‘’90’larda moda kurbanıydık’’

90’ları genç bir kız olarak hem Cadde’de hem Beyoğlu tarafında geçiren Özlem Akalan, o günleri anlattı

09 Şubat 2017 - 12:02

Doğma büyüme Bağdat Caddesi sakini olan gazeteci (emekli) Özlem Akalan, bir ayağı Cadde’de bir ayağı Beyoğlu’nda geçirdi 90’ları. Göztepe’deki evinde ziyaret ettiğimiz Akalan ile geçmişe daldık…

-90'lar size neler anımsatıyor?

Güzel günleri… 19-20 yaşlarımdaydım ve gece dışarı çıkmaya başlıyorum bir yandan okuyorum bir yandan çalışıyorum param da var. Eğlence hayatı açısından bakınca bugünlere göre çok daha keyifliydi. Mesela eskiden mesela kadınlar tek başına pek dışarı çıkmazdı, o kırıldı 90'larda.

-Kadıköy'de nerelere giderdiniz?

Akdeniz'e giderdik.  Bomonti'ye gidip pinpon oynardık. Kadıköy’de takılırdık elbette ama ama Ortaköy ve Taksim'de de çok takılırdık. 90'ların ilk yıllarında çok fazla kafe yoktu gidecek. Gece hayatı bu yakada hiçbir zaman yoktu. Düşünün Barlar sokağı bile yoktu. Gündüz takılma cafeleri vardı. Caddebostan'da Pizza Teras, Cadde’nin ilk pizzacısı.  Moda'da Pub Rally ve Kırıntı’ya giderdik.

-Asıl sizin evinizin olduğu Bağdat Caddesi’ni anlatın bize.

Bağdat Caddesi'nde çok fazla yer yoktu. Sadece alışverişe çıkardın dolaşmaya çıkardın. Şimdiki gibi kahve zincirleri olmadığında, ‘Hadi bi kahve içelim’ diye bir şey yoktu. Şuan Erenköy Starbucks olan yer meşhur Kristal Büfe’ydi. Zaten o büfenin yıkılıp yerine bu kahve dükkanın açılması bir devrin kapanmasıydı bence. Kristal Büfe efsaneydi. Tüm hafta para biriktirirsin, afta sonu olduğunda Kristal büfeye gidersin. Tabi dev bir kuyruk. Saatlerce beklersin bir patates bir kola bir hamburger alırsın ki zaten fazla seçenek yok.  Orada hiç unutmam (öldüyse Allah rahmet eylesin yaşıyorsa Allah ömür versin) kel kafalı bir amca vardı. Yemeğin bittiği an başında dikilir ve ‘Hadi gençler hadi, bir şey yemiyorsanız gidin’ derdi. Aklıma ilk anda 90’lar değil de 80’ler geliyor. Cuma günü okuldan eve gelir, üstümüzü hızlıca değiştirip Cadde'ye çıkardık. Bir aşağı bir yukarı dolaşırdık. Asya Pazarı'yla Şaşkınbakkal arası, Suadiye'nin sonrasına gidilmezdi pek.

Bizim zamanımızda kafe olmadığı gibi içki içilen yerler de yoktu zaten içki içmeye iznimiz de yoktu 90’ların başında. 19 yaşında liseden mezun oldum. Yine hala Kadıköy’de gezilecek, eğlenecek pek yer yoktu. 90'larda Beyoğlu müthiş bir değişim geçirdi; İstiklal trafiğe kapandı, barlar açıldı yani hayat orada akmaya başladı bizim için. Bir de artık 18 yaşına geldikten sonra Bağdat Caddesi’nde bir o yana bir bu yana boş boş yürümenin saçmalığını anlıyorsun (gülüyor)

-Cadde’nin gençleriyle Kadıköy'ün başka yerlerinin insanının farkı nasıldı o zamanlar?

Cadde’ye dışarıdan fazla insan gelmezdi. Ulaşım bu kadar kolay değildi. Yani insanın kalkıp bir yerden buraya gelmesi meseleydi. Oysa Kadıköy'e her yerden insanlar geliyordu. Belki biraz da şu vardı; insanlar Bağdat Caddesi’ne çıkmanın yazıya dökülmeyen bazı kuralları olduğunu düşünebilir, kendilerini buraya yakıştırmayanlar olabilir.

Nişantaşı'nda Beyoğlu'nda oturan insanların yazlıkları buradaydı çok eskiden. Buraya gelirlerdi ve denize gidilirdi. Ben çocukken girerdim denize.  90'larda deniz olayı bitmişti ne yazık ki…

-Mahalleye özgü arkadaşlıklar var mıydı?

Vardı tabii ki olmaz olur mu ? Çünkü biz sokağa çıkardık 80'lerde 90'larda. Bahçelerde dolaşırdık ağaçtan meyve yerdik. Hava kararan kadar sokaktaydık. Şimdi öyle bir arkadaşlık kalmadı, ‘site arkadaşlığı’ var.

-90’lar modası Cadde kızlarının giyimine nasıl yansıyordu?

Bence 80'lerde, 90'larda ciddi anlamda moda kurbanıydık. Şimdi sanırım hiçbir gence pembe ayakkabı pembe pantolon ve pembe gömlek giydiremezsin. Biz bunların hepsini aynı anda giymiş biz nesiliz! (kahkahalar) Bu kıyafetleri de genelde Salı Pazarı’ndan, Bahariye’deki Opera Pasajı’ndan alırdık.

-‘Tiki’ Cadde gençliği o zamanlar da politikaya mesafeli miydi?

Elbette ama yani 90'ların başında kimse ben politikanın çok içindeydim diyemez. Herkes politikanın dışındaydı. Liseye, üniversite'ye giderken çok klasiktir; herkes solcudur. Ama para kazanmaya başlayınca başka bir noktaya geçersin. O zaman bütün arkadaşlarım solcuydu bana sorarsan. Ama Bağdat Caddesi'nde otururken bütün harçlığını hamburgere yatırmışken neyin solculuğu onu bilmiyorum! 

-Kitap demişken, nerelerden alırdınız kitaplarınızı?

Nezih vardı Cadde’de ki hala var. Kadıköy'de de vardı Nezih, Gençlik vardı, Göztepe'de Gençler vardı. Oralardan alırdık. Kırtasiyeler vardı. O zamanlar kırtasiyeler kitap satardı. Hiç unutmam bu sokakta İlke Kırtasiye’den kitap alır okurduk. Tabi okuma hızında kitap üretimi ve satışı yoktu. Her seferinde sorardık yeni kitap geldi mi diye. 1997’de D&R açılmıştı Erenköy'de.

-Kasetler de çekme değil mi?

 Güneş abi vardı iki sokak ötemizde. İstediğin şarkıları söylerdin ya da kendisi hazırlardı. Fakat Güneş abi ‘pazartesi gel veriyim’ derdi ama hiçbir zaman pazartesiye hazırlayamazdı, sinir olurduk. 90'lar itibariyle bu kalmadı. Megavizyonlar açıldı, Akmar vardı. Kaset çekmez, gider alırdık. Hatırlıyorum Kayahan, Sezen Aksu falan dinlerdik. Ayrıca birisi kaset alınca ondan ödünç alır, boş kasede albümü kaydeder, sonra sahibine iade ederdik.

-Peki sinemaya, tiyatroya gider miydiniz?

Bağdat Caddesi’nin unutulmazı Atlantik Sineması vardı. Şimdi ünlü bir giyim mağazası oldu. Karşısında da Suadiye sineması vardı. O ikisine giderdik ama Atlantik efsane idi bizim için.

-Ev partileri olur muydu o yıllarda?

Gençsin, 20'lerindesin niye evde takılasın ki! (gülüyor)  Evde takılmışlığımız da var ama dışarı çıkma imkanın varsa dışarı çıkardı evde oturmak yerine. Kral ve Ben diye bir pizzacı vardı, orada çok doğum günü partileri yapılırdı.

-Başka neler yapardınız?

Fenerbahçe maçına giderdik.  Bunun da bir ritüeli vardı. Önce yiyip içersin sonra maça gidersin. Maç sonrası da çok trafik olduğu için eve yürürdüm hep.

-90'ların gençliğiyle şimdiki gençliği kıyaslarsanız neler söylersiniz?

-Çok farklıydı. Bene biz daha akıllıydık, mesleki olarak işimizi doğru yapardık, annemize  babamıza üstlerimize saygımız vardı. Yeni nesil her şeyi çok çabuk elde ediyor. Benim neslim bir sorun karşısında bir kaç çözüm üretebilir. Yeni neslin öyle bir şeyi yok. Kendi başına kalsalar yapabilirler mi bilmiyorum. 

80'lerle 90'lar arasında insan olarak çok büyük bir fark yok ama 90'larla 2000'liler arasında uçurum var bence. Daha tahammülsüz, saygısız, bencil olduk. Kötü olduk yani…

-90'lara dönmek ister miydin?

Tabi isterdim. Şimdikinden en az 20 yaş genç olmak fena mı? (kahkahalar) Güzel yıllardı. Sabit telefonların evlere bağlandığı tarihi hatırlayan insanlarız. İlk renkli televizyonun alındığı tarihi hatırlıyoruz. Pek çok şeyi yeni yeni keşfediyorduk ve eğleniyorduk. İnsanlar da birbirine karşı çok iyiydi. Tanısın tanımasın herkes birbirine selam verirdi. Dolmuşa binersin iyi günler der inen birisi. Şimdi rahat insin diye yol veriyorsun bir şey demeden yürüyüp gidiyor insanlar. İnsanlar çok değişti 90'lardan bu yana. Gece eve dönerken eve yürüyebilirdik. Ne şanslıymışız ki başımıza bir şey gelmedi1 ama şöyle de bir şey var; hepimiz bu kadar şanslı olamayız, değil mi?

-Daha güvenli mi hissediyordunuz o zaman ?

Esasen güvenli dönemler değildi 90'lar. Ama o güvensizlik bizim çevremizde olmuyordu Güney Doğu'da oluyordu. Bugün herkes sokağa adım atmaya korkuyor. Bugüne kıyasla o zamanlar daha güvendeydik bence.


ARŞİV