ZEKI ALASYA'YA VEDA…

Darbe döneminin en karanlık günlerinde, evlerine sıkıştırılmış bir halka, kahkahayla umut veren Devekuşu Kabare’nin unutulmaz oyuncusu Zeki Alasya, sonsuzluğa uğurlandı

14 Mayıs 2015 - 15:42

70li ve 80li yılların en çalkantılı, yasaklı ve sıkıyönetimli günlerinde hem beyaz ekrandan hem de sahneden insanlara umut ve kahkaha veren Zeki-Metin ikilisi, 8 Mayısta sonsuza dek ayrıldı. Tiyatro ve sinemasının usta oyuncusu Zeki Alasya, 72 yaşında yaşamını yitirdi.
1943te İstanbulda doğan Zeki Alasya 1959da amatör olarak oyunculuğa başladı. 1973 yılında sinemaya adım atan usta oyuncu, Metin Akpınarla Türkiye sinemasına damga vuran ikili oldu. Köyden İndim Şehire, Salak Milyoner, Mirasyediler, Güler misin Ağlar mısın, Nereye Bakıyor Bu Adamlar, Hasip ile Nasip, Aslan Bacanak, Şaka Yapma, Patron Duymasın gibi Türk sinemasının unutulmaz sinema filmlerinde rol alan Alasya, Güle Güle, Oyunbozan, Ömerçip, Rus Gelin gibi 20ye yakın filmin de yönetmenliğini yaptı. Televizyon dizilerinde de roller alan Alasya Cennet Mahallesi dizisinin komiseri, Yabancı Damatın Ökkeş Ustası, Akasya Durağının Nuri Babası, en son Küçük Ağa dizisinin de Mehmet Ağası olmuştu. Sanatçı hastaneye yatmadan önce zengin işadamı Himmet karakteriyle Sugar/Balım müzikalinde rol alıyordu.
Jülide Adak ile evli olan sanatçı, şarkıcı Zeynep Alasyanın babasıydı. Alasyaya 1998de devlet sanatçısı unvanı verilmişti.

DEVEKUŞU KABARE İLE TAŞLAMA
Gençler onu belki de sadece sinema filmlerinden ve son dönem dizilerinden tanır ama 80li yılların yasaklı dönemlerini yaşayanlar için Zeki Alasyanın adı Devekuşu Kabare ile özdeşleşmiştir.
Çeşitli tiyatrolarda çalışan sanatçı 1967de Haldun Taner öncülüğünde, Metin Akpınar ve Ahmet Gülhanla birlikte Devekuşu Kabareyi kurdu. Kabare, ilk yıllarında Haldun Tanerin oyunlarını, daha sonrasında başka yerli yazarların da oyunlarını sahneledi. Yasaklar dönemin darbeci yönetimini esprili bir dille eleştiriyordu. Devekuşu Kabarenin video kasetleri evlerden eksik olmuyordu.

KADIKÖYDE BULUŞMUŞLARDI
Uzun zamandır birlikte iş yapmayan Zeki Alasya ve Metin Akpınar en son Kadıköy Belediyesinin üstatları Haldun Taner için düzenlediği anma gecesinde buluşmuşlardı.
Kendilerine başarınızın sırrı nedir diye sorulduğunda şans cevabını verdiklerini söyleyen Alasya; Haldun Taner gibi bir adamla tiyatro yapıyorsanız başarınızın nedeni şans değil de nedir diye sormuştu.
Sanat ve edebiyat alanında yaşanan sansür ve baskıyı eleştiren Metin Akpınar, Dönemin Kültür Bakanları heykellere peştamal giydirirdi şimdi ise kadavraya don giydiriyorlar derken  Zeki Alasya Öylesine özlüyorum ki Haldun Taner yeniden Devekuşu Kabareyi yazsa biz de oynasak tahmin ediyorum dört ya da beş gün sonra yasaklanır şeklinde konuşmuştu.

CANININ YARISIYDI
Neredeyse bir ömrü paylaştığı dostu Metin Akpınarın, Alasyanın ardından söylediği sözler acısının derinliğini anlatıyordu: Zeki benim yarımdı. Yarım gitti, canım gitti. Her ölüm erkendir, ama Zeki erken öldü. 1962de tanıştık. Ondan önce de kader bizi birleştirmişti. Babalarımız aynı yerde çalışırdı. Kader bizi birleştirdi. Annelerimizin imamları bile aynıydı. Bu yazgı bizi birleştirdi ve ölüme kadar da ayrılmadık.
22 Nisanda karaciğer rahatsızlığı sebebiyle hastaneye kaldırılan Zeki Alasya, 8 Mayıs 2015 tarihinde hayatını kaybetti. Cenazesi 10 Mayısta Levent Camiinden alınarak Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi. Oyuncu Ayşen Grudanın söylediği gibi Zekinin kaybıyla her ilden bir cenaze çıktı”…
 
HAYATIMIZ KADIKÖYDE GEÇERDİ
Usta oyuncu Zeki Alasya, sıkı bir Fenerbahçe taraftarıydı, hatta kendini hasta Fenerbahçeli diye tanımlıyordu. Alasya 2012 yılı Kasım ayında Fenerbahçe Dergisi'ne verdiği röportajda takımına olan sevdasını Bizim hayatımız Fenerbahçe Stadında geçerdi cümlesiyle anlatmıştı: Bizim hayatımız Fenerbahçe Stadında geçerdi. Belli bir yaşa kadar Fenerbahçenin hiçbir maçını kaçırmadım. Zamanla Fenerbahçe aşkı, renk aşkı, oyunculara aşk, yerini başka hiçbir aşka bırakmayacak şekilde insanı zapt ediyor sanırım fanatizm dedikleri şey de bu. Kendim gözüm kapalı fanatik olmama rağmen ve başarısızlıklarımızda da objektif düşünebilmeme rağmen tabir-i caizse hasta bir Fenerbahçeli oldum.

ARŞİV