Özgür Yazılım Derneği, tüm yazılımları herkesin kullanabilmesini, araştırmasını ve paylaşıp geliştirmesini savunan, internetin insanlığın yarattığı en büyük ve özgürleştirici makine olarak amaçlanmasından ötürü hak ettiği şekilde özgür ve erişilebilir olduğunu düşünen, mahremiyetin asli bir kavram olduğunu ısrarla vurgulayan insanların biraraya geldiği bir dernek.
Özgür Yazılım Derneği, asıl olarak Richard M. Stallman tarafından temelleri atılan özgür yazılım ve özgür toplum hedefine varmak için çalışıyor bu çerçeveden insanlara dijital ortamlarda ve kısmen fiziksel alanlarda kendilerini nasıl koruyabileceklerini, mahremiyetlerini nasıl sağlayabileceklerini anlatıyor.
Bu çerçevede dernek, 5 Ekim Cumartesi günü Tasarım Atölyesi Kadıköy’de bir atölye düzenledi. Tüm dünyada düzenlenen, gayrimerkezi olarak yürütülen bir hareket olan “Cryptoparty” adıyla yapılan etkinlikte Özcan Oğuz, kriptolojinin tarihini ve derneği anlatırken, Alper Atmaca GnuPG, XMPP ve OTR, Onur Çelik Tor, VPN ve tünelleme konularında sunumlar yaptı.
KIRILMASI İMKÂNSIZ ŞİFRELER VAR
Kriptolojinin tarihi hakkında bilgiler veren Özcan Oğuz, şunları söyledi: “Kriptolojinin Türkçesi şifrebilim. Kriptografi ve kriptoanaliz olarak iki alt alanı vardır. Kriptografi ilgili verinin üçüncü şahıslar tarafından anlaşılamayacak hale getirilmesidir. Kriptoanaliz ise şifreleme yöntemlerinin zayıf yönlerini tespit eden, onları kırmaya çalışan bilim dalı. Kriptografinin gizlilik, bütünlük, kimlik denetimi, inkâr etme ve edilememe gibi temel amaçları vardır. Bütünlük yazdığınız metnin değiştirilmeden karşı tarafa ulaşmasını garanti etmektir. Kimin gönderdiğini anlayamamanızı sağlayan ise inkâr edilebilirlik/edilemezliktir.”
Açık metin, şifreli metin ve anahtar kavramlarının temel kavramlar olduğunu söyleyen Oğuz, eski şifreleme yöntemlerini aktardı: “Örneğin, Caesar şifreleme yönteminde her harf alfabede n kadar kaydırılarak şifreli metin elde edilir. M.Ö. 100-44 arasında ortaya çıkmıştır. Danimarkalı bir bilim insanı orhun yazıtlarını kırmıştı örneğin. Vigenere şifreleme yöntemi ise 1553’te ortaya atıldı ve bu yönteme polialfabetik şifreleme yöntemi de denir. Anahtarlı yöntemdir. Blaise de Vigenere’in adı verildi. Vernam geliştiriyor bunu. Kırılması teorik olarak imkânsız hala. Anahtar uzunluğu ile açık metin uzunluğu aynı, dolayısıyla sonsuz ihtimal var. Dışişleri bakanlıkları, istihbarat teşkilatları tarafından hala kullanılıyor.”
Etkinlik, kullanıcıların kendilerini nasıl koruyabilecekleri hakkındaki örnekler, bu alandaki kavramların tanıtılmasıyla son buldu.