Öğrendikçe tekrar ediyoruz, tekrar ettikçe öğreniyoruz” diyen Kılıç, “Bir şeyi sürekli tekrarladığımızda diğerini sönümlendiriyoruz. Başka seçeneğin önünü kesiyoruz ve hep aynı şeylere yoğunlaşıyoruz. Artık yeni dünyada farklılaşma bizim mecbur kalacağımız bir süreç olacak. Biz eskiden kod yazardık robot onu yapardı. Şimdi otonom bir şekilde algılıyor, ne zaman, nasıl yapması gerektiğine karar veriyor. Teknoloji daha erişilebilir hale geldi. Artık açık veri, açık kaynaklı algoritmalar var. 5-10 dolara alabileceğin bir bulut var. Bahsettiğimiz dünya çok hızlı değişebilen, kaotik bir dünya. Bu konuşmayı vazgeçebilmeyi öğrenmeniz için yapıyorum. Konfor alanınızı terk edebilmeniz, yoğunlaştığınız şeyden çıkarak farklılaşabilmeniz gerekiyor. Yeni gelecek kuşakları da böyle eğitmeliyiz.” şeklinde konuştu.
Kılıç, şu an beyinde saniyede 100 kez sinyal tetiklemeyi yapılıyorsa, milyonlarcasını yapmak mümkün mü? sorusu üzerinde dururken 1950’lerde makalelerle başlayan yapay zeka tartışmalarının artık hayatımıza egemen olacak ya da bize yardımcı olacak bir kavrama dönüştüğünün altını çizdi: “Çoğu alanda, çoğu yerde yapay zekalar ya bizim yerimize ya da bizim yanımıza gelecekler. Bana sorarsanız zaten cebinizdeler şu anda. Gittikçe daha görünür olacaklar, olmamaları için bir neden yok. Veri, algoritmalar ve bilişim diye üç temel yol var. Üçünde de ilerleme devam ediyor ve daha da ilerleyecek. Buna engel olunamaz.”