Yaşasın Karikatür YAŞASIN MİZAH!

Gazete Kadıköy olarak silahlara karşı kalemlerin gücüne inandığımızı bir kez daha ilan ediyor, tüm dünyayla birlikte “Je suis Charlie” diyoruz.

16 Ocak 2015 - 09:43

Semra ÇELEBİ

Avrupa’nın göbeğinde, düşünce özgürlüğünün merkezi Fransa’nın başkenti Paris’te herkesi büyük bir şaşkınlık ve üzüntüye düşüren bir katliam yaşandı geçen hafta. 1969’dan beri yayın hayatını sürdüren siyasi mizah dergisi Charlie Hebdo’ya maskeli üç kişinin ağır silahlarla baskını sonucu 2’si polis 12 kişi yaşamını yitirdi; 11 kişi de ağır yaralandı. Sebep, Hz. Muhammed karikatürlerinin yayımlanmış olmasıydı.
2015’in bu ilk günlerinde gerçekleşen saldırı tüm dünyayı sarstı. 10 Ocak Cumartesi, Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun da aralarında bulunduğu ülke liderleriyle birlikte bir milyon kişi sokağa çıktı. Pek çok ülkede protesto gösterileri düzenlendi. Katliamın yaşandığı ilk dakikalardan itibaren sosyal medyada ve sokaklarda “Je Suis Charlie (Ben Charlie’yim) sloganları yükseldi.

“MÜREKKEP KURUMAYACAK'' 
Charlie Hebdo’nun geride kalan çalışanları, dergiyi devam ettirme kararı aldı. Katliamdan bir hafta sonra “Herkes affedildi” kapağıyla çıkan dergi 3 milyon basıldı ve farklı ülkelerde de yayımlandı. Leman, Uykusuz, Penguen gibi Türkiye’de çıkan mizah dergileri ise Charlie Hebdo özel sayısı hazırladı. Dergilerden yapılan açıklamalarda “Çok üzgünüz ama mürekkebin kurumasına izin vermeyeceğiz, bu sayımızı Charlie Hebdo’ya ayıracağız” vurgusu öne çıktı.
Bu saldırıdan en çok etkilenenlerin başında meslektaşlarının katliamına tanık olan karikatüristler ve mizahçılar geliyor. Özellikle sosyal medyadan tepkilerini dile getiren mizahçılar sık sık sağduyu çağrısında bulundu, şiddetle bir yere varılamayacağını vurguladı.
 
“O KURŞUNLAR BANA DA SAPLANDI” 
Biz de Gazete Kadıköy olarak bu semtin mizahçılarına katliamla ilgili düşüncelerini sorduk. Karikatürcü ve mizah yazarı Cihan Demirci, Charlie Hebdo katliamından nasıl etkilendiğini şu sözlerle ifade ediyor:
Uzun yıllar önce ömrümün 2 yıla yakın en güzel dönemini geçirdiğim Paris ve Fransa, 1789 devriminin ruhunu hep yüreğinde taşıyan, özgürlüklerin ve demokrasinin ülkesidir. Fransız mizah dergilerini ta 70’li yıllardan beri izlerim. Bizden çok daha cesur, çok daha gözü kara, daha atak bir mizah anlayışına sahip bu ülkede yaşananlar mizahın ve karikatür tarihinin en karanlık katliamıdır.
Tabii ki çok ama çok üzgünüm. O kurşunlar bana da saplandı. Çünkü biz demokrasi ve özgürlük kültürü henüz oluşmamış bu zavallı ülkede son 12 yıldır çok ağır bir baskı ortamı altında yazar-çizerlik yapıyoruz. Mizaha hem yazar, hem de çizer olarak 37 yılını vermiş, bu uğurda ciddi sıkıntılar da yaşamış bir mizahçıyım. Muhalif bir mizahçı olduğum için son 4 yıldır medyadan dışlanmış, atılmış bir halde yaşıyor sadece sosyal medyada yazıp-çizerek varlığımı zorlukla sürdürebiliyorum.
Mizah nasıl akla seslenen bir anlatım aracıysa, bu ilkel katiller de bir o kadar akıl yoksunu! Kısacası; ne orada, ne burada, karikatürcülerin-mizahçıların yaşam hakkını gasp ederek bu tür kanlı katliamlarla mizahı ve karikatürü asla bitiremezler, asla yok edemezler. Bu sadece daha sivri, daha keskin, daha muhalif, daha öfkeli bir mizahın ortaya çıkmasına neden olur ki, sonuçta kaybedenler hep aklın uzağına düşmüş caniler olur! Yaşasın mizah! Yaşasın karikatür!”
 
“DÜŞÜNMEYE VE ÇİZMEYE DEVAM” 
Uzun yıllardır Kadıköy’de karikatür eğitmenliği de yapan çizer Kamil Yavuz, böyle bir saldırının ardından “barış ve hoşgörü”ye vurgu yapıyor:
“Barış ve Hoşgörü: Bu başlık son bir aydır okullarda ve atölyede işlediğimiz konuların en başında geliyordu. Çünkü Şubat ayı sonunda her sene olduğu gibi bu sene de İtalya’da uluslararası bir yarışmaya katılacağız. Haftanın son günü sabah derse gittiğimde bütün öğrenciler Paris saldırısının bilincindeydiler, adet olduğu üzere hep bir ağızdan ‘Başınız sağ olsun’ dediler. Dünya karikatürünün başı sağ olsun, umarız bir daha böyle bir vahşet yaşanmaz. Düşünmeye ve çizmeye devam...”
 

  “SONRASINDA YAŞANANLAR KOMİK'' 
Çeşitli mizah dergilerindeki karikatürleriyle tanıdığımız ancak son olarak Kadıköy’de Tapir adlı çizgisiz mizah dergisi çıkarmaya başlayan Fatih Solmaz ise katliamdan sonrasına ayna tutuyor:  “Fanatik İslamcıların gerçekleştirdiği Charlie Hebdo katliamı için söylenmesi gereken hemen her şey söylendi. Ben bu saatten sonra; şöyle lanet etsem veya böyle kınasam klişeden öte bir şey yapmış olmayacağım. Olay elbette komik değil ama ben bir mizahçı olduğum için bunu sadece mesleki deformasyon olarak görünüz ve olayın komik yanlarına bakmamı hafiflikle değerlendirmeyiniz lütfen.Birincisi Başbakan Ahmet Davutoğlu gibi düşünce yapısı hakkında az çok fikir sahibi olduğumuz birisinin Paris’e Charlie Hebdo yürüyüşüne gidip katılması bana komik geldi. Zaten kendisine de gayet komik gelmiş olacak ki fotoğraflarından ve görüntülerden gördüğüm kadarıyla yürüyüş boyunca üzülmek, ciddi durmak yerine sürekli gülerek, neşe içinde yürüdü. İkincisi de Türkiye’deki İslamcılar Charlie Hebdo katillerini İsrail’e ötelemek için canla başla çalışıyorlar halen. Buna da gülüyorum. Ama keşke Charlie Hebdo dergisindeki meslektaşlarım katledilmeseydi de; milyonlar onların yazdıklarına, çizdiklerine gülmeye devam etselerdi.”

ARŞİV