Yeldeğirmeni'nde yeni edebiyat durağı

Alakarga Kitapçısı, kitap, kahve ve edebiyatın buluşma noktası olma amacıyla Yeldeğirmeni’nde açıldı. Eylül boyunca kahve alana kitap hediye...

03 Eylül 2025 - 13:49

 

Şehrin kitap ve yayıncılık başkenti Kadıköy’de, Yeldeğirmeni’nin denizi dik kesen sokaklarından birinde, çevredeki konutların ve dükkanların arasında bir edebiyat durağındayım. Burası Kadıköylü Alakarga Yayınları’nın çiçeği burnunda kitap-kafesi. Alakarga Kitapçısı, yayınevinin 13 yıldır savunduğu edebiyat anlayışını mekânsal bir deneyime dönüştürüyor. 

Detayları Alakarga Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Zeynep Eşin’den dinleyelim.

  • Biraz başa dönelim ve bilmeyenler için Alakarga’yı  anlatın lütfen.

Alakarga Yayınları 2012’nin başında kuruldu ve Mart 2012’de ilk kitaplarını yayımlamaya başladı. Yola çıkış amacı, yalnızca “iyi edebiyat” yayımlamak, hem dünya edebiyatının önemli metinlerini Türkçeye kazandırmak hem de yerli yazarların yeni seslerini edebiyat dünyasına katmaktı. Bu doğrultuda yüzden klasiklerden çağdaş dünya edebiyatına, düşünce kitaplarından genç kalemlerin öykü ve romanlarına uzanan geniş bir yayın çizgisi var. Alakarga, “okurunu bekleyen sıkı edebiyat” mottosuyla hareket eden, edebiyatı ticari bir metadan ziyade kültürel bir zenginlik olarak gören bir yayınevi. Bugün hâlâ, kuruluşumuzdaki  o bağımsız, yenilikçi ve cesur ruhu taşıyoruz. 

“YALNIZCA İYİ EDEBİYAT”

  • Yayın çizginiz nedir?

Yayın çizgimiz en başından beri ‘Yalnızca iyi edebiyat’ mottosuna dayanıyor. Edebiyatı bir vitrin süsü ya da hızlı tüketilen bir metadan çok, kültürel ve düşünsel bir değer olarak görüyoruz. Yayın çizgimizde çeşitlilik var ama dağınıklık yok. Edebiyat tarihinin kilometre taşlarını yeniden yayımlıyoruz; diğer tarafta Latin Amerika’dan, Uzakdoğu’dan ya da Avrupa’nın genç kalemlerinden çağdaş metinleri okurla buluşturuyoruz. Bunun yanında, Türk edebiyatında daha yolun başındaki yazarların da dosyalarına kapımızı açık tutuyoruz. Yani Alakarga’nın çizgisi, hem geçmişin izini sürmek hem de bugünün sesini yakalamak. Bizim için önemli olan tek şey, estetik ve edebi niteliğin yüksek olması.

  • Kuruluşunuzdan bugüne 13 sene geçti. Bu rotadan hiç çıktınız mı?

13 yıldır aynı rotada ilerlediğimizi rahatlıkla söyleyebilirim. Çünkü Alakarga’nın kuruluş amacı baştan belliydi: yalnızca nitelikli edebiyatı okura ulaştırmak. Elbette yayıncılık yolculuğunda ekonomik zorluklar, piyasanın dalgalanmaları, okur alışkanlıklarının değişimi gibi faktörlerle karşılaştık. Ama bunlar bizi çizgimizi değiştirmeye değil, daha da sağlamlaştırmaya itti. Kimi zaman yeni dizilerle, kimi zaman genç yazarlara alan açarak yayın programımızı çeşitlendirdik. Bu çeşitlilik, bizi asıl rotamızdan –edebi değeri yüksek, kalıcı metinler yayımlamaktan– hiç uzaklaştırmadı. Bugün geriye baktığımızda, hem klasiklere hem çağdaş dünya edebiyatına hem de yerli edebiyatın yeni seslerine aynı titizlikle yaklaşmaya devam ettiğimizi görmek, bize doğru yolda olduğumuzu gösteriyor.

  • Şimdi de kitapçı-kitabevi açtınız Eylül ayı itibariyle.

 Evet, Alakarga Yayınları’nın bir nevi evi olacak kitapçımızı açtık. Burası aslında yayınevinin 13 yıllık yolculuğunun doğal bir devamı. Yayınevi olarak “yalnızca iyi edebiyat” mottosunu nasıl koruduysak, kitapçımızda da aynı ilkeyi sürdüreceğiz. Yani burada ticari kaygılardan çok, kültürel üretim, edebiyat sevgisi ve okurla gerçek bir bağ kurma arzusu var. Buranın edebiyatla ilgilenen herkes için yeni bir nefes, bir uğrak yeri ve bir dayanışma alanı olmasını umuyoruz. Burası yalnızca kitap satılan bir mekân değil, aynı zamanda okurların buluşacağı, edebiyat sohbetlerinin, atölyelerin, film ve belgesel gösterimlerinin yapılacağı bir kültür alanı olacak. 

KAHVE İÇENE KİTAP HEDİYE

  • Aynı zamanda bir kitap-kafe de diyebilir miyiz? Artık kitap yanında kahve olmadan olmuyor malum, özellikle sosyal medya paylaşımlarında.

Bizim için kitap elbette merkezde ama kahve de artık okuma kültürünün ayrılmaz bir parçası. Okur bir yandan kahvesini yudumlarken diğer yandan sevdiği bir kitabın sayfalarında kaybolabilsin istedik. Ve açılışa özel küçük bir sürprizimiz var: kahvesini içmeye gelenlere seçili kitaplarımızdan birini hediye edeceğiz. Böylece hem mekânımızla tanışacaklar hem de yanlarında Alakarga’dan bir kitap götürmüş olacaklar.

  • Ekonomik kriz ortamında kitapla ilgili bir mekan açarken endişe ettiniz mi?

Elbette endişelerimiz oldu. Kitap zaten ‘lüks tüketim’ gibi algılanıyor, kâğıt ve baskı maliyetleri sürekli artıyor. Ama biz tam da bu nedenle, okurla doğrudan temas kurabileceğimiz, kitapla kahvenin bir araya geldiği sıcak bir mekân açmayı anlamlı bulduk. Biraz riskli ama aynı zamanda umutlu bir adım bu. Çünkü biliyoruz ki okur, nitelikli edebiyatı bulabileceği ve kendini ait hissedebileceği mekânlara her zaman sahip çıkıyor.

  • Alakarga zaten Kadıköy menşeili bir yayınevi. Osmanağa’dan Rasimpaşa’ya geçtiniz. Yeldeğirmeni’ni seçmenizin özel bir sebebi var mı? 

Evet, Alakarga başından beri Kadıköy merkezli bir yayınevi. İlk yıllarımız Osmanağa’da geçti; şimdi ise Rasimpaşa Mahallesi’nde, yani Yeldeğirmeni’nde yeni bir sayfa açıyoruz. Bu semti seçmemizin sebebi çok net: burası son yıllarda hem kültürel hem de sanatsal açıdan ciddi bir canlılık kazandı. Sokakları, kafeleri, atölyeleriyle yaşayan bir mahalle. Biz de kitaplarımızı böyle canlı bir atmosferde, insanlarla birebir temas kurarak sunmak istedik.

  • Kadıköy’de sizin gibi bağımsız küçük kitapçılar olduğu gibi, bankalara ait büyük kitabevleri de var. Dayanışma ve rekabet bu durumda nasıl olacak sizce?

Kadıköy’de küçük bağımsız kitapçılarla büyük sermayeli zincir kitabevleri yan yana var olabiliyor. Biz kendimizi rekabetten çok dayanışmaya yakın hissediyoruz. Çünkü bağımsız kitapçıların ortak bir ruhu var: okurla doğrudan ilişki kurmak, kültürel bir alan yaratmak. Büyük kitabevlerinin güçlü tarafı kuşkusuz ticaret; bizim avantajımız ise samimiyet, süreklilik ve edebiyatın merkezde olduğu bir ortam yaratabilmek. Biz okurların sadece kitap satın alacağı değil, aynı zamanda sohbet edeceği, paylaşacağı bir mekân olmayı hedefliyoruz.

  • Kadıköy’ün sahaf ve yazın geleneği güçlü bir ilçe. Bu sizi nasıl etkiliyor ve siz bu ekosisteme nasıl katkı sunmayı düşünüyorsunuz?

Kadıköy’ün sahaf ve yazın geleneği de bize ilham veriyor. Bu topraklarda yıllardır kitap, dergi, tartışma ve fikir üretimi hep canlı oldu. Biz de bu ekosisteme yeni bir soluk getirmek, okurları yazarlarla buluşturmak, atölyeler, söyleşiler ve kültürel etkinliklerle sahaf geleneğinin yanına çağdaş bir ‘yaşayan edebiyat mekânı’ eklemek istiyoruz. Kadıköy’ün zaten güçlü olan edebiyat damarına kendi rengimizi katmayı arzuluyoruz. Burası yalnızca kitap satılan bir dükkân değil, bir buluşma noktası olsun istiyoruz. Edebiyatın yanına sinemayı, müziği, masalı, sohbeti ve dostluğu koymak niyetindeyiz. Okurlarımızın yalnızca kitap alıp çıkacağı değil, vakit geçireceği, paylaşacağı, hatta kendi üretimlerini konuşabileceği bir yer yaratmak derdimiz.

 

ARŞİV