Gazete Kadıköy olarak, Tasarım Atölyesi Kadıköy (TAK)’ta düzenlenen “Doğaçlama Kent Keşfi” atölyesine katıldık; bir mahalleyi doğaçlama gezmeyi deneyimledik…
Filtre Platform; sanat, zanaat ve tasarım ile ilgili konularda araştırmayı, fikir geliştirmeyi ve yaratmayı sağlayan sosyal bir etkinlik platformu. Çeşitli ortaklıklar ile kentin çeşitli mekânlarında atölyeler, konuşmalar ve geziler düzenliyor. Keşfetmeye önem veren Filtre Platform, süreçlerin, etkinliklerin ve ürünlerin özgün, alternatif ve yaratıcı olmasına odaklanıyor.
Mimar/Müzisyen Tolgay Keskin’in kolaylaştırıcı olarak yer aldığı bu atölyede, caz müziği ve Yeldeğirmeni’nin tarihi ile mahallelerin mimarî yapılarından örnekler sunularak doğaçlama ilkeleri hakkında bilgilendirildik. Sonrasında ses ve beden alıştırmaları eşliğinde bireysel ifadeye yönelik bir oyun oynadık. Notaların bireye nasıl özgürlük ve esneklik katabildiğini, doğaçlamanın alt yapısında kullanılan enstrüman ve gramerin ne kadar önemli olduğunu görsel materyallerle anlamaya çalıştık ve kenti, kendi müziği olan kademeli eserler topluluğu olarak görerek, 1 buçuk saatlik keşfetme yolculuğuna koyulduk.
RİTMİK ADIMLAR
Yeldeğirmeni’ni iki kişilik gruplar halinde sezgileriyle sokak sokak gezip, özgün düşünceleriyle çevresindeki insanları da bu deneysel keşif yolculuğuna dahil eden 11 katılımcı, hazırlayıp belgeledikleri çalışmaları ekip arkadaşlarına sundu. Gündelik hayatın ritmine kendini bırakan bu sezgisel yolculukta katılımcıların çalışmaları ise şöyleydi:
- Burak Şen ve Serra Güvengez, kaldırımlarda ve yaya yollarında yaya akışındaki aritmiye neden olan öğeleri araştırdılar. Bir geçitteki kedi, yaya akışını durdurmaktaydı. Kaldırımı kaplayan bir çöp konteynırı, yayalar ve yoldan geçen araçlar arasında gerilimli anlara neden olmaktaydı. Kaldırımda yavaş ilerletilen bir alışveriş arabası, ardında yaya konvoyu oluşturmakta ve tehlikeli sollamalara neden olmaktaydı. Kaldırımın çoğunluğunu sohbet etmek üzere kaplayan bir grup insan ise yayanın düz akışını bozmaktaydı.
- Ebru Gül Çakır ve Hüma Sıvuran, karşılıklı birbiri üzerine yürüyen iki insanın karşılaştıklarında yaşadıkları o rahatsız edici duraksama, tereddüt ve geçiş anını yaratmak üzerine deneyler yaptılar. Deneyleri, direk insanların üzerine yürümek, fark ettirmeden insanların üzerine yürümek, bir anda ters dönüp insanların üzerine yürümek, vb. olarak çok çeşitliydi.
- Ece Savaş, Mindy Harrell ve Martina Vrankar, genelde çocukların oynadığı sabundan balon yapan oyuncakları ile çok farklı yaşlardan insanlar üzerine deneyler yaptılar. Direkt insanlar üzerine de balon üflediler, meraklı insanlara üfletmek üzere de teklif götürdüler. Yürüyen kişilerin akışlarını bozarak eğlenceli bir durak yarattılar. Her kesimden insanın içindeki çocuğa kulak vermelerini ve onunla diyaloga girmelerini sağladılar. Bazı insanlar, içlerindeki çocukla iletişime kapalılardı ve bunu dile getirmeleri de deney için yeterliydi.
- Emre Yorgancıgil ve Elif Nur Sarı, hayvanlar için suyla doldurdukları bir kabı sokaklarda nereye yerleştireceklerini insanlara sorarak bulmaya çalıştılar. Yardımcı olan birçok insan, hem hayvanların güvenle su içmeleri için en ideal yeri bulma konusunda akıl yürüttü hem de var olan su kaplarının yerlerini fark etti ya da hatırladı. Mahallede ne kadar çok su kabının bulunduğu da fark edilmiş oldu.
- Münevver Çelik ve Gaye Poçan, mahalleliye çeşitli yerlerin adreslerini sordular ancak tarif ettikleri yönün tersine gittiler. Bu sabrı zorlayan durumda insanların hem tepkilerini ölçtüler hem de kendi rotaları için yaratıcı bir yöntem geliştirmiş oldular.
Katılımcıları, bilinmeyen karşısında tetikte olmaya, kişisel bakış açılarını paylaşabilmeye, kendilerini tanımaya, sorumluluk almaya ve özgüven kazanmaya sevk eden bu etkinlik sanata, zanaata, tasarıma meraklı olan herkesi bir araya getirmeyi başardı.
15 Ağustos’ta etkinliklere ara verecek olan Filtre Platform, 15 Eylül’den itibaren atölyelerine devam edecek.