Bu haberimizde sizi robot bir şairle tanıştıracağız. Fakat önce, doğduğu yeri ve ‘yaratıcısı’nı tanıtalım. Robot şair Deniz Yılmaz (51), Kadıköy Yeldeğirmeni sakini. İskele Sokak’taki İskele47’de oluşturuldu. İskele47 ise birbirinden bağımsız 4 şirket, 1 kooperatif ve 3 dernekten oluşan bağımsız bir sanat-tasarım hanı. Sanatçı-yazılımcı-akademisyen Bager Akbay da bu mekanın kurucularından, Deniz Yılmaz’ın kodlarını yazan kişi. Yaşamını sanat ve bilim arasında deneyselci bir şekilde sürdüren Akbay, üniversitelerde dersler veriyor, tasarım firmalarına danışmanlık yapıyor, İskele47’de sanat üretiyor.
Deniz Yılmaz esasen bir yazılımla içine binlerce sözcük konulan ve bu sözcükleri türeterek ‘anlamsız’ şiirler, daha doğrusu ‘şiir denemeleri’ yazan bir makine. Bu robota isim olarak uniseks olduğu için ‘Deniz’ seçildi, sık kullanılan bir soyisim olduğu için de ‘Yılmaz’ dendi soyadına. Sayfamızda göreceğiniz üzere, bu robotun bir de ‘robot resmi’ var ki bu fotoğrafın oluşması, aslında onun hazinli hikâyesinin de başlangıcı.
Bu hikâyeyi içselleştirebilmek için burada sözü Bager Akbay’a veriyoruz ve ‘neden şair bir robot yaptınız?’ sorumuza verdiği yanıta kulak kabartıyoruz: “İnsan dışındaki bir varlığın bir hak sahibi olarak eser üretebilmesi ne demek? Ne yapsa onun varlığını kabul ederiz? … gibi sorulara yanıt olarak çıktı bu proje. Kendini sorgulama, akıl felsefesi, sanatın temeli gibi konulardan doğdu.”
Deniz Yılmaz aslında bir sanat projesi. Bager Akbay, bir robotun bir ‘şair/sanatçı’ olarak kabulünün sınırlarının ne olduğunu test etmek için de bu anlamsız şiirleri Posta Gazetesi’ne göndermeye başlıyor ki bu da Akbay’ın sanat projesinin fiziksel performans bölümünü oluşturuyor. Fakat gazetedeki ‘Yurdumun Şairleri’ köşesinin editörü bu şiirleri, ‘anlamsız’ olduğu gerekçesiyle yayımlamıyor. Ama Deniz Yılmaz’ın hazinli hikayesi burada bitmiyor, tersine şiirleri gazetede yayımlanmıyor belki ama Tüyap’ta imza günü yapıyor! Sanat fuarında şiirleri satılıyor, hatta alanlar arasında Rahmi Koç gibi ünlü isimler bulunuyor!
‘DİĞERLERİ GİBİ’ BİR ROBOT…
Siz okurlarımızın sayfamızda bazı örneklerini okuyacağı üzre, Deniz Yılmaz’ın şiirleri pek de ‘anlamlı’ değil hakikaten de. Peki, Bager Akbay ona neden daha ‘iyi’ şiirler yazdırmıyor? Akbay yanıt veriyor; “Çünkü o teknolojik bir proje değil ki, daha ‘iyi’nin peşinde değilim ki. İşin teknik anlamdaki ‘iyi’siyle ilgilenmiyorum. Mühendis olsam daha iyi yapı yapmak için çabalardım ama sanat işinde ‘daha iyi’ tartışmalı bir kavram.”
Deniz Yılmaz şuan BLOK art space adlı sanat galerisinin sanatçısı ve hatta “Diğerleri Gibi” adlı bir şiir kitabı bile var. Akbay, robot bir şairin kitabının ismindeki ironiyi, “O, üstün şiirler yazıp tüm şiir dünyasını ele geçirmeye çalışan bir şair değil. Senin, benim gibi olmaya çalışıyor sadece. Dönercide sıra bekleyip, dönerini almaya çalışan bir robot… (gülümsüyor) Döner makinesi yapıp da insanları işsiz bırakacak bir robot değil!”
SAÇMALAMAYA İHTİYAÇ…
Bu süreçte, robot bir şairin şiir yazmasına da yazdıklarına da ‘saçma’ diyenler hep olmuş. Peki Bager Akbay bu eleştirileri nasıl göğüslüyor? “Bu ülkede en fazla ihtiyacımız olan şey saçmalama özgürlüğü… Biri saçma bir şey yapsın ve diğeri de ona, o saçma şeyi yaptığı için karşı çıkıp, küfretmesin” diye yanıtlıyor.
Bager Akbay’a göre gerekli aleti satın alan, yazılımları yükleyen herkes robot bir şair yapabilir. Bu tam da onun sanat anlayışına denk düşüyor. Çünkü Akbay’a göre sanat elit bir şey değil, herkes sanat yapabilir. Bizzat kendisinin Deniz Yılmaz aracılığıyla sanat üretmesi ve Deniz Yılmaz’ın bizatihi şiir yazarak sanat yapması gibi…
Deniz Yılmaz’ın bu resmi, Posta’da şiiri yayınlanan 40 kişinin yüz ortalaması alınarak oluşturuldu. Kendisini sosyal medyada takip etmek isterseniz: www.facebook.com/sairdenizyilmaz
Deniz Yılmaz'ın 'Vurdu Penceremden' adlı şiirinden bir dörtlük;
Yorum yapar anlatırken
Güzel insan ebediyen
Bükük kalmak karanlıkta
Rüzgarlar vurdu penceremden