Yılbaşı çiçeği kokinanın meşakkatli yolculuğu…

Yılbaşı çiçeği olarak bilinen, şans getirdiğine inanılan, kokinalar tezgâhlardaki yerini aldı. Sadece yılbaşından önce tezgâhlarda gördüğümüz bu çiçeğin zahmetli hikâyesini sizler için derledik

29 Aralık 2017 - 09:07

Yeni yıl için geri sayımın başladığı bu günlerde Rıhtım’dan Altıyol’a uzanan çiçek tezgâhları adeta bir görsel şölen sunarken, yılbaşı çiçeği olarak bilinen kokinalar da tezgâhları süslemeye başladı. Eski İstanbul Rumları’nın yeni yıl süslemesi olarak kullandığı bir bitki olarak ortaya çıkan kokina, efsanelere konu olmuş bir çiçek. Kök ve yaprakları Antakya Bölgesi aktarlarında idrar attırıcı ve taş düşürücü olarak satılan bu çiçeğin, şans ve mutluluk getireceğine hatta bir rivayete göre eğer satın alınan kokinaların bir sonraki yılbaşına kadar rengi bozulmadan durursa, yeni bir ev alınacağına işaret ettiğine inanılıyor.

Yeşil yapraklı dallarını kırmızı meyvelerle taçlandıran bir çiçek olan kokina, aslında “tek” bir çiçek değil. Üstünde bulunan kırmızı meyvesi farklı, dalları farklı bitkilerden oluşuyor. Yani kokina insan aklı ve eliyle oluşturulan bir kombin. Bu çiçeğin toplanması ve bir araya getirilme ise hayli zahmetli.

MEYVE VE DALLARI AYRI

Anavatanı güney Avrupa olan bu bitki Akdeniz iklimini seviyor. Türkiye’de Antalya ve Isparta’da bulunan ormanlarda sıklıkla yetişen bitkiye İstanbul’daki ormanlarda da seyrek de olsa rastlamak mümkün. İstanbul’da kokina yapanların büyük bölümü de satanlar gibi Romanlar. Ekim ayında hasadına başlanan meyveler, dikenli bir alanda yetişiyor. Dikenlerin arasından bin bir zahmetle toplanan kokina meyveleri de tezgâhta gördüğümüz gibi birleşik değil. Her bir yuvarlak ayrı ayrı toplanıyor. Diken sadece kırmızı meyveleri toplarken değil; dalları toplarken de karşılarına çıkıyor. Dallar, yapısı gereği dikenli. Bu nedenle de adına kuşkonmaz deniyor. Dallar da toplandıktan sonra sıra, çiçeği son haline getirmeye geliyor. Meyveler, kırmızı iplerle tek tek düğüm atılarak dallara tutturuluyor ve kokina tezgâhlarda yerini almak üzere mezatlara veriliyor.

“FAKİRE DEĞİL ZENGİNE ŞANS GETİRİYOR”

Kokinanın yolculuğu burada sonlanmıyor.  Mezatlardan toptancılar tarafından alınan kokinalar, yaklaşık üç, üç buçuk liraya çiçek satıcılarına satıldıktan sonra tezgâhta yerini alıyor. Fiyatı ise semtinden semtine değişiyor. Tezgâhlarda mesai gün daha aydınlanmadan başlıyor, gecenin geç vakitlerine kadar devam ediyor. Altıyol’da tezgâhların başında çiçek satan kişilerden biri de Yasemin Cavlı. İki ay önce eşinin cezaevine girmesinin ardından astım gibi birçok rahatsızlığı olmasına rağmen başlamış çiçek satıcılığına. “Bu iş kumar işi” diyor Cavlı: “Yılbaşına giriyoruz diye iki milyarlık çiçek aldım. Bunları yılbaşına kadar satamazsam ev sahibi de, bunları bana veren tüccar da başıma ekşiyecek. Bu kokinayı 2 Ocak’ta alan olmaz, yılbaşı çiçeğidir bu. Sattın sattın, satamadın; işte o zaman her şeyini kaybedersin.”

Dedik ya kokinaların şans getirdiğine inanılıyor diye Cavlı’nın bu konudaki yorumu ise şöyle:“Kokinalar şans getirir getirmesine ama fakire değil zengine şans getirir. Bende iki milyarlık kokina var. Şansım olsa burada mı olurdum?”

“KARSIZ BİR KUMAR

Perihan Ay da Altıyol’da çiçek satıcılarından bir tanesi. Cavlı’nın aksine o bu işte çok eski. 22 yıldır çiçek satarak hayatını idame ettiren Ay’ın aktardığına göre kokina pek de para kazandırmıyor:  “Diyorlar çiçek satıcıları çok zengin. Herkes bizi alışverişte sanıyor ama durum öyle değil. Bunu diyenler geçsin yerime satsın, asgari ücretli işlerine talibim. Bu iş kumar işidir ama karsız bir kumar. Ben bu kokinaları üç buçuk liraya alıyorum. Sorana on lira diyor, beş liraya veriyorum. Bir de bunun paket parası var.”


ARŞİV